Kemal CAN
• “Beş soru on cevap” sürecek mi?
Söz konusu yer Cumhuriyet olunca, “meslekteki 36. yılımda” diye başlayan cümle tuhaf duruyor. Ama ne yapayım ki, yine söz konusu yer Cumhuriyet gazetesi olunca meslekte pek de taze olmadığını söyleme ihtiyacı duyuluyor. Neyse uzatmadan söyleyeyim; defalarca olduğu gibi, yine hiç düşünmeden, tereddüt etmeden gitmenin zamanı.
Mesleğin gereği; yapılan her işin, her iddianın, her gelişmenin farklı taraflarını görmeye çalışmak, aynı soruya verilecek farklı cevapları bulmaya çalışmak. “Beş soru on cevap” da böyle bir arayışın ismiydi. Bazen soruların fazla tartışmaya yer bırakmayacak apaçık cevapları vardır, cevabıyla gelen soruda yapılacak tek şey olur.
• İç tartışmada taraf tutmak mı?
Yapılan şey, yapılma biçimi, yapanlar ve ilk adımlarla gösterilen yol, nereden temin edildiği, kullanım garantisinin hangi merci tarafından verildiği belirsiz etiketlerden, Çiğdem Toker’in söylediği gibi gazeteciliğin yargılandığı mahkeme iddianamelerinden alınmış pasajlarla kurulmuş bildirilerden daha fazla şey anlatıyor.
“Cumhuriyet gazetesi kimin” tartışmasının tarafı, heveslisi olmayı hadsizlik kabul ederim. Fakat, bugün gazetecilik yaptıkları için ağır bedeller ödemiş, muhtemelen ödemeye devam edecek, gazetecilik yapmak için harcadıkları emeğin tanığı olduğum insanlara söylenenler ve yapılanlar, “hoş değil” sınırının çok ötesinde.
• Ahlaki sınırlar politik midir?
Ahlak ve vicdan fena halde siyasidir. Ne yapıldığını, neden ve nasıl yapıldığına bakarak anlamaya çalışmak daha öğreticidir. Gelmekte olanla ilgili de daha fazla şey anlatır. Siyasette kayıp ve kazançların kalıcılığı da, ahlaki tutarlılık ve vicdani meşruiyetle çok daha ilgili. Aynıları aynı, ayrıları ayrı yerde tutan da bu.
Durduğumuz yerler kadar, durmamamız gereken yerler; binmemiz gereken trenler kadar, olmamamız gereken gemiler; söylemek zorunda olduklarımız kadar, konuşmamamız gerekenler; yapmaktan vazgeçilmeyeceklerle, asla yapılmayacaklar var. Ve bunlar büyük sloganlar ve iddialı misyonların gürültüsünden çok daha politik.
• Alkışlar ve tepkilerin mesnedi?
Türkiye çok uzun bir süredir kaynağı, kanıtları ve tutarlılığı çok tartışmalı sıfatların, etiketlerin gelişigüzel kullanıldığı bir zeminde konuşuyor. Adaletin ölümü, gündelik dile de ispat yükümlülüğü yürürlükten kalkmış gibi yansıyor. Herkes, suç atıp suçsuzluğun kanıtlanmasını bekleyen yeni dönem savcılarını taklit ediyor.
Nereye gidildiğini, arkada kalanlar değil, yola birlikte devam edenler gösterir. Kanaatler ve husumetlere, hele de iddialara göre değil, pek de gizli saklı olmayan eylemlere bakarak karar vermek yanılgılardan koruyabilir. Büyük komplolar aramak yerine açık seçik niyetleri okumak hem daha kolay, hem daha hızlı olur.
• “Eyvallah” neyin vedası?
Daha önce de yazmışlığım var ama dokuz aydır düzenli yazdığım Cumhuriyet gazetesine veda zamanı geldi. Benim için ve birçok insan için mesleğin önemli okullarından biri olan Cumhuriyet gazetesinde birlikte çalıştığım, çoğu aynı zamanda dostum olan insanlara ve elbette okurlarına bir teşekkür borcum var. Sağ olun.
Gazetecilik de, siyaseten doğruları savunmaya devam etmek de, kendini övecek tek insan ve yaptıklarından utanan biri haline gelmeden yaşamak da bir yolculuk. Her yolculuk karşılaşmaları mümkün kılar. Sorular sorma, cevapları arama çabası, buna alan açan mecralarla devam edecek. Eyvallah...
Yazarlar
-
Taha AkyolTürk-Rus-Çin ittifakı? 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayÇin yoksulluk tuzağından nasıl çıktı? 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDemokrasinin içerideki ve dışarıdaki dinamikleri 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERBolsonaro’nun tarihi mahkûmiyeti 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTektonik Kırılmalar: Liberalizmin Tasfiyesi ve Müslümanlar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKültürel hegemoni savaşı: Türkiye’ye bak, Amerika’nın geleceğini gör 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCHP’liler için bir seçimlik başarı mı, Türkiye’nin demokratik dönüşüm mü? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞUR“Bize bir ömür daha lazım…” 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet farkında mı? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖzgür Özel ve siyasi drama… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunStalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi? 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluZeytine ağıt 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünyayı çılgınlar yönetiyor; akıllı olmak gerek… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKalıcı fakirlik ve pahalılık 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTopunuz bir İspanya Başbakanı kadar olamadınız... 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYeni Diyanet İşleri Başkanı 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCHP’ye kayyım davasında AK Parti’nin eli var diyen yok ki… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan’ın bütün akbabaları aşkına 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAltın ve boksit madenleri, elektrik, kahveci… Yeni bir el koyma mı geliyor? 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTeflon siyaset 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİç Sömürge: Gücün İçeriye Yöneldiği Karanlık Düzen 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANTürkiye kötüye gidiyorsa AKP’nin oyu neden yüzde 30 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Al sana misilleme”… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEskinin Öldüğü, Yeninin Henüz Doğmadığı Bir Dönem.. 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“BACASIZ SANAYİ” ALARM VERİYOR… 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalCharlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKKıyamet saatini durdurmak 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANGerilimle yönetmek ya da gerilimi yönetmek 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.08.2025
17.08.2025
17.08.2025
21.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
27.05.2025
6.04.2025
23.02.2025
16.02.2025