Mehmet TIRAŞ
Diyanet işler başkanlığı ve laiklik üzerinden yazıma devam edecektim ama gündem öyle hızlı değişiyor ki bizde, peşinden yetişene aşk olsun.Gündem Başbakanın kız ve erkek öğrenci evleriyle ilgili açıklamalarını ıskalamak imkansız gibi,bende gündeme döndüm ve devam edeceğim yazıma bir başka güne bırakmış oldum.
Sanayi devrimini tamamlamamış,feodalitenin etkisi altında olan sosyal olmayan ataerkil toplumlarda; orta doğu ve özellikle İslam ülkelerinde namus ve ahlak hep kadın üzerinden tanımlamalar ve yorumlar yapılır,önlemler alınır.
Kadının bedeni,kıyafeti,takısı,kaç çocuk doğuracağı,nasıl doğuracağı ve hareketi, egemen erkek toplumlarının ahlakı ve namusu olur..
Bu ülkelerin politikacıları da kadın üstünden özel hayatı ve sosyal yaşamı yine kadına bakışlarıyla anlatırlar bizim Başbakanın son açıklamalarında olduğu gibi..Finlandiya da bir gazetecinin özel hayat sorusuna Erdoğan şöyle cevap verdi:bir meşru hayat vardır birde gayri meşru” nasıl bir hayatsa bu..
Biz gayri meşru işleri duymuş,legal ve illegal örgütleri biliyorduk ama meşru ve gayri meşru hayat tanımlamalarını da Erdoğan’ dan öğrenmiş olduk.Herhalde Erdoğan evlilikler üzerinden yapıyor bu meşru ve gayri meşru hayat yorumlarını,gerçi imam nikahıyla yaşayan Erdoğan gibi düşünen binlerce evlilikler var buna nasıl bir hukuki bağlantı kuracak Başbakan, bu da ayrı bir soru?
Başörtüsü üzerinden başörtülü bacılarım edebiyatının bitmesi;başka bir tartışmayla gündem girdi Başbakan 2014 yerel seçimlerde kazanmanın stratejisi olarak.
Toplumun sinir uçlarıyla oynayan bir gündem belirledi Başbakan, kız ve erkek öğrenci evleri konusunda açıklamalarıyla.
Bu evlerde kalan öğrencilerin cinsiyeti fark etmeksizin reşit kişiler olmasını önemsemeden müdahale edeceklerini açıklaması;toplumda yüzde yüz özel hayata müdahale olarak bir tepkiye dönüştü;hatta partisinin içinden ve yandaş medyasında da çatlak yarattı.
Başbakan biz kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeyiz,ettirmeyiz diyor ama başkalarının müdahale etmesine fırsat kalmadan, kendisi etmiş oldu son açıklamasıyla.
Özel hayat müdahale edemeyiz sözünü Başbakandan ve onun yandaş medyasının tetikçilerinden okuyup duydukça, aklıma hep başarısız antrenörlerin işine son verilmesi gelir.
Eğer bir kulüp başkanı ve yöneticileri biz antrenörümüzün arkasındayız, diye açıklamalar gelmeye başladıysa ,o antrenör gidici demektir,der futbol otoriterleri.
Başbakan da kimsenin yaşam tarzına karşı değiliz müdahale etmeyiz dedikçe,günden güne özel hayata müdahale edecek açıklamalar ve çoğunluk üzerinden,kendine muhalif olan ve yaşam tarzını beğenmedi başka toplum kesimlerine mahalle baskısı yapmaya başlanmış olarak algılamak gerek.
İşte Başbakan Erdoğan’ın söyledikleri ve çeliştikleri.
Devlet vatandaşına forma atmamalı,diyor Başbakan..
Bizim neslimiz bozdular dindar nesil yetiştireceğiz,diye de açıklamalar yapıyor;bu devlet eliyle topluma format atmak olmuyor mu?
Özel hayata müdahale topluma format atmak değil mi?
Biz din,ırk,ve mezhep üzerinden politika yapmayız diyor..
Bir başka açıklamasında da “Tek dinden bahsediyor,Reyhanlıda benim 53 Sünni vatandaşım şehit oldu,Caminin dışında başka bir ibadet yerini tanımayız, diye Alevilerin ibadet yeri olan Cem evini tanımıyor.”
Daha tehlikeli açıklaması ise Başbakan Erdoğan’ın “temel hak ve özgürlükleri hukuk üzerinden “değil de kendisinin teminatı altında diye dillendirmesidir.
Burada başbakan biat ediyorsanız özgürlükleriniz Erdoğan’ın özgürlükleriyle de ötüşüyorsa sorun yok;biat etmeyip başbakanın sosyal hayatına uymuyorsanız, sizin özgürlüğünüz hukukla değil, başbakanın çizdiği sınırla geçerli.
Yargıya talimat verdim açıklamasından sonra gelinen sonucu yadırgamamak gerek.
Erdoğan 1994 yılında İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanı iken ben bu şehrin İmamıyım,diyordu artık ben bu ülkenin Müftüsüyüm,demeye hazırlanıyor herhalde..Diyanet işler Başkanlığına verdiği önem de bunun işaretleri değil mi?
Alkol açıklamalarını hatırlayın,yüce dinimizin emrine mi uyacağız, yoksa iki ayyaşın çıkarttığı yasalara mı demesi,alkol alan herkes alkoliktir,aksırana tıksırana kadar içiyorlar,içeceksen git evinde iç,sözleri hukuk içerikli değil de, hep din referanslıdır.
Başbakan Erdoğan ekonomik politikalarını büyük bir oranda;yeryüzünün gelişmiş demokratik ülkelerinin ekonomi politikalarıyla kıyaslarken;sosyal politikalarını ise;hukuk değil de, din ve mezhep üzerinden çoğunluk gücüne dayanarak, devlet eliyle topluma format atmaya çalışıyor..
Erdoğan, rengini ve niyetini iyice belirten sosyal politikasının adı artık siyaset bilimcileri tarafından “biyo politikası” (inanç ideolojisi) olarak tanımlanıyor.
Çokta yerine oturuyor bu tanım Başbakanın sosyal politikalarını tanımlamak açısından.
Erdoğan her yerde ve her ortamda her iki kişiden birinin oyunu alıyorum çoğunlukta benim arkamda,devlet imkanları elimin altında,devletin direksiyonunda da ben oturuyorum;toplumun her kesimi değil her bireyi ;kadınlar benim kızlarım ve karım gibi giyinecek, erkeklerde beni izleyecek diyor kısacası bu.Dolmabahçe ofisimden bakıyorum,Kadıköy vapurundan inen kadınların kıyafetleri içime sinmiyor dediğini hatırlayalım.
Kızılcahamam konuşmasını yalanlamaya kalkan Siyasi Baş danışmanı yandaş medyasına ayar çeken ve hükümet sözcüsü ve yardımcısı devlet bakanı Bülent Arnç’ı nasıl yalanladı ve ters köşeye yatırarak zor duruma bıraktı,ben söylediklerini inkar etmeyen bir karaktere sahip farklı bir siyasetçiyim,diyerek.
Gazeteciler Bülent Arınç’a basın toplantısında artık şunu sormalılar; bugünkü sorulara verdiğiniz açıklamaları mı yazalım, yoksa yarını mı bekleyelim,demeliler..
Vaka olan Erdoğan’ın tek parti ve tek adam iktidarlarını ve askeri darbeleri hatırlatan,siyasal bir İslamcı yolda dini bir otoriter sistem kurmanın peşinde yürüyor olmasıdır.
Bu gidişat hayra alamet değil,var olan kutuplaşmayı daha da çatışmayı yakınlaştıran,iç barışı tehdit eden ve tetikleyen bir yolda hızla ilerliyor Başbakan.
Komşularımıza ve sınırımızda süren iç savaşlar ve çatışmalar bize ayna tutmuyor mu?
Daha üzerinden üç ay bile geçmeyen dumanı tüten gezi olaylarından çıkartılacak bir ders yok mu;Erdoğan ve hükümeti açısından.
Gezinin ruhu 2.5 milyon insanı sokaklara döken özel hayata müdahale olarak ortaya çıkmadı mı?
Bunlar,demokratik hukuk devleti olmadığımızın tartışmalarıdır ve kadınlarda bunun metaforudur.
Sistem demokratikleşmezse değişen sadece oyuncuları oluyor.
Not:bu yazıyı bitirdiğimde Bülent Arınç Belgrat’tan TRT muhabirine verdiği açıklama Başbakan Erdoğan’ı topa tuttu ve açıklama bekliyorum,diye zehir zemberek bir mülakat verdiğini de belirteyim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları








































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025