Mehmet TIRAŞ
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu 30 Mart yerel seçimlerini gölgede bırakmıştır.
Başbakan Erdoğan bu operasyonun kendine karşı yapılmış bir darbe olarak gündemde tutuyor ve seçmenine de bir algı yaratmaya çalışıyor..
Gerekçesi de;17 Aralıkta yargı yoluyla bana darbe yapmaya kalktılar ve Milli irade hırsızlığına soyundular,oğlumun üzerinden bana uzanmaya çalışıyorlar diyor.
Erdoğan,Kendi çocuğunun ve kendisine destek veren kamu ihalesiyle zenginleştirdiği çoğu iş adamlarına yapılacak 25 aralık operasyonunu durdurarak, yargıya karşı darbe yapıp yargıyı kendine bağlayarak, demokrasinin üç sütunundan birinin ayağını kesti ve ülkeyi hukuksuz bir şekilde yönetmektedir.
Ve hızla ülke bir “İSTHBARAT DEVLETİNE” doğru yol almaktadır son çıkarttığı Cumhurbaşkanı Gül’ünde onayladığı HSYK düzenlemesiyle yargıyı Adalet Banlığına bağladıktan sonra,şimdi de MİT için çıkartmak istediği yasalar hayata geçerse artık görünmez bir yargıya dönüşecek MİT..
MİT ‘in bu engellenemez ve denetlenemez yapısı demokrasi sadece seçimle tarif edilecek,muhalefetin alanı daraltılarak, düşünce, ifade ve medya özgürlüğü boğulurken,gösteri ve yürüyüş hakları darbe dönemlerini hatırlatacak.
Başbakan Arap baharının fitilinin ateşlendiği Tunus’ta başlayıp Mısır ve Libya’yı sardığında halk ayaklanmaları karşısında çağrıda bulunuyordu; bu ülkeleri yöneten diktatörlere istifa edin, halkın sesine kulak verin diyordu.
Ne gariptir ki sokaklara dökülen on binlere Kaddafi fareler derken, Erdoğan’da Gezi olaylarında kendisini protesto eden 79 ili saran 3.5 milyon insanlara üç beş çapulcular diye karşı çıkıyordu.
Ne kadar Erdoğan Kaddafi’ye çağrı yapsa da hatırlanacağı gibi Kaddafi’nin elinden insan hakları ödülü almış,Suriye diktatörüne Esed kardeşim diye de hitap ediyordu..
Diktatörlere çağrı yapan halkın sesine kulak verin diyen Erdoğan’ın bugün geldiği yere bakar mısınız,o diktatörlerin yolunda hızla ilerliyor.
30 Mart’ta yapılacak yerel seçimi, yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan rövanş olarak görüyor,bu seçimleri bir istiklal mücadelesine çevirip Sivas’tan seçim yarışını başlatıyor.
Erdoğan, bu İstiklal mücadelesini hangi yabancı güçlere karşı veriyor?
Yabancı dediği yargı bağımsızlığını savunan,yolsuzluk ve rüşvetin üstünün örtülmesini istemeyen,saydam bir toplum ve hukukun evrensel ilkleriyle yönetilen bir devlet isteyen muhalefeti ve demokrasiden yana olan güçleri gösteriyor.
Hele meydanlarda,kapalı salon toplantılarında ve televizyon ekranlarında kontrol edilmez kavga da bile söylenmeyecek kadar kullandığı dil yok mu, tam bir çatışmacı ve bölücü olan nobran konuşmaları hayra alamet değil,dileriz korktuklarımız başımıza gelmez; bölgemizde değil sınırımıza dayanan iki komşu ülkemizi süren iç savaştan Erdoğan bir ders alır.
Başbakan muhalif olan toplumun her kesimi ve medya ve yazarları dış güçlerin içerideki işbirlikçileri demesi yok mu, kabulk edilir bir durum değil.
Her gün, hatta her saat başı konuşmaları yirmiye yakın televizyonlardan canlı olarak verilirken,12 yıldır yönettiği devlete çete demesi,devlet içindeki çeteler, paralel devlete soyunan cemaati kastederek, ortada bir yargı kararı olmadığı halde haşhaşiler,hainler,ajanlar,dış güçlerin uşağı,internet yasağına karşı çıkan herkesi pornocular diyerek yaftalaması yok mu, topluma travma yaşatıyor.
İleri demokrasinin geldiği yere bakın, son çıkarttığı TSK holdingi OYAK’ı vergi dışı bırakması, askerleri imtiyazlı konuma getirmesi,12 Eylül’ün faşist yasalarını savunur duruma gelmesi ise; bir başka sıkıntıyı ve tek adamlık yoluna taşları döşüyor; milli ordumuza kumpas kurdular diyerek,bir dönem darbeciler dediği askerlerle iş tutmasının işaretleri ortaya çıkmış oluyor.
Onun için 30 Mart Seçim sonuçları çok şeylere gebe,seçim sonuçları ülkeyi çok farklı bir tartışmanın içine çekecek gibi gözüküyor bunu bilmek için de kain olmaya gerek yok..
Yay gibi gerilmiş bir toplumu, seçim sonuçları toplumsal bir mutabakata çeker mi, bu kısa sürede çekilir gibi gözükmüyor, dileriz bu gerginlik ve çatışmacı dil, dilimiz varmıyor söylemeye ama sıcak çatışmalara dönüşmesin tek dileğimiz.
Bildiğiniz gibi 1989 yılında Sosyalist sistemin dağılmasıyla dünya çok yönlü bir sürece girdi,önünde engel tanımayan adına da Küreselleşme dediğimiz,sınırları delen “temel hak ve özgürlükleri kriter alan” insan haklarını ülkelerin içişleri olarak görmeyen bu hareket, dünyayı küçük bir global köye çevirdi.
Peşinden Arap baharı tüm orta doğuyu ve kuzey Afrika’yı kapsayan ve sınırımıza kadar gelip dayanan, Irak,Suriye gibi ülkelerde iç savaşları ortaya çıkardı,diktatörleri tarihe yolcu eden bir halk ayaklanmaları yarattı.
Tunus’ta, Mısır da,Libya’da tüm diktatörler giderken rejim değişikliklerine yol açtı.
Küreselleşmeye karşı direnen,özgürlükleri boğan ülkeler iç savaşın eşliğine geldiler; son örnek Ukrayna’daki halk ayaklanmalarında halkla polis arasındaki çatışmalarda 80 kişi öldü,devlet başkanı görevden azledildi, yeni bir hükümet konusunda anlaşmaya varıldı ve erken seçim kararı alındı..
Dünyadaki ve bölgemizdeki olaylar ve gelişmeler bizim başbakanı hiç etkilemiyor mu, insanın hafızası almıyor,devrilen, görevden azledilen diktatörlerde devletin tüm imkanlarını ve gücünü kullandı,yasaklamalar yaptı ama iktidarını koruyamadı..
Tek adam mantığıyla ülkeyi yönetenlerin de ordusu,polisi,istihbarat örgütleri,kendine göre bir de yargısı vardı ama hiçbiri ayakta kalmasını sağlayamadı.
Bireyin ve azınlıkların özgürlüğünü yok sayan ,çoğulculuk kavramını tanımayan,muhalefeti rejim karşıtı gören,yeryüzüne ayak uyduramayan,yargıyı denetim altına alan,hukuku baypas eden bir lider,isterse seçimle gelsin ve aldığı oy oranı ne olursa olsun onun iktidarı meşruiyet kazanmaz.
Bizde 17 Aralık sürecinden sonra seçimlerin arifesinde bunu yaşıyor ve tartışıyoruz.
Tek adamlık hayra alamet değildir,bu diktatörlüğe götürür.
Başbakanda bu yolda yürüyor,Fetullah Gülen’in analiziyle Erdoğan “güç zehirlemesine yakalanmış” görünüyor.
Başbakana önerimiz,ülkeyi tek adam mantığıyla yönetenlerin biyografisini okusun veya birileri ona
hatırlatsın!.
Güzel ir halk deyişiyle yazıya düğüm atalım;
“İnsan bir ekin misali,seni eken biçer bir gün.”
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları





































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025