Mehmet TIRAŞ
Bu söz, 1973 yılında Şili’de seçimle iktidara gelen sosyalist Salvador Allende’ya karşı askeri darbe yapan ,ülkeyi kan revan içinde bırakan Allenda’yı öldürerek korku imparatorluğu kuran, ülkeyi 17 yıl silahların gölgesinde yöneten faşist general Agusto Pinoche’ “benden habersiz bu ülkede yaprak kıpırdamaz “ diyerek açıklama yapar.
Faşist General Pinochet’in sözlerine eş değer biri sözü ben 1993 ile 1997 yılları arasından Güneydoğu da görev yapmış bizim bir generalin bir gazeteye verdiği mülakatta okumuştum, general şöyle diyordu:ben olağan üstü hal bölgesini gönüllü istedim genelkurmaydan ve şöyle demiştim benim görev yaptığım yerde “benden habersiz ot bitmez” diye ama yanılmışım, ben göreve geldiğimde olaylar ortalama günde iki oluyordu, ben ayrılırken beşe çıktı(Kürt sorununu kastederek)bu olaylar şiddetle çözülemez siyasi bir sorun diye noktayı koyuyordu.
Gezi olaylarıyla başlayıp 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan bu tarafa,internete düşen ses kayıtları ve başbakanın yolsuzluklar,rüşvet,havuz medyasına toplanan paralar,medya üzerindeki baskıları,ihalelere müdahalesi ortaya çıktıkça; Başbakan Erdoğan’da tam bir Şili diktatörü Agusto Pinochet manzaraları izliyoruz.
On iki yılda Türkiye’nin geldiği yeri demokratik ülkeler sıralamasında değil de, diktatörlükle yönetilen ülkelerin sıralamasında yer bulması kabul edilir bir durum değil.
30 Mart yerel seçimleri bir yerel seçim karakterinden çıkartılıp bir genel seçim karakterine bürünmesi farklı tartışmalara neden oldu.
Bir ülkede seçim sonuçlarından sonra hukuksuz yönetilen bir ülkenin gelecekte bu kaos ortamından nasıl çıkarılacağı, aklı selim düşünen toplumun her kesiminde ortak kanaat oluşmuş durumda.
Başbakan öyle bir psikolojiyle seçim sürecini geriyor ki,her gün internete düşen rüşvet ve yolsuzlukla ilgili ses kayıtları,hayal edemediğimiz sorunlarla karşılaştırıyor.Ama bir türlü bu yolsuzluk ve haksız kazançlar yargıya taşınmıyor.
Hele medya üzerindeki baskıları gazetelerin patronlarını ve genel yayın yönetmenlerini direk telefonla arayarak,muhalif olduğu ve kendisinin politikalarını eleştiren haber ve yazılardan rahatsızlığını belirtip kovdurması,seçimle iş başına gelmiş bir devlet adamı anlayışıyla yorumlanması mümkün değil.
Yeni internete düşen ses kaydına göre 2011 yılında Başbakan Star gazetesinin yayın müdürünü arayıp baş yazarı Mehmet Altan’ın yazılarından rahatsızlığını belirtip, gereğinin yapılmasını istemesi ve kovdurması medyasız,muhalefetsiz ve hukuksuz bir ülke yönetmeyi hayal ettiğinin somut göstergesi değil mi?
Dünyada en fazla tutuklu gazetecilerin Türkiye de olması,muhalif olanların rejim karşıtı gösterilmesi,kanıtı elde olmayan paralele devlet iddiaları ile kamu görevlilerine başta savcılar, hakimler ve polis şefleri olmak üzere suçlanması,görevden el çektirilmesi ve sürgüne gönderilmesinin nerede duracağını bilmediğimiz bir karanlık yolda ilerliyoruz.
Söylemesi şöyle dursun düşünmesinin bile kabul edilemez konuları, Erdoğan’ın toplumun hemen hemen her kesimini ve kanat önderlerini hedef göstererek iktidarının ömrünü uzatmasının yolunu seçmesini, ancak akıl tutulması olarak yorumlayabiliriz.
Serbest piyasa ekonomisini savunacaksınız, politikanızı desteklemeyen dershaneleri kapatacak,kendine muhalif olan bir iş adamının mağazalarının ismini vererek seçmenlerine ve topluma bu adamın mağazalarından alış-veriş yapmayın,muhalif olan gazeteleri okumayın,çocuklarınızı onların okullarından ve yurtlarından alın ,yanında yer almayan iş adamlarının iş yerlerine polis eskortuyla vergi operasyonları yaptırması, 28 Şubat darbesine rahmet okutuyor.
Böylesi uygulamalar ancak diktatörlerin,kralların ve askeri darbeyle iktidarı ele geçirenlerin yönettiği ülkelerde olur,bunun başka bir tarifi var mı?
Toplumun yüzde 50’nin oyunu aldım diye övünen bir Başbakan, ayakkabı kutularından korkar oldu.
Erdoğan Aydın’da yapacağı miting öncesi bir vatandaşın boş ayakkabı kutuları satması, internette ve sosyal medya da ve kamuoyunda bir fenomen oldu.
Boş ayakkabı kutusu satan esnaf,evinin penceresinden boş ayakkabı kutusu sallayanlara Başbakanın korumaları bu evlere operasyon yapıp gözaltına alıyor, saatlerce gözaltında tutuyorlar.
Erdoğan,bu seçimleri siyasi kariyerinin ya sonu ya da devamı gibi görüyor ve hiçbir hukuk tanımaz bir şekilde akıl süzgecinden geçirmeden aklına ne geliyorsa söylüyor ve yapıyor.
30 Mart seçimlerinin sonucu veya Ağustos ayından yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçları Erdoğan’ı ve hükümetinin hayal edemeyeceği bir yere savuracak gibi gözüküyor, bu kaçınılmaz bir vaka.Bu kantar bu yükü çekmez.
Hayat tezatlarıyla yaşanılan bir süreçtir bu siyaset içinde geçerli ve doğanın değişmez kanunudur.
İç kamuoyunda harı yüksek muhalefetin yanında, Başbakanı bekleyen başka bir tehlike dünya demokratik kamuoyunun olumsuz tepkilerini nasıl göz ardı edecek,dış dünyadan izole olmuş bir iktidarın ömrünü kim uzatabilir, isterseniz toplumun yüzde yetmiş oyunu alın.
Hırsızlık ve yolsuzluktan aklanmayanın sandıktan birinci veya oylarını artırması meşruiyet kazandırmaz,hukuksuz bir devleti yöneteni de kimse ciddiye almaz.
Başbakan eğer demokrasiye inanıyorsa, muhaliflerinin de kendisi kadar meşru olduğunu,yargıya hesap vermeyen demokrat olamayacağını ,medyanın özgür olmadığı yerde seçimlerin sonuçlarının meşruiyetinin tartışılacağını nasıl izah edecek?
Erdoğan geldiği yeri ve ülkenin siyasi, hukuki ve kaotik bir ortama soktuğunun farkında mı,bilemeyiz ama bunların hepsini kendisi yarattı kendisi çıkartacak.
Ya istifa edecek, yada yargıya hesap vererek uzlaşma yolunu seçecek, uzlaşmanın ve pazarlık payı olmayan kriteri ise ,AB standartlarında bir demokrasi başka bir çıkış yolu yok.
İlk önce yapması gereken kendisi hakkında isnat edilen hırsızlık ve yolsuzluk suçlamalarından aklanmadan sandık sonucunun bir geçerliliği yok,Beşar Esed’de seçimle iktidara geldi eğer sandık diyorsanız.
Hiç kusura bakmasın ama Başbakan artık bir diktatör ruhuyla ve görüntüsüyle ülkeyi yönetmeye çalışıyor siyasi geleceği için.
Ölüleri yarıştırarak,toplumu bölerek, sayıları 20 milyonu bulan bir Alevi kitlesini siyasi ikbaliniz için Alevileri meydanlarda yuhalatarak,koltuğunuzda huzur içerisinde oturamazsınız.
Artık Başbakan düşman yaratarak iktidarını korumanın yoluna girdi,bunu her diktatör ve darbeciler yapar, Erdoğan’da bunu yapıyor.
Şili diktatörü faşist Pinochet’in “benden habersiz yaprak kıpırdamaz” ve bizim askerlerin “bizden habersiz ot bitmez” şiarıyla hareket eder oldu.
Diktatörlerin,darbecilerin farklı sese ve muhaliflerine karşı ortak görüşü “biz bu ülkeyi sokakta bulmadık” sözünü artık Başbakanda çok sevdi ve bu söyleme ortak oldu.
Not:Demokrasi ve özgürlük için mücadele veren tüm halkların ortak bayramı olan Nevroz bayramı kutlu olsun.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025