Melih ALTINOK
Cuma günü Suriye’nin Türkiye’ye ait keşif uçağını düşürdüğü henüz öğrenmiştik ki, canlı yayınımıza bir uluslararası ilişkiler profesörü bağlandı. Aynı zamanda eski bir pilot olduğunu öğrendiğim hoca başladı ucu savaşa kadar varan olası yaptırımları anlatmaya.
Uzman esip gürlerken dayanamadım. Yaptırım önerilerine de söyleyeceklerim vardı ama uzmanlık alanında havlamamın bedellerini göze alamayıp kısa kestim.
“Hocam” dedim, “Olay henüz çok sıcak. Nereden biliyorsunuz, belki uçak düşürülmemiş, düşmüştür.”
Hocanın yanıtı net oldu: “Böyle bir şeyi kabul edemem!”
“Neyi kabul edemezsiniz?”
Anladık ki ihtimalin zayıf olduğunu kastetmiyordu hoca. Kabul edemediği bir Türk savaş uçağının öyle alelade bir kul yapısı gibi düşebileceğiydi.
Koptuk tabii.
İstidatlı bir savcı için sözlerimden makul miktarda 301’lik malzeme çıkabileceğini düşünerek zorlamadım.
Evet, neticede Türkiye Cumhuriyeti’nin ve kahraman ordumuzun manevi şahsiyetini zedeleyecek bir durum olmadığı anlaşıldı. Benim yanıldığım ortaya çıktı. Uçağımız düşmemiş, düşürülmüştü.
Ne var ki “AKAPE hükümeti” için aynı durum sözkonusu değildi. Tersanelerin yanı sıra, istese de düşemeyecek kadar asil kanlı uçakların yönetimini “yeniden” ele geçiren karşı devrimci Osmanlıcılar hıyanet ve acz içindeydi.
Hırsızın hiç suçu olmaz mıydı? Eskiden, yedi düvele karşı it dalaşı yapan uçaklarımızı düşürttürüyor sonra da cevabı hemen savaş ilanıyla vermiyordu.
Kaderin cilvesi, bir oyunda kendisinden “Hüsamettin Cintonik” diye bahseden Ferhan Şensoy’un köşesinin hemen üstünde, gazetenin manşetine ilham olan Cindoruk faturayı kesmişti bile:
“Bakandan kurtulmazsak, üç nokta...”
Aydınlık gibi, verilen mesajı şıp diye anlayıp AK Parti’ye “çakarsamada” bulunacak entelektüel okura değil de, dekoder yardımıyla “anlayan” kesimlere seslenen Sözcü ise metaforları buruşturup atmıştı.
“Savaşın eşiğindeyiz ama 68 paşa hapiste” manşetini çakan ve “Suriye’yi en iyi bilen gazeteci” olarak anons ettiği Hüsnü Mahalli’nin “Amacın işgalse vurular” sözlerini büyüten Sözcü’nün Ankara temsilcisi Saygı Öztürk netti.
“Orduda moraller bozuk. Çünkü yılların tecrübesine sahip 68 muvazzaf general ve amiral Balyoz’dan cezaevinde tutuklu. Sağduyu milyonlar ‘komutanlar serbest bırakılıp görevlerinin başına dönmeli, bu orduya moral olur’ diyorlar.”
Kelimenin patent hakkını her sabah programında 500 kere kullanarak tescilleyen Sevgili Erkan Tan’ın kulakları çınlasın:
“Diyorlar...”
Peki, kim o diyenler? Balyoz sanığı Çetin Doğan’ın “aktarımlarını aktaran” CHP’nin İzmir aktarı Aytun Çıray. Başka? Bir emekli hava korgenerali.
İyi de iki bizkaçkişiyiz.com deneyimi sayesinde sayı saymayı öğrendik. İki emekli asker ve tezkeresini yırtıp müebbet askerliğe gönüllü yazılmış bir sivili ister topla ister çarp milyonlar etmez ki sana.
Milliyetçi cenahtan destek lazım.
Gerçi MHP vekili Ümit Özdağ pazar günkü tv programında, Hasan Celal Güzel’in “kıçı kırık Suriye” temalı düzeyli ve deruni tesbitlerine dayanıp omuz vermişti ama, Yeniçağ’ın Arslan’ı lafı evirip çevirmedi.
“5 Kasım 2007’de Beyaz Saray’da, Ergenekon ve Balyoz operasyonlarının düğmesine basılmasına evet denmeseydi, hemen öncesinde özel yetkili savcılarla toplantı yapmak için Amerikalı savcı Susanne Hayden Türkiye’ye gönderilmeseydi, Türk Silahlı Kuvvetleri, bugün milli stratejiler geliştirip uygulamak imkânına sahip olurdu.”
Allah’ın bildiğini kullara da gösteren Zirve katliamının ek iddianamesi de yayınlandığı halde Hrant’ın katledilmesinde Ergenekon’dan bahsedeni Cemaatçi ilan eden çiçek çocuğu imitasyonları da fırsatı kaçırmadılar.
Ergenekon muhiplerinin Suriye konusunda BOP’tan müteşekkil boktan (tabii ki kurumuş) analizlerini es geçip, gözlerini Esed’in zulmüne karşı uluslararası toplumu göreve çağıran ancak askerî müdahale alternatifini dillendirmeyenlere diktiler.
Neymiş, halkını katleden Esed’e tepki veren liberaller, İslamcılar falan hükümetin diktatöre karşı sert tavrını cilalayarak bugünkü ortamın ve tabii ki savaşın yolunu döşemişler.
Anakronik Irak savaşı hikâyeleriyle son Suriye krizini analiz etmeye çalışanlar gazeteleri nereden okuyorlar bilmiyorum ama ben o savaş çığlıklarını muhafazakâr medyada değil, sol, ulusalcı ve kendi yazdıkları merkez medyada gördüm. Hatta aralarında Suriye’yi savaşa cesaretlendiren bile vardı.
E, hâl bu olunca da “barış, lütfen yani” mesajlarının Can Dündar’dan rol çalmanın ötesine geçtiğini düşünmüyorum.
Hülasa barış gazeteciliği, uluslararası hukuka uygun silahsız uçan bir uçağı vuran devleti eleştirmeyi de kapsar, azıcık. Muhafazakâr diye kıl olduğun hükümete “hırsızın hiç mi suçu yok, niye dövdürdün kendini demekle” pek alakası yoktur.
Terörist bir devlete karşı uluslararası toplumu göreve çağırmayı da emperyalistlik saymaz. Devletlerarası savaşa “hayır” der, elbette halkına karşı savaş açan ve bu savaşa ses çıkartan komşularının uçaklarını düşüren diktatörlere de.
Ve bu ayrımları yapamazsa, Suriye’ye “gık” denmesine karşı çıkan ulusalcılarla “lank” diye aynı cepheye düşüverir.
Dikkat buyurun, düşürülmez, düşer.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019