Yıldıray OĞUR
“Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçlardan herhangi birini elverişli vasıtalarla işlemek üzere iki veya daha fazla kişi, maddi olgularla belirlenen bir biçimde anlaşırlarsa, suçların ağırlık derecesine göre üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir.
Amaçlanan suç işlenmeden veya anlaşma dolayısıyla soruşturmaya başlanmadan önce bu ittifaktan çekilenlere ceza verilmez.”
Suçun ne olduğunu anlamanın zor olduğu bu madde TCK 316.
104 amiralin bildirisi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu maddeden re’sen soruşturma açtı.
Dördüncü ve beşinci bölümlerde yer alan suçlardan kasıt, “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” ve “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar.”
Dünden beri bakanlardan, tarım ve orman müdürlerine kadar devletin karşısında direnişe geçtiği bildiride bir darbe iması dahi olmadığı için suç anayasal düzene karşı eylem yapmak üzere anlaşmış olmaya sokulmuş.
Yani bir nevi darbe yapamamış cunta muamelesi görüyor emekli amiraller. Ama madde imzasını çekenlere de bir çıkış kapısı gösteriyor.
Yani anlaşılan yine fikirlerine katılmadığımız birilerinin ifade hürriyeti ve hukuklarını savunacağımız günler bizi bekliyor.
Ama şanslarını o kadar zorlamışlar ki...
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
Bildirinin, “diplomatlar Montrö için açıklama yaptı, hadi biz de yapalım” denerek hazırlandığı söyleniyor.
Ama anlaşılan emeklilikte ülkenin basit bir gerçeğini unutmuşlar: Burası diplomatların değil, askerlerin altı darbe yapıp, onlarca muhtıra ve muhtıra gibi açıklamayla siyasete burnunu soktuğu bir ülke.
O yüzden arada sırada eleştirel açıklamalar yapan ABD’deki emekli generallere benzer bir muamele görmedikleri için herhalde kusura bakmıyorlardır.
Bizzat kendilerinin yazdığı, pek de pişman görünmedikleri bir tarih bu.
Zaten öyle olmasa bildiri, bütün darbelerin giriş cümlesi olan “Yüce Türk milletine” diye başlamazdı.
Ama koskoca amiraller, Montrö için Dışişleri Bakanlığı’na, bir tarikatta cüppeli fotoğrafları çıkan tuğamiral için de Savunma Bakanlığı’na mı seslenecekti?
“Yüce Türk Milleti”ne doğrudan, aracısız hitap etme mevkiinden aşağısına alışık değiller.
Sonra yine o darbe bildirilerinden aşina olunan bir terkiple devam etmişler: “Son zamanlarda...”
Bildiriyi açıklamak için seçilen saat de resmi tamamlamış; Cumartesi gecesi 23.00.
Muhtemelen Dumlupınar Faciası’nın meydana geldiği geceyi seçmişler ama bir bildiri için bu kadar sembolizm, başka sembolizmleri de tahrik etti sadece.
Neredeyse tamamı Rusya sevdalısı, ulusalcı amiraller olsalar da bildiri için NATO’nun kuruluş yıldönümünü özel olarak seçtikleri söyleniyor. Hatta yakın ahbapları Perinçek onları çoktan Atlantikçi ilan etti bile.
Yine neredeyse tamamı FETÖ’yle kanlı bıçaklı olsa da 15 Temmuz’a 103 gün kala 103 imzayla bildiriyi yayınlamaları kriptoluklarına yoruluyor. (Aslında imzacı sayısının 104 olması da bu evhamlı matematik hesaplarını bozmuyor)
Bildirilerini “İstiklal Mahkemeleri’nde sizi yargılayacağız” diye tehditler savurmadan konuşamayan birinin sitesinde yayınlatan amiraller için bütün bunlar bir aydınlanma vesilesi olur mu, çok şüpheli.
Yılların kibrini yansıtan “Tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır” gibi tepeden tepeden edilmiş, sahibi ve muhatabı belirsiz cümlelerden sonra finaldeki şu tirad da onları yargılamak için TCK’yı karıştırıp nihayet 316. maddeyi bulabilen savcıların işini kolaylaştıracaktır:
“TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.”
Pek umurlarında olmayabilir ama Ahmet Altan, bunun çok daha masumu bir cümle yüzünden hapishanede dördüncü yılına giriyor.
En kötüsü de öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, “emekli askerler darbe mi yaparmış” deyip, gülemiyoruz bile.
Çünkü evet bu ülkede o bile yapıldı. 21 Şubat 1962’deki darbe girişimi başarısız olunca emekli edilen Talat Aydemir, 20 Mayıs 1963’de emekli bir albay olarak az kalsın yönetime el koyuyordu.
Peki, bir çikolata reklamından, bir grup başkanvekilinin, bir il başkanının kırık bir cümlesinden bile darbe evhamı çıkarmış bir iktidara 103 imzalı emekli amiral bildirisini tepside sunacak kadar gözlerini karartan ne olmuştu?
İşte en acıklı tarafı da bu.
Türkiye’nin gündemini yankı odalarından, veryansın eden sitelerden, kapalı devre mecralardan, birbirlerini gaza getirdikleri Whatsapp gruplarından izleyince "Montrö Anlaşması elden gidiyor, kalkın ey ehl-i vatan" havasına girmişler ama o da öyle değil.
Aslında her şey, Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden bir Cumhurbaşkanı kararıyla çekilince, TBMM başkanı Mustafa Şentop’un Habertürk’te katıldığı yayında Cumhurbaşkanı’nın her yaptığını savunma telaşıyla ettiği bir lafın aşırı yorumundan ibaret.
Hatta onun ettiği bir laf bile yok ortada. Ağzından Montrö çıkmış bile değil.
Tam olarak programın dökümü şöyle:
Habertürk’ün Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya: “Bir gün bir Cumhurbaşkanı gelip ben Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çekildim derse veya BM İnsan Hakları Sözleşmesi’ni feshettim derse
Şentop: Teknik olarak yapabilir.
Sarıkaya: Yapabilir mi? Veya Montrö’yü tanımıyorum, feshettim derse.
Şentop: Yapabilir. Bunun sadece Cumhurbaşkanımız ve eski sistemde bakanlar kurulu değil, Almanya da ABD de Fransa da bunu yapabilir. Ama mantıkta mümkün ile muhtemel arasında bir fark vardır. Marmara Denizi’nden ayran yapabilmek mümkün müdür, mümkündür. Yeterli miktarda yoğurt bulursanız, Marmara Denizi’ni de karıştırırsanız, aklen mümkündür. Akli imkandır bu. İhtimal ise gerçeklerden hareketle bir işin olabilirliği üzerinedir. Bu muhtemel değildir.
Bu kadar.
Bir anlığına teorik varsayımlar üzerine konuşan bir akademisyen değil, Meclis Başkanı olduğunu unutması dışında Mustafa Şentop’un sözlerinden Montrö’den çıkılacağı yorumu çıkarmak için haberleri veryansın halinde okumak gerek.
Yani ille de amiraller birine tepki gösterecekse belki Şentop’tan çok Muharrem Sarıkaya’ya göstermeleri daha doğru olurdu.
Ayrıca şimdi bu bildiri nedeniyle haklarında soruşturmalar açılıp, aleyhlerine epeyce sert açıklamalar yapılınca “ifade hürriyetimizi kullandık” diyerek kendilerini savunan emekli amiraller, Sarıkaya’nın verdiği örnekler içinde esas çıkılmasından endişe etmeleri gerekenin Montrö değil Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olduğunu herhalde anlamışlardır.
Tabii tartışmanın esas çıkış noktası olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme konusunda emekli amirallerden biri hassasiyet beklemiyoruz.
Zaten biraz profillerinde dolaşınca, FETÖ’cülere, PKK’lılara, liboşlara ve yetmez ama evetçilere aman verilmeyen bir Mavi Vatan dünyasında yaşadıkları görülüyor. Bu dünyada Ömer Faruk Gergerlioğlu FETÖ’cü bir PKK’lı, Osman Kavala Sorosçu bir beşinci kol faaliyeti, Ahmet Altan ise hapiste çürümesi gereken bir liboş. Tabii bütün sivil toplum örgütleri de sivil örümceğin ağında.
En alternatif vatanda en büyük dertler ise sabahları çocukların Andımız’ı okuyamaması, Montrö ve üniforması üzerinde cüppeli sarıklı namaz kılarken fotoğrafları çekilen tuğamiral.
Pek çoğu son beş yılı A haber, CNNTürk ekranlarında Mavi Vatan, Suriye’deki operasyonlar, İHAlarımız, SİHA’larımız diye tempo tutarak, “Cumhurbaşkanımız FETÖ ile mücadelesinde yalnız bırakıldı” röportajları vererek geçirmiş.
İhtiyaç duyana kadar ifade hürriyeti pek de umurlarında olmamış.
Zaten bildiri için “ifade hürriyetimizi kullandık” demek artık bir şey ifade etmeyince, “her şeyi Mavi Vatan için yaptık” diyerek tepkileri savuşturmaya çalışıyorlar.
Ama en koyusundan bu Mavi Vatancılık, tescilli yerli ve millilik, FETÖ ve PKK karşıtlığı bile, Emniyet, Jandarma, Sahil Koruma sayfalarının onları hedef alan ve sonu “edepsizliktir” diye biten bir bildiriyle açılmasını engellemeye yetmedi.
İl başkanları aşılarının yapılıp yapılmadığını soruyor, hakaretler, “hele bir deneyin” tehditleri havalarda uçuşuyor. Yargıtay hakimi bile televizyonlara bağlanıp onları lanetliyor.
Mavi Vatan’ın gözlerini kamaştırdığı amiraller, vatanın gerçek renkleriyle tanışıyor.
Sonuçta eski Türkiye’nin amiralleri onlar.
Hukukun, demokrasinin, insan haklarının, ifade hürriyetinin söz konusu vatansa teferruat haline gelmesinin pek yabancısı sayılmazlar.
Ama artık onlar da bu sözün, "söz konusu vatansa" tarafında değil, "gerisi teferruat" olan tarafındalar.
Büyük vatanseverlikle yazdıklarını düşündükleri bildirileri devletin gözünde barış akademisyenlerinin bildirisinden farksız.
Hatta Devlet Bahçeli rütbelerinin sökülüp, maaşlarının kesilmesini dahi istedi.
Sayelerinde Meclis’ten yaka paça milletvekili kovan, gece yarısı Merkez Bankası başkanı kovup doları 8 liranın üzerine çıkaran iktidar moral ve motivasyon kazandı.
Bir süre daha maç yine iktidarın çok sevdiği sahalarda oynanacak.
Sıradan insanların yaşadığı Türkiye, eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında kalacak.
“Topunuz gelinler”ciler ile “amiraller onurumuzdur”cular arasında Türkiye’ye hiçbir faydası olmamış ve olmayacak kavgalar yaşanacak.
Eski Türkiye’de de, yeni Türkiye’de de mutlu ve özgür olamamış insanlar yine arada kalacak, hatta ikisinden birini tercih etmeye zorlanacak.
Tercih etmek zorunda değiliz...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025