Ahmet ALTAN
Dokuz insanımızın öldüğü Mavi Marmara felaketi önce büyük bir diplomatik sürtüşmeye yol açtı, şimdi de sıcak bir çatışmanın işaretlerini vermeye başladı.
Birleşmiş Milletler’in bu konudaki raporu, İsrail’e hak verir mahiyette.
“Gazze’ye silah girmesini önleyebilmesi” için İsrail’e neredeyse bütün Doğu Akdeniz’in hükümranlığını bağışlıyor bu karar.
Uluslararası anlaşmalara göre bir ülkenin karasuları en fazla “12 mil” olabiliyor, hâlbuki İsrail savaş gemileri Mavi Marmara’ya İsrail’den 72 mil açıkta müdahale etti, bu kadar geniş bir alanın İsrail tarafından kontrol edilebileceğini söylemek İsrail’e geniş bir alan açmak anlamına geliyor.
Deniz hukuku uzmanları daha iyi değerlendirecektir ama şu anda BM kararı çok “hakkaniyetli” gözükmüyor.
Hakkaniyetsiz de olsa İsrail büyük bir diplomatik zafer kazanmış oldu.
Türkiye de bu karara çok sert bir tepki verdi.
Büyükelçileri geri çekmek de dâhil olağanüstü bir sertlikle ifade edilen Türkiye’nin tepkileri arasında bir tanesi özellikle önemli gözüküyor.
Türkiye, “Ben Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestîsini sağlarım” diyor.
İsrail, seyrüsefer “kısıtlamasını” savaş gemileriyle sağladığına göre, “seyrüsefer serbestiyeti” de ancak savaş gemileriyle sağlanır.
Türkiye’nin bu açıklaması şimdilik “sözden” ibaret bir tehdit mi yoksa gerçekten bu dediğini yapacak mı bilmiyorum.
Ankara’dan gelen ilk bilgiler henüz “savaş gemilerini” Doğu Akdeniz’e gönderme gibi kararın olmadığı.
Ama göndersek de göndermesek de “sıcak bir çatışmanın” ilk işaretini vermiş olduk.
Ankara’nın bu sert çıkışı Türkiye’nin Arap âlemindekini prestijini arttıracaktır ama İsrail’le “çatışma tehdidini” de içinde barındıran büyük bir anlaşmazlığa düşmesi ve BM kararını “yok sayması” Batı âleminde nasıl karşılanacak, bunu henüz bilmiyoruz.
Gerek iç yapılanmasını gerekse dünyayla ilişkilerini yeniden yapılandıran Türkiye’nin bundan böyle her türlü “sürprize” açık bir diplomatik iklime girdiğini söyleyebiliriz.
Bu “sert” politika kaçınılmaz olarak olumlu ve olumsuz birçok sonuç yaratacaktır; bunların bir kısmı Türkiye’nin denetleyebileceği, bir kısmı da denetleyemeyeceği sonuçlar olacak.
Uzun zamandır Türkiye diplomaside “sertliği” öne çıkartan bir çizgi izliyor, o “sertliği” taşıyacak kadar gücünüz olduğu sürece bu politikadan olumlu sonuçlar alabilirsiniz, “sertliğinizin” dozu gücünüzü aşarsa sonuçlar olumsuz olur.
“Sertlik ve güç” dengesini doğru ayarlayıp ayarlayamadığımızı da bize hayat gösterir.
Türkiye’nin yeniden yapılandığı bir dönemde iktidarda olan AKP, dışarıda ciddi sorunlarla boğuşurken içerde de büyük bir sorun yarattı kendisine.
Deniz Feneri soruşturmasında yapılanlar hükümetin başına dert açacak.
Biliyorsunuz Deniz Feneri sanıklarını tutuklatan üç savcı HSYK kararıyla görevlerinden alındı.
Adalet Bakanı da bu kararı HSYK Başkanı olarak desteklediğini açıkladı.
Bu karar ve bu açıklamayla hükümet boğazına kadar Deniz Feneri meselesinin içine battı.
Savcılar, yapılacak “aramaları” sanıklara önceden haber veren üç köstebek saptadılar ve bunların kimliği “soruşturma” evrakına yansıdı.
Bu köstebekler “tutuklanmasın” diye savcıların görevden alındığı da iddia edildi.
Bu köstebeklerden biri eski İçişleri Bakanı olan Beşir Atalay’ın “özel kalem müdürü” çıktı, diğeri ise AKP Kırıkkale Belediye Başkanı.
AKP Kırıkkale Belediye Başkanı’nın adı 2004’teki Yimpaş yolsuzluğuna karışmış.
Beşir Atalay’ın da “iş ortağı” imiş.
İki “köstebeğin” de değişik biçimlerde eski İçişleri Bakanı’yla ilişkili çıkması olayın boyutlarını daha da derinleştiriyor.
Hukuki açıdan hem HSYK’nın, hem Adalet Bakanı’nın, hem de hükümetin başını derde sokacak asıl mesele ise bu “savcıların” görevden alınma nedeni.
Bu savcıların Tapu Kadastro’ya gönderilen bir evraktaki bazı maddelerin üstünü kapamaları “belgede tahrifat” olarak kabul edilmişti HSYK tarafından ama İstanbul Başsavcı Vekili Fikret Seçen HSYK’ya yazdığı bir yazıda “Ergenekon savcılarının da aynı uygulamayı” yaptığını açıklıyor.
Hükümet, Ergenekon savcılarının yaptığını normal karşılayıp, Deniz Feneri savcılarını görevden almayı nasıl açıklayacak.
Deniz Feneri soruşturmasının özünde kim haklı, kim haksız bilmiyorum, yolsuzluk var mı yok mu onu da bilmiyorum ama bu soruşturmaya yapılan müdahale, “Deniz Feneri davasının” kendisini de aşan ciddi bir siyasi skandala doğru gidiyor.
Her açıklama da hükümeti bu batağa biraz daha sokuyor.
Çünkü “bu üç savcı neden görevden alındı” sorusuna inandırıcı bir cevap veremiyorlar.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları





































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018