Ahmet ALTAN
Benim yaşıma gelmiş insanlar için “hep aynı şeyi yaşıyoruz” duygusu ağır bir duygudur, çünkü“aynı şeyleri” yaşamaktan kurtulduğunda, “başka şeyleri” yaşamaya çok fazla vaktinin kalmamış olduğunu göreceğini bilirsin.
Neredeyse dört yıl öncesini bir daha yaşıyoruz.
Aynı öfke, aynı küfürler, aynı suçlamalar ve tabii aynı tehditler.
Bu netameli maceranın “konu” bölümünde dört yıl önce “ordu” yazıyordu, şimdi “PKK” yazıyor, onun dışında her şey aynı.
“Cumhuriyeti kuran” ve toplumun “gözbebeği” olan ordunun artık Türkiye’nin çıkarlarıyla değil tamamen kendi “iktidarıyla” ilgilendiğini, bunun için örgütler kurup cinayetler işlediğini, oraya buraya bombalar attığını ve savaşı bitirmemek için uğraştığını yazdığımızda Türk ulusalcılardan kıyamet gibi küfür yağıyordu.
Sonra birer birer belgeleri yayımlamaya başladık, savaşta nasıl şike yaptıklarını, nasıl kendi askerlerini ölümün kucağına attıklarını, nasıl savaşı uzatmaktan kendi çıkarları için medet umduklarını, nasıl darbeler planladıklarını ortaya koyduk.
Ordudan korktuğu ya da orduya hayran olduğu için sessiz duran insanlar yavaş yavaş konuşmaya, itirazlarını dile getirmeye başladılar.
Toplumun tepkileri, ordu karşısında dik duran AKP’nin aldığı oylar, medyanın cesaretine kavuşması“askerî vesayeti” bitirmese de çok geriletti.
Gerçekler toplum tarafından açıkça görüldü.
“Demokratik açılım” başladığı sırada meydana gelen Reşadiye baskınıyla birlikte bizim PKK eleştirilerimiz yoğunlaştı, Kürtlerin haklarını savunduğunu söyleyen bir örgütün mantıken bu açılımı“daha başlarken öldürmesi” değil, bu açılıma bir şans vermesi gerekiyordu.
Bunu yapmamaları çok kuşkuluydu.
Özellikle PKK’yı destekleyen ama aklını da kimseye rehin vermeye yanaşmayan Kürtler, Reşadiye baskınından çok rahatsız olmuşlardı ama eski alışkanlıklar kolay değişmediğinden seslerini çıkarmamışlardı.
Sonra Dörtyol’da PKK-Kontrgerilla ortak eylemi suçüstü yakalandı.
Kuşku büyüdü ama sessizlik kırılmadı.
Orduyu suçlamak, ordudan kuşkulanmak nasıl birçok Türk’e ağır geliyorsa PKK’yı suçlamak, PKK’dan kuşkulanmak da aynı şekilde birçok Kürde ağır geliyordu.
Sonra referandum dönemini yaşadık, parti kapatılmasından en çok çekmiş partilerin devamı olan BDP,“parti kapatmalarını zorlaştıran” maddenin reddedilmesi için oylamaya katılmadı.
Onunla yetinmedi Türkler gibi Kürtler için de “demokratik” haklar anlamına gelen referandumu boykot etti.
Kürtlerde rahatsızlığın büyüdüğü hissediliyordu ama sessizlik kırılmıyordu.
Referandum döneminde “Apo’yla devletin müzakere” yürüttüğü ortaya çıktı ve BDP’nin boykot ettiği referandumda halk bu gerçeği bilerek ve destekleyerek yüzde 58 evet oyu verdi.
AKP, kendisine verilen bu açık çeke rağmen ayağını sürüyüp barış ve demokrasi için gerekli adımları atmayınca PKK’dan kuşkulanan ve bundan dolayı acı çeken Kürtlerin içi rahatladı, “AKP yüzünden PKK böyle davranıyor çünkü AKP demokrasi istemiyor, PKK’yı tasfiye etmek istiyor ve Kandil’i muhatap almıyor” dediler.
Sonra Apo’nun “müzakerelerin iyi gittiği ve büyük anlaşmaya yaklaşıldığı” açıklaması geldi, ardından Apo bir açıklama daha yaparak “anlaşmaya varıldığını ve devrimci halk savaşının durdurulması” gerektiğini söyledi.
PKK yönetimi bunu dinlemedi, savaşı şiddetlendirdi.
Sonra asıl belge patladı, MİT-PKK “müzakerelerinin” kayıtları çıktı ortaya, Kürtler baktılar ki devlet Kandil’le görüşüyor, Kürt haklarının tanınması, Apo’nun serbest bırakılması için çok ciddi öneriler koyuyor ortaya.
Buna rağmen PKK şiddeti hızlandırdı, Kurtuluş Tayiz’in deyimiyle “PKK’nın JİTEM’i TAK”Ankara’da sivilleri öldürdü, aynı gün Siirt’te BDP’li ailelerin dört kızı gerillalar tarafından tarandı.
Bu da yetmedi TAK “daha fazla sivil öldüreceğini” açıkladı.
Ve, belki de ilk kez Kürt demokratları patladı.
Selahattin Demirtaş “savaşın bir ahlakı” olduğunu hatırlatmak zorunda kaldı, Altan Tan “Adres sormayan kurşun katildir” dedi, Selim Sadak, “Özür acıları hafifletmez” diyerek tavrını ortaya koydu, Diyarbakır’da 220 Sivil Toplum Kuruluşu “müzakereler başlasın” diye açıklama yaptı.
Ama bence en önemlisi, onurlu ve demokrat Kürt gençleri internette “cinayetlere” karşı büyük bir kampanya başlattılar ve bir bildiri yayınlayarak “Kürt mücadelesinin temiz sicilinin kirlendiğini” söylediler, geçmişte “Kürtler asla katillerine benzemediler” dediler.
Bunlar, Kürtlerin haklarını talep eden, bu uğurda mücadeleye girişen onurlu Kürtlerin“kirlenmekten” duyduğu utancı anlatıyor.
Eğer en kısa zamanda PKK, “kendi iktidar kavgası” uğruna Kürtlerin haklarını elde edecekleri demokratik müzakere yolunu tıkamaktan vazgeçmez ve sivillere yönelik şiddeti arttırırsa, kendisini bitirecek tek gücün, onurlu ve demokrat Kürtlerin sillesini yüreğinde hissedecek.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları





































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018