Ahmet ALTAN
Bana gelen yabancı gazetecilere genellikle aynı şeyi söylüyorum, “Yabancı dil bilen, size benzeyen insanlarla konuşmayın”.
Şaşırarak “Kimle konuşalım” diyorlar, “Gidin sokaktaki insanlarla konuşun, pazar yerlerine, cami kapılarına, vapur iskelelerine, otobüs duraklarına gidin, oralardaki insanlarla konuşun” diyorum.
Çünkü bu ülkedeki iyi okullardan mezun olan, yabancı dil bilen, Batı kültürüyle tanışmış insanların büyük kesiminde halktan ve halkın iktidarından nefret eden bir anlayış var.
Halkı iktidara layık bulmuyorlar.
Ülkeyi kendileri gibi olanların yönetmesi gerektiğine inanıyorlar.
“Halk” dedikleri insanlar onlara “irticacı” bir kara kalabalık gibi gözüküyor.
Halkı tanımıyorlar.
Halkın arasına karışmıyorlar.
Halkın kendilerine ve yaşam tarzlarına düşman olduğuna bütün varlıklarıyla inanıyorlar.
Halkı “eğitmek” gerektiğini, bu eğitme görevinin kendilerine ait olduğunu düşüyorlar.
Bunun için de iktidarda olmaları gerekiyor.
Sorun ise bunu isteyenlerin “azınlık” olması ve iktidarı seçimle kazanmalarının mümkün olmaması.
Bunun için de orduyu, darbeyi, Ergenekon’u destekliyorlar.
Ancak böyle demokrasi ve hukuk dışı bir yolla iktidarı ele geçirmelerinin mümkün olabileceğini biliyorlar.
Demokrasi “halkı” iktidara getireceği için demokrasiden nefret ediyorlar.
Böylece Batılılara en fazla benzeyen, onlar gibi yaşayanlar, Batı’nın felsefesinden, demokrasisinden, hukukundan en uzak kesimi oluşturuyorlar.
Batılı gibi yaşayanlar Batılı bir demokrasi istemiyorlar.
Kendi çıkmazlarını da yabancı gazetecilere “Türkiye’nin çıkmazı” gibi anlatıyorlar ve AKP’nin demokrasiye doğru attığı her adımı “şeriata” doğru atılmış bir adım gibi görüyorlar.
Bu insanlar CHP’nin tabanını oluşturuyor.
Bu anlayış da hiçbir zaman iktidara gelemiyor, gelemeyecek.
CHP, iktidar alanına doğru açılamadığından, kendi içindeki potansiyel “demokrasi” duvarına dayanıp büyük bir enerji birikimi sağladığından, bu enerji her defasında ileriye doğru değil, partinin içine doğru patlıyor.
Sürekli kendi aralarında kavga edip, kurultaylara gidip, hiziplere ayrılıp, büyük bir enerjiyi, yanlış inançlar ve yanlış politikalarla havaya savuruyorlar.
Demokrasinin en ciddi savunucuları arasında yer alabilecek büyük bir kesim demokrasi ve rekabet dışı kalıyor.
Türkiye’nin belki de en iyi eğitilmiş, en iyi donatılmış, en büyük birikime sahip yüzde yirmisi, kendilerine en fazla ihtiyaç duyulduğu zamanlarda demokrasi mücadelesine giremiyorlar.
Hâlbuki doğru politikalarla o yüzde yirmi Türkiye’nin kaderini değiştirebilir, yüzde yirmilerden yüzde kırklara fırlar.
Bunun sihirli formülü CHP’lilerin ruh ve düşünce dünyasında gerçekleşebilecek bir değişime bağlı.
“Yaşam tarzlarını” tehlikede hisseden bu insanlar, yaşam tarzlarını koruyabilecek tek yöntemin“demokrasi” olduğuna inansalar, “başörtüsünü” bir şeriat simgesi olarak değil de bir özgürlük ifadesi olarak görseler, Kürtlerin anadillerini kendi anadilleri gibi korusalar, sadece “kendi yaşam tarzlarını” değil bütün yaşam tarzlarının hakkını savunsalar büyük bir devrim ve siyasi bir patlama yaratacaklar.
Halkla aralarındaki o “korku uçurumu” kapanacak.
Herkesin kendini güvende hissedeceği bir sistemi savunarak kendilerini güvende hissedecekler.
1923’e takılıp, 2023’ü Tayip Erdoğan’a kaptırmayacaklar.
“Dindar gençlik yetiştireceğim” diyerek “dindar bir Kemalizm’e” kapak atan, yönetenin halkın inancı da dâhil her şeyine karışabileceğine inanan, Uludere’de olduğu gibi devletin sorumlu olduğu bir katliamın hesabını halkına vermeyen, orduyla sıkı sıkıya kucaklaşan bir başbakana karşı“demokrasinin” öncülüğünü yapacaklar.
Bu insanlar, demokrasi içindeki bir Erdoğan’dan kimseye bir zarar gelmeyeceğini, buna karşılık demokrasiden uzaklaşan bir Erdoğan’ın herkes için büyük bir yıkım yaratacağını fark edebilseler, asıl sığınmaları gereken yerin demokrasi olduğunu da anlayacaklar bence.
Erdoğan, 12 Eylül rejimiyle anlaşıp adım adım demokrasiden uzaklaşırken, zaten başından“demokrasiye” karşı çıkan bir kesim onunla nasıl mücadele edebilir?
Yüzde yirmilik, yirmi beşlik demokrasiye inanmış bir kesim çok büyük bir güçtür çağımızda çünkü o yüzde yirmiye sadece ülkenin içinden başka kesimler değil, gelişmiş dünya da eklenir.
Erdoğan’ın iktidar macerasında “gelişmiş dünyanın” rolüne bakarsanız “dünyayla” ittifak kurmanın önemini de anlarsınız; Erdoğan bugün gelişmiş dünyadan uzaklaşıyor, neden CHP o dünyayla ittifak kurmasın?
Neden muhafazakâr insanlara “dindar bir Kemalizm’in” yaratacağı felaketleri anlatmasın?
Neden Kürtlerle demokratik mücadelede el ele vermesin?
Bunun için demokrasiye güvenmek ve demokrasiye gerçekten sahip çıkan bir kesimin gücüne inanmak yeterli.
CHP’ye destek olan insanlar, bu büyük düşünce devrimini kendi içlerinde gerçekleştirebilirler mi?
Hem beyinsel hem siyasal tembellikten vazgeçtiklerinde, ezberlere sığınma kolaycılığını bir kenara bıraktıklarında neden yapamasınlar?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları







































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018