Ahmet TAŞGETİREN
Siyasi tarih bilmeden olmaz. Özellikle en başta liderlik konumunda olanlar, ama genelde tüm siyasetçiler için. Siyaset yazanlar için… Ve oylarıyla ülke siyasetine yön veren seçmenler için.
Bunlardan en mazuru seçmenlerdir. Çünkü böyle bir bilgiye ulaşmaları zordur. Yaşı müsait değildir, eğitimi müsait değildir vs. Ama gene de halk bilgeliği diyebileceğimiz bir damar da yok değildir. Biraz yaş almış insanlarımız, eğer olan biteni içinde süzme gibi bir melekesi de varsa, yaşananlardan ibret dersleri çıkarır. Bunlara rastlarsınız halkla temasınızda ve öyle şeyler söylerler ki, üç beş kelime içinde -Gidişat- özetlerler. Mesela "olmuyor böyle" dediklerinde, meydandaki hiçbir siyasetçinin görmediği ya da görmemekte ısrar ettiği şeyi ifade etmiş olurlar. Siyasetle ilgilenenler olarak onu okuyabilirseniz bir anlamda rotanızı düzeltirsiniz.
Bir de siyasi tarih bilgisini güncele uyarlamak söz konusudur. Zihniniz kütüphane haline gelebilir, ama oradan günceli değerlendirecek malzeme çıkaramıyorsanız, yine fayda etmez. Hem güncele uyarlamak ve tabii doğru uyarlamak gerekiyor. O da hem tarihin hem güncelin doğru okunması ile ilgili. Ona sanırım "siyasi basiret" denir.
Siyasi tarih bilgisi deyince hem kendi ülkemizin - toplumumuzun siyasi tarihi için söylüyorum, hem dünya siyasi tarihi için… Yani daha kapsamlı ifade ile derin bir siyasi kültürden bahsediyorum. Ama mesela kendi toplumumuzun tarihine baktığımızda da, tarih içindeki akışımız ve kültürel – siyasi irtibatlarımız itibariyle adeta dünya tarihini okumuş gibi olabiliriz.
Bütün bunları niye yazdım.
Türkiye sancılı bir ülke. Köklü sistem değişikliği yaşamış, köklü yıkımlar - yeniden kuruluş süreçleri yaşamış, imparatorluklar içinden gelirken ulus devlet kategorisine indirgenmiş, halen de arayışı devam eden bir ülke. Arayışı siyasi mücadelelere yansıyan, toplumu fay hatları içine sürükleyen, zaman zaman kendisini ülke gidişatından sorumlu gördüğü için asker adına silahlı müdahalelere kalkışılan bir ülke.
Resmen duvara tosluyoruz ülke olarak. Demek ki meydanda olanlar, askeri -sivili - farklı inanç - kültür aidiyetleri içinde olanları arayışı nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Çünkü duvara toslayınca toslatanlar dahil herkes bedel ödüyor. Ülke tırmanıp tırmanıp yere kapaklanıyor. Sisiph’in tepeye taşıdığı kayanın dibe yuvarlanması, ya da uçuş pistindeki uçağın tam kalkış anında yere kapaklanması gibi. Bunu kendi elimizle yapıyoruz, dedim ama, böyle bir sonuca sürüklenişte, dünyada hesaplaştığınız odakların payı da olabilir. Ama rolü gene de siz oynarsınız, size oynatırlar, o da evet "siyasi basiret"le ilgilidir.
Türkiye’de bu anlamda önemli birikime sahip siyasetçiler olmuş mudur, evet olmuştur, halen var mıdır evet vardır. Taha Akyol’un kitabından bahsetmek için girdim bu konulara. Ya da Taha Akyol’un kitabından, bunları yazmak için bahsetmek gerekiyor.
Taha Bey’in -yeni kitabı- demem lazım, çünkü aynı alanda kitaplar yazdı daha önce Taha Bey. Atatürk’ü yazdı, ihtilal hukuku çerçevesinde, Lozan’ı yazdı, Güce Boyun Eğmeyen Kahramanları yazdı, bir boyutu siyaset içinde geçen kendi hayatını yazdı. Zaman zaman farklı düşüncelerimiz oldu, ama iyi bir düşünce insanı, araştırmacı, münevverdir Taha Akyol.
Son kitabı, "Kuvvetler Ayrılığı Olmayınca" ismini taşıyor. 1946 ile 1960 arasını inceliyor. Tek Parti döneminin son yılları, çok partili hayata geçiş ve Demokrat Parti iktidarının adeta tek parti iktidarına dönüş tartışmaları içinde menhus bir darbe ile devrildiği döneme kadar.
İnönü Milli Şef’ti 1946’da. Partili Cumhurbaşkanı idi. Bayar da o yola girmişti DP’nin son zamanlarında eski bir İttihatçı ve partili cumhurbaşkanı olarak. Menderes gibi zarif – nahif bir insan da, siyasetin ısınan suları içinde yeni bir hüviyete bürünmüştü.
Taha Akyol bütün bu süreci, herkesin bugünlerle paralellikler kurabileceği boyutta anlatıyor. Simalar, simalar, simalar görüyor, oralara gidip geliyorsunuz.
Şu sözü Bayar 1957’de söylemiş: "Tehlikeli vaziyetteyiz. İcab ederse diktatörlükle idare edeceğiz." s.425
İnönü, "Demokrat Parti iktidarının kendisine saygılı davranmaması halinde -yapmayacağım yoktur" demiş. S.431
Ali Fuat Başgil ise 1959’da yazdığı ders kitabında şunları yazacaktır:
"Parlamenter rejim... devlet reisinin faal bir politikacı olmasını hiç istemez. Çünkü böyle bir şahsiyet bu rejimin devlet reisinden beklediği birleştirici ve ihtirasları yatıştırıcı rolü yerine bilakis efkârı parçalayıcı ve parlamentoyu hırçınlaştırıcı bir rol oy nar. Aktif politika devlet reisinin değil, başbakanın ve bakanların rolüdür. Devlet reisine düşen, politika dışında, çarpışan siyasi fikir gruplarının üstünde kalmaktır. Bu şartı yerine getirmeyen ve siyasi ihtiraslar çarpışmasında taraf tutan bir devlet reisi bu rejimde faydalı olmak şöyle dursun, milletin selameti için tehlikeli olur." s.429
İyi okumalar. Altını çizerek, güncelleştirerek…
Yazarlar
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
9.09.2025
7.09.2025
5.09.2025
4.09.2025
29.08.2025
26.08.2025
24.08.2025