Akdoğan Özkan
Önümüzdeki perşembe günü bir telefon görüşmesi yapacak olan ABD ve Rusya Federasyonu liderlerinin, bu görüşmede, bu ay içinde -muhtemelen de 12’sinde- gerçekleştirecekleri ve iki ülke arasında Ukrayna üzerinden yükselen gerilimin dindirilmesi imkânlarını ele alacakları toplantının ayrıntılarını konuşacakları tahmin ediliyor. Dolayısıyla, Ocak ayı, Avrupa’nın güvenliği ile ilgili geçen yıl sonuna doğru giderek tırmanan endişeleri bir kenara bırakabiliyor muyuz yoksa dünya 60 yıl sonra yeni ve sonuçları ürkütücü olabilecek bir füze krizine doğru mu gidecek, bunu daha iyi anlayabileceğimiz bir tarih olacak.
Malum, Kiev yönetimi Rusya’nın Ukrayna’yı 2022 yılı Ocak ayında işgal edeceğini, bunun hazırlığı içinde olduğunu iddia ederek, ABD ve NATO’dan maksimum askeri destek talep etmişti. ABD de Rusya’ya, “Bak eğer Ukrayna’yı işgal edersen, çok sert ekonomik yaptırımlarla yetinmez, Avrupa’nın doğusundaki ülkelere çok fena askeri yığınak yaparız” diyerek, Avrupa’ya nükleer başlıklı füze konuşlandırmanın sinyalleri vermişti. NATO'nun doğuya doğru genişlemesinden ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinin NATO'ya alınmasından rahatsız olan Rusya da askeri bir tehdit ile karşı karşıya olduğunu dile getirmiş, endişelerinin giderilmesi için ABD’den yasal güvenlik taahhütleri istemişti. Moskova, bu hususları taahhüt altına alan bir güvenlik anlaşmasının taslak metnini muhataplarına iletmişti. Metinde, “Taraflar, anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren nükleer silahların kendi ulusal toprakları dışında konuşlandırılmasını reddediyor ve ulusal topraklar dışında konuşlandırılan bu tür silahları geri çekiyor,” şeklinde bir ifadeye de yer verilmişti.
Ancak NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, güvenilir bulmadığını söylediği Rusya’nın önerilerine itibar etmeyeceklerini dile getirmişti. ABD liderinin ise taslak metine resmi bir yanıtı olmadı bugüne kadar.
Özetle dünya, özellikle de Avrupa, 2022 yılına ciddi endişelerle girdi. Hatta bu endişelerin tetiklediği ve aralık ayı içinde iki katına çıkardığı doğal gaz fiyat artışları ciddi bir enerji krizinin de yakın vadede ihtimal dahilinde olabileceğine işaret ediyordu.
Şimdi sorumuz şu: Putin ile Biden arasında Ocak ayında yapılacak görüşmelerde ne olacak? Avrupa’nın güvenliği ile ilgili endişeler ortadan kalkacak mı yoksa dünya yeni bir füze krizine doğru mu gidecek?
Lafı çok fazla dolandırmadan bu görüşmeler sonucunda ulaşılacak noktaya dair kişisel tahminimi, önce meselenin görünenin dışındaki temel özünün altını çizerek özlü bir biçimde ifade edeyim.
Aslında geçtiğimiz haftalarda bu köşede kaleme aldığım yazılarda mevcut gerilimle bağlantılı pek çok gelişmeyi aktarmıştım. Şu anki durumu daha net kavramak için tüm olan biteni, söylenenleri, söylenmeyenleri şöyle yavaşça kenara itip tek bir hususa konsantre olmamızda yarar var. O da, video bağlantısı üzerinden geçen Aralık ayında yapılan görüşmede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ABD Devlet Başkanı Joe Biden’a da telaffuz ettiği Rusya’nın kırmızı çizgisi.
Bu görüşmeye dair basına yansıyan ifadelere baktığımızda, Putin Biden’a mealen, “Biz Ukrayna hükûmeti ile aramızda akdedilmiş ve barışa açılan yol haritası niteliğindeki Minsk Anlaşmasına sadığız, Ukrayna’yı işgal etmek gibi bir niyetimiz yok. Onlar da sadık kalsın ve Ukrayna topraklarındaki yabancı birlikler ve silahlar geri çekilsin” demiş ve özellikle de NATO’nun doğuya ilerlemeyi durdurmasını talep etmişti. Putin’in Biden’a “Ukrayna’yı NATO’da görmek istemiyoruz, eğer sizler Kiev’in 2015 tarihli Minsk Anlaşmasına uyması yönünde bir şey yapmazsanız, biz Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerine yönelmiş bu tehdidi kendi bildiğimiz şekilde nötralize edeceğiz!” demeye getirdiğini de öğrenmiştik.
Güvenlik garantileri içeren anlaşma taslağına Washington’dan bir yanıt gelmeyince de, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Makul bir zaman dilimi içinde yanıt alamazsak güvenliğimize yönelik tehditleri elimine ederek stratejik dengeyi kurmanın yoluna bakacağız” demişti. Böylece top Washington’un sahasına geçmişti.
Biden’ın şimdi ne yapacağını göreceğiz, lakin Beyaz Saray’daki şahinlerin temel hedefinin, “Rusya sert bir şeyler yapsın ve biz de pek yakında borularından gaz geçmesi planlanan Rusya ile Almanya arasındaki Nord Stream 2 anlaşmasını toptan iptal ettirelim, hatta Rusları finansal dünyanın elektronik haberleşme sistemi SWIFT’ten de çıkaralım.” olduğunu biliyoruz: “Özgür dünyanın liderinin” sıvılaştırılmış doğal gazı varken, “Rus ayısınınkine” ne hacet, değil mi! Fena olmaz mı Avrupa’nın Rusya’nın doğal kaynaklarından uzaklaştırılması!
Nitekim, bir ucu Avrupalı müttefiklere de giden bu tip “tatlı uyarılar” neticesinde Berlin Hükûmeti boru hattının açılışını askıya almıştı. Moskova ise yıllık 55 milyar metreküplük kapasiteye sahip Nord Stream 2’nin açılmasıyla gaz fiyatlarının yatışacağını ifade ederek, açılışın önündeki engellerin kaldırılmasını istemişti.
Tahminim, Biden’ın en azından kısa vade için Rusya’nın kırmızı çizgisini dikkate alarak Ukrayna meselesini satranç masasında bir taş olmaktan çıkaracağı ve gerilimi düşürmek yönünde bir geri çekilme stratejisi izleyeceği. Ancak bunu, Afganistan’dan çekilirken yaşadığı yenilgi hissine benzer bir his yaşamadan ve yaşatmadan yapmak ve zevahiri kurtaracak bir formülle tornistan etmek istiyor, sanıyorum. Tabii Washington’daki şahinlerin heves ve arzuları aşılabilirse!
Tabii şunu da unutmayalım, ABD’nin son dönemde her yaptığı Rus-Çin ittifakının Avrupa’da olmasa da safları giderek sıklaştırmasına yarıyor. Washington’un bunu dikkate alma ihtimalinin olduğunu biliyorum. Ama asıl merak ettiğim husus, Sam Amca’nın bu krizden Almanya’yı Rusya ve Çin ile aynı safa bir adım daha yaklaştırmış olarak çıkıp çıkmayacağı. Sorunun cevabını henüz bilmiyoruz belki ama 2021 öyle gelişmelerin filizlerini bağrında barındırıp büyüttü ki, 2022’in real-politik açısından bize yeni sürprizler hazırlayacak bir yıl olacağından yana hiç şüphem yok!
twitter: @akdoganozkan
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
14.04.2025