Akdoğan Özkan
Alman Der Spiegel dergisi, 18 Şubat Cuma günü, Ukrayna krizinin tırmanmasının sebepleri arasında sayılan “NATO’nun doğuya doğru genişlemesi” meselesinde tartışmanın seyrini değiştirebilecek öneme haiz tarihi bir belge yayımladı. Söz konusu belge, 6 Mart 1991 tarihinde (Batı) Almanya’nın eski başkenti Bonn’da yapılmış olan ve ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın dışişleri bakanlığı siyasi direktörlerinin katıldığı bir toplantının tutanağı. İki Almanya’nın birleşmesi sürecine atıfların da yapıldığı belgede, Batılı ülke temsilcilerinin NATO’nun Almanya’nın doğusuna genişlemeyeceğini Sovyetler Birliği’ne kesin bir dille ifade ettiklerinin altı çiziliyor.
Der Spiegel’in orijinal tutanağın ilgili bölümünün ekran görüntüsüne de yer verdiği yazıda, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa ve Kanada’dan sorumlu Yardımcısı Raymond Seitz’in şu sözlerinin de belgede yer aldığı belirtiliyor: “Sovyetler Birliği’ne -2+4 görüşmelerinde olduğu gibi diğer müzakerelerde de- Sovyet birliklerinin Doğu Avrupa’dan çekilmesinden istifade etmeye niyetimiz olmadığını açık bir biçimde ifade ettik.” Haftalık Alman dergisine göre, belgede Seitz’ın, “NATO doğuya doğru genişlememelidir, ne resmi ne de gayrı-resmi olarak,” dediği de kaydediliyor.
“ABD, NATO sözünü tutmadı”
Belgenin dergide yayımlanan ekran görüntüsünde de, Federal Alman diplomat Jürgen Chrobog’un “2+4 görüşmelerinde açıkça ifade ettiğimiz üzere, NATO’yu Elbe’nin ötesine genişletemeyiz. Dolayısıyla, Polonya ve diğer ülkelere NATO üyeliği teklif edemeyiz,” şeklindeki ifadelerinin yer aldığı görülüyor. Chrobog’un görüşmelerde, “AGİK sürecinde ve ikili anlaşmalar yoluyla ilave adımların da atılması gerektiğini” dile getirdiği de anlaşılıyor.
Tutanağın ilerleyen bölümlerinde Jürgen Chrobog’un aslında Elbe Nehri'nden değil Doğu Almanya ile Polonya’yı ayıran sınır olan Oder Nehri’nden söz ettiği belirginleşiyor.
Bir dönem “gizli” olarak tasnif edilen, ancak daha sonra gizliliği kaldırılan görüşme tutanağı, Boston Üniversitesi (ABD) Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyelerinden Doçent Joshua R. Itzkowitz Shifrinson tarafından Birleşik Krallık Milli Arşivleri’nde kayıtlı 1990-1991 yılları arasındaki belgeler arasında bulunmuş. Belgeyi der Spiegel yazarlarından Klaus Wiegrefe ile paylaşan Shifrinson, 18 Şubat Cuma günü sosyal medya hesabından derginin ilgili makalesine internet bağlantısı verirken, “Batılı diplomatlar o tarihte [Sovyetler Birliği’ne] NATO’nun genişlemeyeceği sözünü verdiklerine inanıyorlardı,” notunu da düştü.
Amerikalı uluslararası ilişkiler ve dış politika uzmanı Shifrinson, -bu köşede birkaç hafta önce hatırlattığım üzere- aynı konuyu Los Angeles Times gazetesinin 30 Mayıs 2016 tarihli nüshasında kaleme aldığı “Rusya haklı: ABD NATO sözünü tutmadı” başlıklı yorum yazısında da ayrıntılarıyla dile getirmişti.
T24’teki 17 Ocak 2022 tarihli yazımda, Amerikalı bir başka dış politika uzmanı olan Angela Stent’in, Batı’nın Rusya’ya verdiği sözü tutmadığına ilişkin 1993 yılına ait bir tanıklığına da yer vermiştim. Stent, 2019 tarihli “Putin’s World: Russia Against the West and with the rest” başlığı taşıyan kitabında, “iki ABD elçisi -James Collins ve Thomas Pickering- daha sonradan Washington’un Orta Avrupa ülkelerine üyelik teklifi yaparak [Rusya’ya verdiği] sözleri tutmadığını kabul ettiler,” şeklinde yazmıştı. Stent, kitabında Bill Clinton’ın Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’ne NATO üyeliği teklifi yaparken Rusları sunduğu bir dizi telafi edici teşvik ile yatıştırmayı umduğunu da belirtmişti.
Çözüm belli, barışın yolu net
Özetle, Avrupa’da kalıcı barışa giden yolun aslında çok da bilinmeyen, üzerinde uzlaşılamayacak bir formülü olmadığı ve bunun Moskova tarafından hazırlanıp ABD ve NATO üyesi ülkelerinin değerlendirmesine sunulan “NATO’nun doğuya doğru genişlemeye devam etmeyi sonlandırmasını” temel alacak bir yol haritası üzerinde bir şekilde uzlaşmaktan geçtiği anlaşılıyor. Avrupa’da kalıcı bir barış için, Der Spiegel’in sayfalarında yer verdiği belgeden de görüldüğü üzere, taraflar arasında 1990 -1991’de “sözü verilen” hususların yeni anlaşmalarla güçlendirilmesi gerekiyor. Ancak, e Donbas bölgesindeki temas hattında duyulan ateş sesleri son günlerde galiba bu gerçeğin işitilemez, görülemez hale gelmesine yol açıyor.
Oysa belgenin de gösterdiği üzere, aslında ABD Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonraki süreçte, NATO’nun genişlemesine yönelik bir plan peşinde olan bir ülke değildi. Hatta George H.W. Bush, 1992 yılında Rusya’ya 470 milyon dolarlık yardım paketinin önünü açan bir tasarının (Freedom Support Act) yasalaşmasını bile sağlamıştı. Onun başkanlığı sonrasında, 1993-2001 yılları arasında görev yapan Bill Clinton da o yönde bir ısrarlı tasarım peşinde değildi. Clinton yönetimi Rusya’yı “çevreleme” siyaseti gütmek yerine “demokratik liberalizm” ilkelerini uygulamaktan yanaydı ve Rusya’nın ekonomik ve siyasi dönüşümüne mali katkı anlamında gerek G-7 gerekse de IMF çatısı altında yürütülen çalışmalara önemli bir destek veriyordu.
Rus-Alman yakınlaşmasından ürken Amerikalılar
Ancak belirli bir tarihten sonra devreye Rusya’da olup bitenlere tepki olarak Amerikan iç politikasının dinamikleri girdi. 12 Aralık 1993 tarihinde Rusya’da yapılan parlamento seçimlerinde ABD’ye pek sıcak hislerle yaklaşmayan aşırı sağcı adayların (Vladimir Jirinovski gibi) ve SBKP’nin hatırı sayılır oranda oy aldığı görüldü. Bunun üzerine, Amerikalılar ABD Başkanı Bill Clinton ile Rusya lideri Boris Yeltsin arasında 13 Ocak 1994’te gerçekleşen Moskova Zirvesi için “daha fazla reform, daha fazla iyileşme” şeklinde bir slogan benimsediler. Yine de doğrudan Amerikan mali yardımları kesilmedi. Gelgelelim, Rusya’nın iktisadi dönüşümü sürecinde işin içine özel şirketler ile yarı-özel nitelikli girişimler ve vakıflar girmeye başlayınca, özellikle Cumhuriyetçiler ABD’nin Rusya siyasetinin nihayetinde ulusaşırılılaşmasından tedirgin olmaya başladılar. Bu arada, iki bloklu siyasi ve askeri yapısı tarihe karışmakta olan Avrupa’nın bütünüyle dahil olacağı kolektif bir güvenlik teşkilatına dönüşebilecek NATO’ya Rusya’nın da üye olabileceğini deklare etmesi, Amerikan askeri sanayi kompleksinin Capitol Hill’deki temsilcilerini de kara kara düşündürmeye başladı.
Özellikle Cumhuriyetçileri tedirgin eden bir diğer husus da, Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle Avrupa’da doğacak boşluğu, yeniden yapılanma sürecindeki birleşik, güçlü Almanya’nın doldurmaya aday olması ve doğu Avrupa ülkelerini böyle bir perspektifle nüfuz alanlarına katması olasılığı idi. Bu olasılık ABD’yi rakip olarak görmeye başlayacak bir Rus-Alman yakınlaşmasının doğacağı şeklinde propagandalara yol verince, Amerikan kamuoyunda bunu engellemeye yönelik girişimler taraftar bulmaya başladı.
Nihayet, bütün bu propaganda faaliyetlerinin etkisiyle, Amerikan Temsilciler Meclisi, 23 Temmuz 1996’daki toplantısında, Orta ve Doğu Avrupa’daki yeni demokrasilerin NATO’ya tam üye olmasını sağlama sürecini mali yönden desteklemek, NATO’nun doğuya doğru genişlemesini mümkün kılmak için, Kongre kayıtlarından da görüleceği üzere, “NATO Enlargement Facilitation Act of 1996” adı verilen ve 1997 mali yılı için etkin olacak bir karar tasarısını onayladı. Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’ın 1999’da NATO’ya dahil olmalarının kapısı bu yasa ile açılmış oldu. Cumhuriyetçi Parti temsilcisi Benjamin Arthur Gilman’ın sponsorluğunda hazırlanan bu karar tasarısında “yeni demokrasiler” olarak Estonya, Letonya, Litvanya, Slovenya, Slovakya, Bulgaristan. Romanya, Arnavutluk ve Moldova’nın yanı sıra Ukrayna’nın da adı geçiyordu.
Gazeteci Selami İnce’nin Birikim dergisinin Haziran 1999 tarihli 122. sayısında verdiği bilgiye bakılırsa, yasayla birlikte bu ülkelerin NATO’ya dahil olmaları için 1997 mali yılı bütçesine dahil edilecek 60 milyon doların hemen hepsi ABD’de yaşayan çoğu zengin Yahudilerden oluşan 20 milyonun üzerindeki Polonya ve Çek topluluğundan çıkıyordu.
“NATO Enlargement Facilitation Act”in bir diğer anlamı da, NATO konusundaki inisiyatifin artık tamamen ABD’ye geçmekte olduğuydu. Alman Der Spiegel dergisinin 16 Mart 1997 tarihli 12. sayısında (s. 151) sorduğu ve “gelecek yüzyılın ilk yarısı içinde NATO’nun genişletilerek etkisini sürdüreceğine inanıyor musunuz?” şeklindeki sualine ABD’nin eski Bonn Büyükelçisi Richard Holbrooke’nin verdiği yanıt Amerika’nın “inisiyatif” hazırlıklarına işaret etmesi bakımından önemliydi. Selami İnce’nin Birikim’deki yazısına Türkçeye çevirerek aktardığı yanıt şöyleydi:
“NATO barış zamanının en başarılı örgütü. Bir şey kesin. Eğer NATO yeni üye almaz ve bugünkü çekirdek çevresi dışındaki barış amaçlı görevlerini yerine getirmezse anlamsız hale gelir.”
Kıyamet aslında neden kopacak?
Geçen süre Kuzey Atlantik İttifakının “anlamsız” bir yapı haline gelmesinin nasıl önüne geçildiğini gösterdi. 2004’te yedi ülke, 2009 yılında Arnavutluk ve Hırvatistan, 2017 yılında Karadağ, son olarak da 27 Mart 2020 tarihinde Kuzey Makedonya NATO'ya üye oldu ve örgütteki üye devlet sayısı 30’a yükseldi. Karmaşık ve çok sesli politik yapısından ötürü Bosna-Hersek, Rusya’nın Güney Osetya üzerinden verdiği sert tepkiden ötürü Gürcistan ABD’nin büyük desteğine rağmen NATO üyeliği sürecini duraklatmak durumunda kaldılar.
Twitter’daki sosyal medya hesabı üzerinden 14 Haziran 2021 tarihinde yaptığı açıklama ile ülkesinin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) üye olacağını ve bu durumun NATO liderleri tarafından teyit edildiğini iddia eden Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’nin hamlesi ise bizi bu günlere getirdi. Zelenski’nin açıklaması her ne kadar Rusya’nın çevrelenmesi politikası doğrultusunda Beyaz Saray tarafından memnuniyetle karşılansa da, sahip olduğu (nükleer savaş da dahil) risklerden ötürü -bırakın Moskova’yı- meselenin yukarıda anlattığım geçmişini iyi bilen bazı Batı başkentlerinde dahi tedirginlik yarattı.
Yeşillerin bütün Amerikan kuyrukçuluğuna rağmen, galiba Berlin de o başkentlerden biri. Bu yazının seyri içinde de bahsettiğim gibi, Ukrayna krizi, Rus-Alman yakınlaşmasına bir tepki. Zira bu yakınlaşma belirli vadede orada kalmayacak, Washington’un iradesine rağmen, yaşlı kıtayı Rusya üzerinden Çin’e bağlayabilecek. ABD’nin “en büyük hasmım” diye düşündüğü Çin’e! Korkulan, bu. Eğer Çin’e önleyici bir darbe indirilecekse, önce onun Avrupa’ya uzanan müttefiki Rusya’ya -Almanya’nın iradesi teslim alınarak- indirilmeli.
Ama Ukrayna krizi yüzünden kıyamet kopacaksa, işte asıl o yukarıda saydığım saiklerden ötürü kopacak.
Tabii krizde enerji fiyatlarını yüksek tutarak bazı yatırımcıların piyasadan çekilmelerini sağlamak gibi kısa vadeli, Almanya ile Rusya arasında anlaşılan ve onanmayı bekleyen “Kuzey Akım 2” doğalgaz boru hattını tarihin çöp sepetine göndermek gibi orta vadeli hedefleri de var kıyameti göze alanların muhtemelen.
Tabii bu noktada bir başka soru akla geliyor: Kıyamet kopacaksa, konvansiyonel mi olacak, nükleer mi? Kimilerine göre, Rusya Federasyonu’nun geçtiğimiz günlerde başlattığı ve Putin’in Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko ile birlikte Moskova’daki durum merkezinden takip ettiği nükleer savaş tatbikatı, Moskova’nın Ukrayna konusunda geri adım atmayacağının göstergelerinden biri. Rusya Havacılık ve Uzay Kuvvetleri, Güney Askeri Bölgesi, Stratejik Füze Kuvvetleri, Kuzey ve Karadeniz filolarının katıldığı bu geniş kapsamlı tatbikatta Rusya’nın stratejik bombardıman uçakları, balistik füze denizaltıları ile satıhtan satıha füze bataryaları da görev icra ediyor.
Her ne kadar önceden planlanmış rutin bir eğitim programının bir parçası olduğu söylense de, Kremlin’in -ABD ve NATO ile yaşadığı gerilimin ortasında, programına nükleer başlıklı balistik füzelerin de dahil olduğu bir askeri tatbikat sıkıştırması, bir gün “dinecek” bir gün “dinmeyecek” görüntüsü veren Ukrayna Krizi’ni manşetlerde tutmaya yetiyor. Aslına bakılırsa, bu tatbikat, Ukrayna Krizi’nin şu aşamasında endişelenmemiz gereken belki de en son gelişme. Zira Ukrayna’nın doğusunda gün geçmiyor ki, tehlike ateşi tüm bölgeyi tutuşturmak için “konvansiyonel” fırsat kollamasın, Donbas bölgesindeki temas hattında işitilen ateş sesleri artmasın! Bazı AGİT gözlemcilerinin de görevlerini bırakarak çekildiği temas hattında, bir taraf Ukrayna ordusunun Rusya’yı sınırı geçmeye “teşvik eden” provokatif saldırılarını artırdığını ileri sürüyor. Diğer taraf ise Rus yanlılarının kendi bölgelerini top atışlarıyla taciz ettiğini.
Berlin’den Kiev Duvarı’na
Bütün bu iddialar arasında ne oldu? Ukrayna’nın doğusundan son günlerde binlerce sivil Donetsk Halk Cumhuriyeti milis güçlerince Rusya’nın Rostov bölgesine tahliye edildi. Ukrayna’nın batısında da durum gün geçtikçe daha tatsız bir hal alıyor. Alman hükümeti bu ülkede bulunan vatandaşlarının Ukrayna’yı acilen terk etmelerini isterken, Lufthansa Havayolları 21 Şubat pazartesiden geçerli olmak üzere Kiev uçuşlarını askıya alacağını bildirdi.
Birkaç hafta önce ellerinde “Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin 16 Şubat’ta başlayacağı” yönünde “anlamlı istihbarat” bulunduğunu iddia eden Batılı liderler, bu tarihi Pekin Olimpiyatları’nın sona erdiği 20 Şubat sonrasına ötelerken ve “Rusların Kiev’i işgal etmesinin an meselesi” olduğu iddialarına yaslanırken, adeta herkes 2022 yılının “veliaht Prens Ferdinand suikastını” bekler bir tutum içine giriyor.
Umalım ki, insanlığın 33 yıl önce tarihin çöp sepetine gönderdiği “Berlin Duvarı” 21. yüzyıldaki utanç işlevini “Kiev Duvarı”na devrederek dirilecek olmasın! Ve Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından ortak bir güvenlik mimarisine sahip birleşik bir Avrupa yaratamayanlar görsün bu gerekliliği. Bu kriz hiç değilse ona duyulan ihtiyacın zaruriliğini göstermeye hizmet etmiş olsun!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
14.04.2025