Akdoğan Özkan
Adı Ali Şefik. 35 yaşında. Seyahat yazarlarının "pudra beyazı kumsalları, turkuaz denizi, tropikal iklimi, bungalov mimarisi tesisleri ile hayalleri süsleyen, yeryüzündeki tatil cenneti" olarak tanımladığı Maldivler'in mercan adalarından biri olan Kandolhudho'da dünyaya gelmiş. Onu bugünkü yazımızın konusu yapan, 2016 yılı Ekim ayının 18'inde "yeryüzündeki cennetten" ayrılarak kimilerinin "İdlib cehennemi" olarak tanımladığı Suriye'nin kuzeybatısına yaptığı yolculuğun arkasında yatan asli saik! Şefik, Dubai aktarmalı olarak önce Türkiye'ye gelmiş ve burada iki gün kaldıktan sonra Suriye'ye geçmiş. Şefik bu bölgede küresel cihad için -ama her nasılsa "Nusayri" diye damgaladıkları Suriye ordusuna karşı- mücadele veren yabancı kökenli El Kaide yapılanmalarından birinin saflarına katılmış. Kendisi gibi ülkesinden binlerce km uzakta olan Maldivli silah arkadaşlarının oluşturduğu topluluğun adı ise "Cemaat el Maldivi" Yani Maldivliler Cemaati.
Evet Suriye'de sadece Kuzey Afrika'dan, Dağıstan'dan, Doğu Türkistan'dan Özbekistan'dan, Afganistan'dan, Tacikistan'dan gelerek IŞİD ve El Kaide saflarında mücadele veren yabancı kökenli cihatçılar yok. Maldivler'den İdlib'e gelerek cihat yolunda savaşan gençler de var.
Maldivliler de HTŞ'yi destekleme kararı aldı
Suriye'nin kuzeydoğusunda hükümet güçlerine karşı savaşan o yabancı kökenli cihatçı gruplar, 18 Haziran günü önemli bir ortak açıklama yaptılar. Açıklamanın, tarafların İdlib'e hâkim sıradağların yer aldığı Cebel Zaviye bölgesine yığınak yapmayı sürdürdükleri bir zaman dilimine denk gelmesi dikkat çekti. Yabancı kökenli bazı cihatçı gruplar söz konusu ortak açıklamalarında, hükümet güçlerine karşı verdiği mücadelenin yakın bir tarihte başlayacağı tahmin edilen yeni safhasında Heyet Tahriru'ş Şam (HTŞ) örgütünü destekleyeceklerini açıkladılar.
Açıklamanın altında imzası olan gruplar şunlar:
- Türkistan İslam Partisi (TİP - Uygur savaşçıların oluşturduğu örgüt)
- Cemaat el Tevhid ve'l Cihad (Özbek cihatçıların topluluğu)
- Liva Muhacirînve'l Ensar (Başta Dağıstanlılar olmak üzere Kafkasyalı bazı İslamcı savaşçılardan müteşekkil Muhacir ve Ensar Alayı)
- Taciki Cemaati (Taciklerin oluşturduğu topluluk)
- Şamu'l İslam (Faslı cihatçılar)
- Cezreviyyet el Heyet (Suudi cihatçılar)
- Muhacirîn Ehli Sünnet Min İran (İranlı Sünni cihatçılar)
- Cemaat el Albanî (Arnavutluklu cihatçıların topluluğu)
- Cemaat el Maldivî (Maldivlilerin örgütü)
Bağımsız Devletler Topluğu (BDT- eski SSCB) üyesi çeşitli ülkelerden gelen silahlı İslamcıların oluşturduğu örgütlerin Suriye'de savaşması/savaştırılması belki o kadar şaşırtıcı değil. Nihayetinde bu gruplar çok uzun süredir El Kaide'nin Şam Beldesi'ndeki kolu Nusret Cephesi'nin şemsiyesi altında Halep, İdlip ve Lazkiye muhafazalarında aslında Suriye'nin sahadaki bir numaralı müttefiki olan Rusya'ya karşı savaştıklarını düşünüyorlar. Daha önce yazmıştık, bu kadar militanın, nasıl olup da İdlib'de toplandığı artık bir sır değil. Ama o bildirinin altında imzası olan Maldivliler Cemaati, grubun geçmişini bilmeyenlere "haydaaa, bunlar da nereden çıktı?" dedirtebilir.
Nüfus başına düşen cihatçı rekortmeni
Maldivler Hint Okyanusu'nda, Asya kıtasından yüzlerce km açıkta, yarım milyonu bile bulmayan bir nüfusa sahip 189 adanın meydana getirdiği bir takım ada ülkesi. Kimilerine göre bir "turizm cenneti," ama kimilerine göre de, Maldivler, nüfus başına düşen cihatçı militan açısından dünyanın en yüksek rakamına sahip ülke. Bu yüzden küresel cihat hareketini bugün Maldivliler olmadan düşünmek mümkün değil. Suriye ve Irak'ta savaşan yabancı cihatçılar arasında onlar da var. Bugün Suriye'de 250 civarında Maldivli cihatçı olduğu tahmin ediliyor.
‘70'lerin başlarına kadar dünyanın en yoksul 20 ülkesi arasında gösterilen ama adaların etrafını çeviren suların içerdiği deniz mahsulleri zenginliğiyle kendine yetmesini bilmiş Maldivler 1972'den başlayarak yaptığı turizm açılımı sayesinde dünyada "şeytanın bacağını kıran" az sayıdaki ülkeden biri oldu. Turizmin doğrudan ve dolaylı olarak yarattığı istihdam sayesinde zaten çok fazla olmayan nüfusuna anlamlı bir gelecek perspektifi sunabildi ülke. 2019 yılında 1,7 milyon ziyaretçiyi ağırlayan Maldivliler bugün kişi başına düşen 15 bin dolarlık gelirleriyle biz Türkiyelilerden hemen hemen iki kat daha müreffeh bir hayat sürüyor.
Maldivlinin Afganistan, Pakistan ve Suriye yolculuğu
Ancak bir "cennet" bile olsa dünyamızda hiçbir "destinasyon" çok uzun süre "insanlıktan" uzak kalamıyor. İslamiyet ile daha 12. yüzyılda Müslüman tacirler sayesinde tanışmış olan Maldivliler, Afganistan Savaşı sırasında artan Suudi Arabistan etkisi ve o etkiyle ivme kazanan Pakistanlı siyasal İslamcı örgütler sayesinde 21. yüzyılda bu kez "küresel cihat" fikri peşinde koşan Selefilik ile tanıştı. Böylelikle Maldivler, bir yandan "turizm cenneti" olarak görülür iken bir yandan da özellikle El Kaide için bir "cihatçı cenneti" olma potansiyeli taşıdı. Afganistan Savaşı'na cihatçı militanlara yataklık yaparak ve eğitim desteği vererek dahil olan komşu Pakistan, Maldivlerden cihatçı militan devşirmekte zorlanmadıysa sebebi budur. Zira, çok sayıda Maldivli genç Suudi Arabistan'ın finansman desteği ve Pakistan istihbaratının lojistik katkısıyla 1980'lerde Pakistan'da yükselişe geçen Cemiyet-i Ehl-i Hadîs hareketinin kontrolündeki Pakistan medreselerinde eğitim gördü. Bu medreselerin Selefi faaliyetlerin merkezi olarak bir dönem silahlı örgütlerin eleman deposuna dönüştüğü söyleniyordu. Söz konusu medreselerde eğitim görmüş Maldivli gençler cihatçı ideolojinin ülkelerindeki ilk taşıyıcı unsurları olarak bir süre sonra elde silah Ortadoğu'ya bile koşar oldular.
Kısacası, Maldivler için "Pakistan faktörü" etkili olmuştu. Maldivler Devlet Başkanı Muhammed Naşid'in 2009 yılında altını çizdiği gibi, küresel cihat hareketine sempatiyle bakan yüzlerce Maldivli, Pakistan'da üslenmiş silahlı gruplar tarafından radikal hale getirilmiş ve bir vekalet savaşının piyonu olarak ülkelerinden binlerce km uzaktaki savaşlarda kullanılmıştı.
Tabii birileri eline silah alınca, o silahın ilerde kime döneceği baştan belli olmayabiliyor. Bir süre sonra o Maldivli gruplar bu sefer Pakistan'ın hükümet güçlerine karşı savaşmaya başladı. Hatta, Maldivli bir cihatçı komutan olarak Taliban yanlısı güçlerin saflarında uzun süre savaşan Ali Celil, Pakistan'ın Lahor kentindeki istihbarat teşkilatı binasına 2009 yılının Mayıs ayında bir intihar saldırısı gerçekleştirdi.
Yazının başında değindiğim Ali Şefik de Maldivler'in başkenti Male'de düzenlenen ve tarihe 12 turistin yaralandığı "2007 Sultan Park'ın bombalanması" adıyla geçen terör eylemiyle bağlantılı olduğu gerekçesiyle 2007'de tutuklanmıştı. Hakkında yeterli delil bulunamayınca bir süre sonra serbest kaldı. 2009'da ise bu beraberinde silahları ve 8 Maldivli cihatçı arkadaşıyla birlikte Pakistan-Afganistan sınırında yakalandı.
Her defasında cezaevinden bir şekilde salıverilen ve 2016'da soluğu Suriye'de alan Şefik ülkesine döndüğünde "yabancı bir ülkedeki iç savaşa katılmak üzere Maldivleri terk etmekle" suçlanarak yeniden tutuklandı. Hakkında yapılan savcılık soruşturmasında Şefik'in "Türkiye'de IŞİD tarafından kontrol edilen bir evde Suriye'ye geçmek için beklediği, sonra da geçerek savaşa katıldığı" ileri sürülmüştü. Türkiye'ye tatil için gittiğini ileri süren Şefik ise mahkemede kendisini "Maldivler'den ayrılan herkes suçlu mu olacak? Türkiye'ye seyahat etmek suç mu?" diyerek savunmuştu. Hakkındaki iddialara rağmen Şefik, bir süre sonra tahliye edilerek cezaevinden salındı.
O belki bugün Maldivler'de ama yüzlerce arkadaşı hâlâ İdlib'de. Geçtiğimiz yıl bunlardan 25'inin Türkiye tarafından sınır dışı edildiği ve 134'ünün yine Türkiye hükümeti tarafından "kara listeye alındığı" yönünde haberler çıktı. Ama yüzlercesi İdlib'de savaşmayı ve HTŞ'ye destek vermeyi sürdürüyor.
Onun ve Maldivli genç arkadaşlarının "yeryüzündeki cennetten" hareketle "İdlib cehennemine" yaptıkları yolculuk çok sayıda taraf için çok sayıda ders barındırıyor. Ama tabii almasını bilenler için.
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025