Akdoğan Özkan
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Suriye ile Irak'a asker gönderme yetkisinin iki yıl uzatılmasını öngören Cumhurbaşkanlığı tezkeresiyle birlikte, Suriye’nin kuzeyinde yeni bir operasyon yapılıp yapılmayacağı, yapılması halinde bunun bölgedeki hangi nokta(lar)da gerçekleştirileceği, dikkatlerini Orta Doğu’ya çevirmiş siyasi gözlemcilerin şu aralar cevabını en çok merak ettikleri soruların başında geliyor.
Tezkere akabinde Ankara’dan, “her türlü mücadeleyi vermeye kararlıyız” şeklinde mesajlar geldiyse de, saha gerçekleri olası bir TSK askeri operasyonu için daha önce olmadığı kadar karmaşık. Dolayısıyla, “nereye, ne zaman ve nasıl bir operasyon yapılır,” gibi soruları, en başa “neden” sorusunu da koyarak değerlendirmek ve bu şekilde yanıt aramak şart.
Önce neden Ankara Suriye’nin kuzeyinde askeri bir operasyona ihtiyaç duyuyor, biraz geriye giderek ona bakalım:
Ankara Suriye’de hangi hedeflerine ulaştı?
Hatırlayacağımız gibi, Ankara 2021 yılına Suriye sahasında üç temel “askeri operasyon” gerçekleştirmiş ve vekil güçlerinin desteğiyle Fırat’ın doğusuna da uzanarak hatırı sayılır büyüklükte bir bölgeyi kontrol altında tutabilmiş bir aktör olarak girmişti. Ankara’nın ajandasında artık sadece bu harekâtlarda eksik kalan, erişemediği hedefleri gerçekleştirmek olabilirdi. Tabii her şeyden önce, ortada çok net ve Ankara açısından sevindirici bir gerçeklik vardı: Türkiye, Suriye ile arasındaki 911 km’lik sınır hattının güneyinde, Suriye Demokratik Birlik Partisi (PYD)tarafından tek taraflı olarak ilan edilmiş özerk yapılanmayı 2016 yılı ağustos ayından başlayarak gerçekleştirdiği askeri operasyonlarla epeyce dağıtmıştı. YPG/YPJ ve SDG’nin askeri desteğiyle ve Washington’un himayesinde oluşturulmuş üç kantonlu (Cezire, Kobani ve Afrin) yapıyı dağıtırken Fırat’ın doğusuna da sarkan Ankara, ABD askerlerini daha doğuya çekilmeye de zorlamıştı. Ankara’nın “terörist” olarak gördüğü söz konusu örgütler, ABD askerlerinin belli bölgelerden çekilmesiyle Washington tarafından yalnız bırakıldıkları hissine de kapılmışlardı.
Ancak TSK’nın, kendilerini 2017 yılı Haziran ayından bu yana “Suriye Milli Ordusu” (SMO) olarak adlandıran, eski “Özgür Suriye Ordusu” (ÖSO) gruplarıyla birlikte yürüttüğü harekatlarda, kimi hedeflere ulaşılamamış, ülkenin kuzeyindeki kritik öneme sahip kimi yerleşim ve “kavşaklar” Ankara’nın denetim sahasına dahil edilememişti.
Ulaşılamayan hedefler ne anlama geliyor?
Peki Türkiye’nin gerçekleştirdiği üç askeri operasyona rağmen erişemediği bu hedefler ne derece önemli?
Bir kere genel hatlarıyla bakıldığında, YPG ve SDG gibi örgütler üç kantonlu yapının dağıtılmasına rağmen, bugün hala Tel Rıfat’tan (Suriye hükümeti denetimindeki toprakları da kullanarak) Menbiç’e; oradan Kobani’ye; Kobani’den de -Ayn İssa üzerinden Sünni Arap aşiretlerinin yoğun olduğu- Rakka ve Deyrizor’a; Tel Temir üzerinden de Haseke’ye uzanma imkanına sahipler.
Her birinin özgül önemlerine bakınca başka hususlar da göze çarpıyor:
Menbiç: Amerikalılar Ankara’nın Fırat Kalkanı Harekâtı (24 Ağustos 2016-29 Mart 2017) sırasında Fırat Nehri üzerindeki geçitleri kontrol eden bir bölgede bulunan Menbiç’e ulaşmasına engel olmuşlardı. Ülkenin en önemli enerji kaynaklarından biri olan Teşrin Barajı’nın 30 km batısında yer alan Menbiç, Fırat’ın doğusundaki Kürtlerin batısı ile lojistik destek ve savaşçı bağlantılarını sürdürebilmeleri açısından da kritik bir işleve sahip.
Tel Rıfat: TSK ve desteklediği güçler, Zeytin Dalı Harekâtı (20 Ocak 2018-24 Mart 2018) ile, PKK’nın uzantısı olarak gördükleri YPG’nin Akdeniz’e yakın bir coğrafyada hakimiyet oluşturmasının önüne geçmişti ama -Moskova yeşil ışık yakmaya yanaşmadığı için- stratejik Tel Rıfat ilçesi Ankara’nın denetim sahasına katılamamıştı. YPG bu harekât ile birlikte belki Afrin’i boşaltmıştı ama bu kez Türkiye sınırına 18 kilometre mesafedeki Tel Rıfat ilçesi ile çevre köylere çekilmişti. Azez ile TSK denetimindeki diğer bölgelere Tel Rıfat’tan istedikleri zaman saldırı düzenleyebilir bir konuma gelmişti. Örgüt, ayrıca Şam Yönetimi’nin denetimindeki toprakları köprü olarak kullanarak buradan doğudaki Menbiç ile Kobani (Ayn el-Arap) bölgesine uzanan ikmal hatlarını ayakta tutabiliyordu.
Ayn İssa ve Tel Temir : Ankara Barış Pınarı Harekâtı (9 – 17 Ekim 2019) ile Tel Abyad’ın batısından Resulayn’ın doğusuna kadar yaklaşık 150 km’lik bir güzergâh üzerinde, kabaca 30 km. derinlik de sağlayarak bir “güvenli bölge” oluşturmuştu. Gelgelelim ABD ile Rusya’nın 2019 Ekim’inde Ankara’ya yaptırdıkları frenaj sonucu, bu “güvenli bölgenin” güneyinden geçen uluslararası karayolunun (M4) denetimi de sağlanamamıştı. Fırat Nehri’nin batısındaki Halep ve Menbiç’ten doğudaki Kamışlı’ya kadar uzanan bu stratejik karayolu çok önemliydi. M4’ü kontrol edemeyince, “Barış Pınarı” bölgesinin güneybatı ucunda yer alan Ayn İssa ile güneydoğu ucunda yer alan Tel Temir kasabaları hakimiyet alanı dışında kalıyordu. Her iki kasaba stratejik açıdan çok önemli kavşaklardı. Ayn İssa, Kobani’yi hem Rakka muhafazasına (iline) hem de petrol kuyularınca zengin olan Deyrizor muhafazasına bağlıyordu. Benzer şekilde, Tel Temir de yine Kobani’yi Suriye’nin Haseke muhafazasına, oradaki petrol kuyularına ve tabii dolaylı olarak PKK’nın etkin olduğu Irak’ın kuzeyindeki Sincar’a ulaştıran bir kavşak noktası olarak işlev görebiliyordu.
Ankara bölgeden ne zaman çekilecek?
Bir kere şurası açık bir gerçeklik ki, Türkiye yüksek güvenlik bürokrasisi, bu “eksik kalan” hedeflere büyük ölçüde ulaşıp sınırın güneyindeki demografik yapıya arzu ettiği mühendislik (!) “dokunuşlarını” da yapmadan ve son olarak bölgenin uzun vadeli statüsüne yönelik konularda Moskova ve Şam ile mutabık kalmadan askeri varlığını Suriye’den çekmek, savaşını sonlandırmak niyetinde değil. Yani Ankara’nın zirvesinden bakıldığında, bugün mesele, Şam ile diplomatik ilişkileri yeniden kurma, öpüşüp barışma gibi bir noktada olmaktan hala çok uzak. Ankara, “SDG'nin mali kaynaklarının güçlenmesinin önüne geçilecekse M4 yakınlarındaki bu iki kavşak denetim altına alınmalı ve ayrıca TSK denetimi altındaki bölgeler birbirine bağlanmalı” diye düşündü hep.
Zamana oynanan 2020 ve 2021
Ancak son harekâtta TSK’ya yaptırılan frenaj sert ve etkili oldu. Ankara o tarihten bu yana olası bir yeni harekât için bir yeşil ışık, bir açık kapı göremedi. Rusya, Türk hükümetine, İdlib bahsinde yarım bıraktığı “ev ödevlerini” hatırlatıp durdu. Ankara daha kendi hedeflerinin tamamına uzanamamış ve kendisini tam “güven içinde” hissedememiş olduğu için, İdlib’de Rusya’ya taahhüdünü verdiği ödevleri deyim yerindeyse “salladı” ve Moskova karşısında zamana oynamayı tercih etti. Gözlem noktalarının bazılarından söz verdiği üzere çekildiyse de, başka yerlerde yenilerini kuruyor, sayılarını artırıyor, bölgeye yığınağını sürdürüyordu. Zira İdlib Ankara için sadece İdlib değildi. Cihatçıların ve Suriye Yönetimi’ne karşı direnişin son kalesi olan, İdlib Halep’ten Lazkiye ve Akdeniz’e uzanan yolların üzerinde bulunduğundan Moskova ve Şam için çok büyük önem taşıyordu. İdlib, burada çok güçlü bir askeri yığınağa sahip olan Ankara için ise, diğer bölgelerdeki kazanımlarını büyütebilecek potansiyelleri barındırıyordu. İdlib’deki askeri varlığını sonlandırmış bir Ankara, Tel Rıfat’ta ve/veya Fırat’ın doğusunda belirli hedeflere erişebilecek bir harekatın yeşil ışığının alınması müzakerelerinde kozsuz, güçsüz kalırdı.
Tabii Ankara sadece Moskova’ya karşı değil Washington’a karşı da zamana oynuyordu. Afganistan’dan askerlerini çekmiş olan Beyaz Saray’ın yakın bir zamanda sırayı Suriye’ye de getireceğini hesaplıyor, Amerikan askerlerinin bölgeden tamamen çekilmesi akabinde özellikle Resulayn’ın doğusunda daha etkin olabileceğini planlıyor, “güvenli bölgesini” Kamışlı ve Malikiye’ye uzatabilmenin mümkün olacağını umuyordu. Ankara’nın baskısıyla Suriye’den kısmi asker çeken Amerikalar, SDG’nin ülkenin doğusundaki petrol kuyu ve tesislerini kontrol edebilir bir konumda olmalarını sağlamak için birliklerini buralara yönlendirmişlerdi. 2021 itibarıyla ABD’nin 19’u Haseke’de, 10’u ise Deyrizor bölgesinde olmak üzere bölgede hala 33 askeri üssü/gözlem noktasına sahip olduğu görülüyor. Ankara, zamana oynar, Amerikalılar bu üsleri boşaltırsa, Washington’un himayesiyle güçlenmiş örgütlerin iyice izole edilebileceğini düşünüyordu.
Ankara Suriye’de zamana oynarken, özellikle 2020 ve 2021’de ağırlığı Irak’ın kuzeyindeki operasyonlara verdi. TSK, Suriye ve Türkiye sınırına yakınlığıyla "stratejik" bir konumda da olan ve PKK’nin Suriye’deki uzantısıyla bağının kesilmesi için hayati önem taşıyan Sincar'a bir askeri operasyon düzenleyemedi belki. Ama PKK’nın Türkiye’deki militanlarıyla Irak üzerinden yıllardır kurduğu bağın kesilmesini sağlayacak pek çok noktaya yerleşti Kuzey Irak’ta. Gara ile Kandil’de PKK’nın üs olarak kullandığı bölgeler ile toplanma ve sığınak alanlarını yok etti. Bir başka deyişle, TSK, örgütü Türkiye-Irak sınırından büyük ölçüde uzaklaştırdı.
Zaman doluyor
Ancak oynanacak zamanın bir limiti olduğunu hatırlatan birden fazla faktör bulunuyor artık.
İdlib’deki ev ödevinin hala tamamlanmadığını Ankara’ya hatırlatan Moskova, onun vekil güçlerini sınırımıza çok yakın noktalarda vurarak “benim sabrım artık taşıyor” mesajı veriyor.
Bir yandan da, Washington’un Ankara’nın bu zamana oynama çabasını gördüğü ve ona göre hesap yaptığı anlaşılıyor. Amerikalı kaynakların El Cezire’ye verdiği bilgilere bakılırsa, Afganistan’dan askerlerini tamamen çeken ABD’nin resmi rakamlara göre 900 personel bulundurduğu Suriye’den -son zamanlarda yapılan tüm spekülasyonlara rağmen- yakın bir zaman zarfında asker çekmeyecek. Amerikalılar, ya “önce Türkler çekilsin” diye bekliyor ya da çekilecekleri noktaları (Türklere değil) Ruslara teslim etmenin şartlarını hazırlamaya, müzakereye etmeye çalışıyorlar.
Öte yandan, Türkiye olası bir (erken) seçimin menziline giriyor. Kamuoyu yoklamalarında ciddi puan yitirdiği ve muhalefetin arkasına düşmüş olduğu görünen iktidar, milliyetçi kanadı birleştirerek puanlarını yukarıya çekmeyi sağlayacağını umduğu yeni bir sınır-ötesi “zafere” ihtiyaç duyuyor.
TSK Suriye’de hangi noktalara girecek?
Daralan zamanın seyri içinde, Ankara’nın tam şu noktada ne planladığı önem kazanıyor. Suriye ve Irak'a asker gönderme yetkisini uzatan ve bölgeye yönelik yığınağını artırdığı gözlenen Ankara, Suriye’nin kuzeyine yönelik bir operasyonu gerçekten yapacak mı? Yapmayacaksa bu “gürültü” niye? Yapacaksa, hedefte nereler, daha önce “eksik kaldığını” belirttiğimiz hangi noktalar var?
Ankara’nın Suriye’de Rusya ve/veya ABD “yeşil ışık” yakmadan bir operasyon yapma ihtimali oldukça zayıf. Türkiye bugüne dek bölgeye yönelik operasyonlarını ya Rusya’nın ya da ABD’nin olurunu alarak gerçekleştirdi. Dolayısıyla, Ankara yeni bir harekata kalkışacaksa, ABD ve Rusya ile yürütegeldiği diyalog ve müzakereler hangi hedefe uzanmasına el verirse, oraya yapacaktır.
Ancak gelinen noktada Ankara, Moskova ve/veya Washington ile bu konularda bir anlaşma zemini bulmuş, yani kendisine bir “yeşil ışık” yakılmış değil. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 76. Dönem Genel Kurulu’na katılmak ve Türkevi’nin açılışını gerçekleştirmek için Eylül ayında gittiği New York'ta ABD Başkanı Joe Biden ile görüşerek bazı konularda pozitif sinyaller almayı ummuş, arada muhtemelen olası bir Suriye operasyonuna da dolaylı da olsa bir yeşil ışık yakılabileceğini ümit etmişti. Ancak o görüşme gerçekleşemedi bile. 29 Eylül’deki Erdoğan-Putin görüşmesinden de olası bir TSK operasyonu için bir “yeşil ışık” yakıldığına dair haber almadık. Dışişleri’nden gelen haberlere bakılırsa, Ankara bu temeldeki temaslarını muhtemelen sürdürüyor.
Ankara’nın ABD’den muradı
Bir kere, Rusya’nın olası bir TSK operasyonuna böyle bir operasyon ABD askerlerinin bölgeden daha fazla çekilmesine yol açacaksa yeşil ışık yakmasının mümkün olacağını sanıyoruz. Moskova daha önce de böyle ümitler taşımıştı. Ancak ABD -yukarıda da belirttiğimiz gibi- anlaşılan pek çekilmeyi düşünmüyor. Hatta TSK’nın bölgeye herhangi bir müdahalesine de kategorik olarak karşıymış gibi duruyor.
Bu durumda Ankara’nın ABD’nin gözlem noktalarının bulunduğu Suriye’nin doğusundaki bölgelerde bir harekata kalkışmasını olası göremiyoruz. Ancak Ankara, askerî harekâtı gündemde tutarak, bir yandan da görüşmelerini sürdürdüğü Washington’a “senden istediğimiz 40 adet F-16V savaş uçağı ile Türk Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan F-16’ların modernizasyonu için ihtiyaç duyduğumuz 80 adet modernizasyon kitini bize ver, Suriye’nin doğusunda müttefikin (SDG) için yeni bir sıkıntı yaratmayalım” mesajı veriyor olabilir. Bir başka deyişle, Ankara, askeri operasyonu gündemde tutmakla, F16’lar ile ilgili taleplerine Washington’dan onay almayı hedefliyor da olabilir.
Ankara’nın Moskova’dan muradı
Rusya’ya gelince… Bir kere önce şunu unutmamak gerekiyor: Türkiye, Rusya ve İran'ın garantörleri olduğu Suriye konulu Astana (Nursultan) görüşmelerinde yeni toplantı muhtemelen Aralık ayı ortalarında gerçekleştirilecek. Dolayısıyla, Ankara’nın o görüşmelere kadar sahadaki kazanımlarını yoğunlaştırarak Rusya’nın karşısında biraz daha güçlü konumlanmak istemesi doğal.
Şimdi gelelim sahanın gerçeklerine… Tel Rıfat’tan Tel Temir’e kadar olan hattı elinde tutan Ruslar, M4 karayolunun herhangi bir noktasında kalıcı bir TSK varlığını kesinlikle istemiyor. Bu da Ayn İssa’dan Tel Temir’e kadar olan bölgede bir operasyon imkânının çok zor olduğu anlamına geliyor. Bir kere Moskova her şeyden önce, Ankara’dan “ev ödevini” yerine getirmesini, yani “terörist grupları” İdlib’de M4 karayolunun güneyinden ve Zaviye Dağı bölgesinden (Cebel Zaviye) çıkarmasını, Eriha’yı boşaltmalarını bekliyor. “Önce altına imza attığın bu taahhüdünü yerine getir. Bunu yapmadan benden yeni bir operasyona ‘yeşil ışık’ bekleme,” diyor. Dolayısıyla Türkiye İdlib’deki sözlerini yerine getirmeden Rusya’dan olumlu bir sinyal alacak gibi görünmüyor.
Ayn İssa’dan Tel Temir’e kadar olan bölgede bir operasyonun çok zor olması nedeniyle harekât için olası hedefler olarak geriye Tel Rıfat, Menbiç ve Kobani’nin kaldığı düşünülebilir. Türkiye bölgenin kilidi konumunda sayılabilecek Tel Rıfat'ı alarak hem kendisine yönelik güvenlik tehdidini daha güneye ötelemek hem de Azez'de yaşayan 100 binin üzerindeki Tel Rıfatlı mültecinin evlerine dönmesini sağlamak istiyor. Bunları biliyoruz. Ancak burada Rus üsleri bulunuyor ve bölgede Rus Askeri Polisi devriye görevi yapıyor.
Bu şartlarda Ankara’nın Ruslar ve müttefikleriyle buralarda silahlı bir ihtilafa girmek gibi bir lüksü olamaz. Peki o noktaları savaşmadan çembere alması, yani kuşatması mümkün müdür? Belki! Cihatçı grupları İdlib’de M4 karayolunun güneyinden ve Zaviye Dağı bölgesinden (Cebel Zaviye) çıkarması, kendi askerlerini çekmesi karşılığında Tel Rıfat için yeşil ışık alınabilir mi? Belki!
Ancak Tel Rıfat’ın güneyinde Suriyeli Şiilerin yaşadığı Nubbul ve Zehra ilçeleri olduğu için bu bölgenin güneyden de İran yanlısı Şii milisler tarafından çevrilmiş durumda olduğunu unutmayalım. Ruslar Şii müttefiklerini de üzmek istemeyecektir.
Bu arada, Rusların Menbiç’ten de vazgeçmek gibi bir niyetleri olmadığı, şehrin batısında yeni bir üs kurma hazırlıkları içinde oldukları haberlerinin geldiğini de hatırlatalım.
Dolayısıyla saydığımız yerler arasında bir operasyon için nispeten olanaklı nokta olarak Kobani görünebilir. Bölge genelinde 83 askeri istasyonu olan ve Kamışlı’daki havaalanını genişleterek bir üs haline getirme çabası içinde olan Rusya’nın Kobani civarında sadece 1 askeri gözlem noktası olduğu dikkate çekiyor.
Ankara M4 karayoluna inmeden Cerablus’dan Tel Abyad’a bir hat çekmek, yani Fırat’ın doğusundaki TSK güçleriyle batısındaki güçleri birbirine bağlamak, bu arada da Rus üssünü de güneyden çevrelemek isteyebilir. Kobani’nin merkezine girmeden, şehre giden yolları farklı istikametlerden denetim altına almaya dönük bir harekât planlayabilir. Ancak Rusların böyle bir hamleye hava kuvvetleriyle sert bir karşılık vermemesi için Ankara’nın büyük olasılıkla, İdlib’deki “ödevlerini” yaptığını ya da yapmaya başladığını göstermesi gerekecektir. Ruslarla şartları fazla zorlamanın bedelini geçmişte ödedi Ankara. Ayrıca, şunu unutmayalım ki, Rusların Kobani’nin güneyindeki -daha önce Amerikalılar tarafından kullanılan- Sarin askeri havaalanını da genişletme çabası içinde olduğu yerel kaynaklarca aktarılan haberler arasında.
Tabii şu da bir gerçek ki, Moskova’nın Suriye Hükümeti ile PYD/SDG arasındaki görüş farklılıklarının ortadan kaldırılmasına dönük, yani Amerikalıların bölgeden ayrılmaları sonrasında Kürt grupların hamiliğini üstlenmeye dönük yoğun bir çabası var. Dolayısıyla Ruslar, Türkiye’ye kendilerini Kürt grupları “hizaya getirme” hedefine yaklaştırmaları ölçüsünde sınırlı bir “yeşil ışık” yakmak da isteyebilir.
Her durumda asli hedef
Her durumda, Ankara’nın tezkereyi 2 yıllığına aldığını ve bir (veya daha fazla) operasyonu zorunlu görüyorsa zamanlamasını buna göre yapacağını, konunun sadece Kasım 2021’in gündemi olmakla sınırlı kalmayacağını hatırlayalım. Türkiye olası bir askerî harekâtı hangi noktalara dönük olarak gerçekleştirirse gerçekleştirsin, her durumda asli hedefi SDG denetimi altındaki bölgeleri olabildiğince birbirinden tecrit edip bağlantılarını koparmak ve/veya TSK’nın ve TSK destekli milis güçlerinin denetimi altındaki bölgeleri birbirine yaklaştırmak, mümkünse bağlamak olacaktır. Ancak tabii Ankara, Ruslarla başka bir diyalog yürütürken, Amerikalılarla da hedefini, “40 adet F-16 Blok 70’lerin siparişi” ve “80 adet F-16 modernizasyon kiti” siparişine onay alabilmek şeklinde koymayı tercih edebilir.
Suriye Savaşı uzadıkça bölge halkları arasına giren mesafe ve düşmanlığın çözülmesi de güçleşiyor. Etnik farklılıklar bölgeyi kana boğan bölgesel ve küresel güçlerin katkısıyla daha kalın duvarlarla tahkim ediliyor. Biri diğerinin buğday mahsulünü yakan, diğeri öbürünün petrolünü çalan, öbürü de bir başkasının malına, mülküne ve evine, arazisine çöken halkların bir zamanlar varolduğu söylenen bir arada yaşama iradesini diriltmek zorlaşıyor. Umalım ki, bölgedeki hâkim savaş iradesi bundan böyle yerini tüm tarafların güçlendirmek için çalışacakları bir barış iradesine en kısa zamanda bırakıyor olsun!
twitter: @akdoganozkan
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025