Akdoğan Özkan
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında 5 ay gecikmeyle aldığı 21 Kasım tarihli tutuklama kararı Batı'da farklı tepkilere yol açtı.
Birkaç ülke mahkemenin bağımsızlığına saygılarını vurgularken, bazıları da İsrail'e desteklerini dile getirdi. ABD ise bildiğiniz gibi: Jenosit Joe’nun halen başkanlık koltuğunda oturduğu ülkede bazı Cumhuriyetçi senatörler, İsrailli siyasetçilerin tutuklanmasına yardım edecek herhangi bir ülkeye yaptırım uygulama hazırlığı yapıyorlar. Bir ara yeni Trump kabinesinin olası Dış İşleri Bakanlığı makamı için de adı geçen eski CIA Direktörü ve eski Bakan Mike Pompeo, “Yolsuz UCM’nin İsrail'e karşı verdiği tutuklama kararlarını uygulamaya çalışan herhangi bir ulus ağır sonuçlarla karşı karşıya kalmalıdır,” buyurdu. Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atayacağı Mike Waltz ise 20 Ocak’ta yemin ederek göreve başlayacak olan “yeni ABD yönetiminden UCM’nin anti-Semitik önyargılarına karşı güçlü bir karşılık” beklenmesi gerektiğini dile getirdi.
İsrail şaşırtmadı ve Mahkeme’yi “anti-semitizm” ile suçladı. Cumhurbaşkanı Yitzhak Herzog, sosyal medya hesabından “UCM’nin Hamas için insan kalkanına dönüştüğünü” bile iddia etti.
Netanyahu’ya 5 ay zaman kazandırdılar
Galiba bu işte en sinsi tarihi rolü İngilizler oynadı. Aslına bakılırsa, Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant için tutuklama emrini, buna temel teşkil eden “makul şüphe” kararını aldıkları Mayıs ayından hemen sonra çıkaracaktı. Tabii İngilizler Netanyahu’ya Gazze’deki kıyım uygulamasında zaman kazandıracak bir kurnazlığa kalkışmasaydı.
Şöyle oldu, takip ettiğim kadarıyla: İngilizler 10 Haziran 2024 tarihinde tutuklama kararını geciktirecek bir adım attılar. Mahkeme’nin İsrail’in savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarıyla ilgili soruşturmasında İsrail uyruklular üzerindeki yargı yetkisine “amicus curiae” sıfatıyla hukuki mütalaa sunmak amacıyla bir itiraz dilekçesi sunma talebinde bulundu o gün İngilizler.
Mahkeme’nin 2021 tarihli bir kararına atıfta bulunuyorlardı bunu yaparken. Üç yıl önceki karara istinaden özetle diyorlardı ki; bir UCM savcısı İsrail vatandaşlarına yönelik bir tutuklama kararı çıkartmak isteğinde, önce Filistin Yönetimi'nin UCM’ye katılmaya yönelik talebinin Oslo Anlaşmaları’nın ihlali anlamına geleceğine yönelik İsrail tarafından yapılmış itirazın nihai karara bağlanması gerekiyor. Dolayısıyla, bir İsrailliyi tutuklamak istiyorsanız, önce o mevzuyu karara bağlamanız lazım.
Bununla tutuklamaya gidecek sürece ket vurulmuş oldu. 27 Haziran’da Mahkemenin Ön Yargılama Dairesi, dilekçesini sunması için İngiltere’ye 12 Temmuz'a kadar süre verdi. UCM’nin diğer üye devletlerinin de isterlerse 12 Temmuz’a kadar benzer mütalaalar sunabilecekleri ifade edildi.
Bu, kısaca “Bibi” olarak da anılan Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant için tutuklama kararı çıkarılıp çıkarılmayacağına ilişkin karar alma sürecinin, İngiltere’nin söz konusu itirazını sonuca bağlayana kadar askıya alınması anlamına geliyordu.
Aslına bakılırsa, o tarihlerde İngilizlerin olaya bu şekilde müdahil olmalarının tutuklama kararlarını çok da geciktirmeyeceği düşünülüyordu. 27 Haziran 2024 tarihli The Times of Israel gazetesinde konuyla ilgili yer alan bir haberde adı geçen Kudüs İbrani Üniversitesi hukuk ve teknoloji kürsüsünde öğretim görevlisi ve Tachlith Enstitüsü'nde program direktörü Dr. Tal Mimran’a bakılırsa, karar UCM’nin Netanyahu ve Gallant’ın tutuklanmalarına yönelik emir çıkartma sürecini çok uzun süre geciktirmeyecekti.
Hatırlayalım, UCM Başsavcısı Kerim Han, Netanyahu ve Gallant hakkında “imhaya sebep olma, savaş yöntemi olarak açlığa sebep olma, insani yardım malzemelerinin ulaştırılmasını engelleme, çatışmalarda sivilleri kasten hedef alma” gibi hususlarda suç işlediği şüphesi oluştuğu için tutuklama emri talep ettiğini duyurduğunda Gazze Kıyımı 227. gününe girmiş, tarih 20 Mayıs 2024 olmuştu. Tutuklama kararı ise ancak 21 Kasım tarihinde çıkarılabilmişti. Sonuçta İngilizler mahkemeyi 5 ay oyalamış ve Netanyahu’ya biraz daha savaş suçları işleyebilmesi için 5 ay ek süre satın almışlardı.
Her neyse, 5 ay sonra da olsa tutuklama emirleri çıktı. Şimdi gelelim tepkilere…
‘Hele bir tutuklayın, yakarım!’
İngiltere Başbakanlık Ofisi Sözcüsü, UCM'nin, İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emirleri hakkında yorum yapmayı reddetti.
Ama tabii şimdi bayrağı İngilizlerden Amerikalılar devralıyor. Amerikalıların görevi, “hele bir tutuklama yoluna gidin, müttefik ülke bile olsanız, gözünüzün yaşına bakmam, yaptırımlarımla boğarım sizi” benzeri tehditkâr bir tavır takınmak. Böyle işlerin oradaki ustası da malum South Caroline Senatörü Lindsey Graham. UCM’nin tutuklama kararına ilişkin Fox News kanalına konuşan Graham, “İsrailli herhangi bir politikacının tutuklanmasına yardım ve yataklık edecek herhangi bir ülkeye yaptırım uygulamak için mümkün olan en kısa sürede yasanın geçmesi için çalışıyorum,” dedi. Cumhuriyetçi senatör, söz konusu tasarının ABD'nin müttefiklerini de kapsayacağını dile getirerek, “Yani Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, eğer herhangi bir müttefik UCM'ye yardım etmeye çalışırsa, yaptırıma tabi tutacağız,” tehdidinde bulundu. Graham’ın böyle işlerdeki bir ortağı da Senatör Tom Cotton. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için tutuklama emri çıkarma kararı nedeniyle UCM’ye yüklenen Cotton, Hollanda merkezli mahkemeye karşı askeri güç kullanımına yeşil ışık yakan “Amerikan Ordu Mensuplarının Korunması Yasası”na atıfta bulunarak, “yakarım sizi” demiş oldu.
Alman hükümetinin ise ilk tepkisi, “tutuklama kararlarını dikkatlice inceleyeceğini,” ancak bu kişiler “Almanya'ya bir ziyaret planlanıncaya kadar daha fazla adım atmayacağını” dile getirmek oldu. Yani Netanyahu’yu 2023 Mart’ında ağırlamış Berlin, ihtiyatlı davranıyordu.
Ofsayta düşenler
Ancak bazı ABD müttefiki ülkeler ABD’nin resmi tepkisini tam öğrenemeden, deyim yerindeyse, “ofsayta düşüverdiler.”
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Bu kararlar, tüm AB üye devletlerini kapsayan Roma Statüsü’ne taraf olan tüm devletler için bağlayıcıdır,” ifadelerini kullandı.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau ise Kanada'nın, UCM'nin “kurucu üyelerinden” biri olduğunu belirterek, “Uluslararası hukuku savunuyoruz ve uluslararası mahkemelerin tüm düzenlemelerine ve kararlarına uyacağız,” dedi ve ülkeye gelirlerse bu kişileri tutuklayacaklarını ifade etti.
İtalya, Hollanda, Belçika, İsviçre, İsveç, İrlanda ve Norveç, UCM'nin talebine uyacaklarını söyleyen ülkeler arasında yer aldı.
UCM, 21 Kasım'da açıkladığı kararında, “Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü” İsrail Başbakanı Netanyahu ile eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardığını ilan etmişti,
UCM kararında, Netanyahu ve Gallant'ın açlığa mahkûm etmeyi bir savaş yöntemi olarak kullanma, savaş suçu ile cinayet ve diğer insanlık dışı muameleleri içeren insanlığa karşı suçlar işlediğine dair makul şüphe bulunduğunu belirtilmişti. Kararda ayrıca Netanyahu ve Gallant'ın bilinçli olarak sivil nüfusu hedef alan saldırıların talimatını verdiklerine dair makul şüphenin de bulunduğu ifade edilmişti.
11 Temmuz 2002’den bu yana faaliyette olan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Statüsü’ne taraf olarak Mahkeme’nin yetkisini tanıyan 124 ülke var. (Bu arada belirtelim, Türkiye bunlardan biri değil.) Netanyahu ve Gallant teorik olarak bu ülkelerin herhangi birine adım attığında tutuklanmak zorunda. Ama işte aktardığım gibi hayat başka türlü akıyor. “Kurallar temelli uluslararası düzen” başka planlar pişiriyor. O planlar yapılırken de birileri deyim yerindeyse “ofsaytta kalıyor.” Ama sonra “doğru yola” getiriliyorlar.
Filistinliler ise katledilmeye devam ediliyor. Kuzeydeki Kemal Advan Hastenesi’nin bir kez daha hava saldırılarında hedef alındığı Gazze’de Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya bakılırsa, İsrail'in 8 Ekim’den sonraki saldırılarında en az 44 bin 176 Filistinli hayatını kaybetti, 104 bin 473 kişi de yaralandı. Ama tabii katili yakalamaya kalkışırsanız karşınızda “yakarım sizi” diyenleri bulacaksınız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
14.04.2025