Akdoğan Özkan
Avrupa adım adım savaşa sürüklenen bir görüntü veriyor. Ancak bu öyle son derece kararlı ve ne yaptığını çok da bilen bir seyir gibi de değil. Aslında II. Dünya Savaşı sonrasında dış politikalarını teslim ettikleri Washington’un artan istikamet tayin edici baskısına yenik düşen Avrupa’nın özerkliklerini iyice kaybetmesiyle gerçekleşiyor bu sürükleniş. Sanki Avrupa bir kış uykusundan uyanmış ama kendisini hakikatin çölünde içtimaya çağırılırken ve “hadi asker, kalk!” bağrışları altında bulmuş gibi. Avrupa’nın gözleri görse de başta ayakları olmak üzere vücudunun pek çok organı henüz bu komutu belirtik ve etken bir şekilde benimsemiş bir tutum içinde sayılmaz. Vücut kendi içindeki dinamiklerle bir irade belirleme mücadelesi veriyor.
Ancak içtimaya doğru yürüme heveslisi olan organların sesinin daha gür çıktığı görülüyor. Bakın, neler oluyor:
- Avrupa’da Ukrayna savaşına doğrudan müdahil olma konusunda giderek daha fazla beyanat veriliyor.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransız askeri personelinin Ukrayna'ya gönderilme ihtimalini açıklıyor.
- İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin İngiliz füzeleriyle doğrudan Rusya topraklarına saldırmasının kabul edilebilir olduğunu söylüyor.
- Kırım’ı halen Ukrayna toprağı kabul eden İngiltere Savunma Bakanlığı Başkanı Grant Shapps, Kiev'in İngiliz silahlarını kullanarak Kırım'daki Rus hedeflerine saldırmak yönünde Londra'dan izin aldığını ima ediyor. İngilizler Kiev’e uzun menzilli Storm Shadow füzeleri vermişti.
- Bu yetmiyor, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ukrayna’ya Batı’nın Rusya topraklarını hedef almama şartıyla Kiev’e verdiği silahlarda bu koşulu kaldırması gerektiğini söylüyor. Stoltenberg, NATO Dışişleri Bakanları’nın Prag’da yapılacak toplantı öncesinde, Batı’nın Kiev yönetimine verdiği uzun menzilli silahları Rusya topraklarına karşı kullanma izni verilmesini talep ediyor.
- İngiltere eski Başbakanı Boris Johnson’ın Rusya’nın “özel askeri operasyon” olarak adlandırdığı Ukrayna harekâtı öncesinde Donetsk ve Luhansk çevresini kasıp kavuran çatışmalarda büyük rol oynamış ve “Azov Taburu” olarak nam salmış Neo-Nazi faşist yapılanmanın bayrağıyla ve komutanlarıyla fotoğraflar çektiriyor.
- Aradan birkaç gün geçiyor, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, 4 Temmuz Genel Seçimlerinden zaferle ayrılması durumunda, ülkede 18 yaşındaki her gencin zorunlu askerlik kapsamına alınması için çalışacağını söylüyor. İngiliz Mail on Sunday'e bir makale yazan Sunak, İngiltere’de 1939 yılında, II. Dünya Savaşı ile birlikte yaşama geçirilen ve nihayet 1960 yılında kaldırılan zorunlu askerlik yasasının diriltilmesini planlıyor, kısacası. Bundan daha güçlü “savaş koşullarına geri dönüyoruz” sinyali olur mu bilmiyorum.
- NATO kuvvetlerinin Avrupa'daki askeri manevra ve tatbikatlarıyla büyük bir askeri çatışma hazırlıklarına geçiş yaptıklarına dair işaretler alıyoruz. Baltık ülkeleri militarize ediliyor.
- Bu arada Avrupalı NATO ülkelerinin silah harcamalarını yeterli görmeyen Trump, seçilmesi halinde, ittifak üyelerinin GSYİH’larından silah sanayine ayırdıkları payı Soğuk Savaş dönemi oranına, yani yüzde 3’e çıkarmayı planladığı öğreniliyor.
- Öte yandan, muhalif ve barış yanlısı gösteriler daha önce görülmemiş bir sertlikte bastırılıyor. Avrupa kolluk kuvvetleri otoriter ülkeleri aratmayan görüntüler sergiliyor.
Savaş ve Rusya’ya uygulanan ambargo nedeniyle yükselen enerji maliyetlerinin özellikle çelik, cam, çimento, kimya ve gübre sanayi gibi enerji yoğun sektörleri ciddi biçimde etkilediği ve rekabet gücünü gerilettiği Avrupa kendi bacağına sıkarken, “napıyoruz biz” diyen gür bir ses çıkmıyor. Almanya Savunma Bakanlığı da yapmış Ursula von der Leyen sanki Avrupa Komisyonu Başkanı değil de Avrupa Savaş Kabinesi lideriymiş gibi bir icraat sergiliyor. Altmış yıl sonra ilk defa Avrupa Komisyonu Başkanlığı görevi bir Alman’a verilmişti, o da kıta Avrupası’nı çok ciddi risklere açık hale getiriyor.
Bundan birkaç yıl önce, biri çıkıp da “gün gelecek Avrupa’da en aklı selim ses Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic gibi aşırı sağı temsil edebilen isimlerden gelecek,” deseydi herhalde inanmazdık. Ancak Avrupalı elitler savaş goygoyculuğuna soyunurken bugün koca kıtada itidal ve sükûneti onların tavsiye ettiğini görüyoruz.
Orban, Rusya ile savaşa hazırlanan NATO üyeliğini yeniden değerlendirme ihtiyacı duyduğunu ve ittifakın Ukrayna’ya derinleşen desteğinin dışında kalma ihtimaline imkân vermeyi düşündüklerini dile getiriyor. NATO ile savaşa hayır, diyor. Orban, daha önce de “Çeşitli rapor ve istihbarat kaynaklarından edindiğimiz bilgiye göre İstanbul’da Ruslar ve Ukraynalılar arasında anlaşma temelde sağlanmıştı. Ancak Ukraynalılar, ABD’lilerin emriyle buna imza atmadılar,” demiş ve bu bilginin bir gün herkesin bildiği bir gerçek haline geleceğini ileri sürmüştü. Ancak NordStream boru hattının patlatılması olayında olduğu gibi Avrupalı liderler bu konuda da üç maymunu oynamayı tercih ediyor.
Sırp lider Vucic ise geçenlerde katıldığı bir televizyon programında soruları yanıtlarken, “Ukrayna’daki savaşı durdurma umudunu yitirdiğini, trenin istasyondan ayrıldığını ve işlerin çok daha fazla sarpa saracağını” söylüyor ve şunları ekliyor: “II. Dünya Savaşı’nda yaşadığımızdan çok daha büyük bir trajedi yaşayabiliriz. Umarım yanılırım, ama özellikle şunu unutmayın. Savaş mekanizması bir kez ısınınca, iş onu takviye etme ihtiyacı duyan askeri ve sanayi lobilerine kalır ki, o noktadan sonra geri dönüş olmaz, durmak çok zor olur.”
Evet, Avrupa geri dönüşü olmayan bir noktaya doğru ilerliyor. Bu arada Minsk’te buluşan Rusya lideri Vladimir Putin ile Belarus lideri Aleksandar Lukaşenko taktik nükleer silah kullanan savaş uçaklarının da yer aldığı askeri tatbikatı değerlendiriyor ve güvenlik konularını tartışıyorlar. Bu arada Avrupalı bu noktaya ilerletenlerin başını elbette ABD Başkanı Joe Biden çekerken, Donald Trump, Biden’n Amerika’yı zavallı bir noktaya getirdiğini söyleyerek, Beyaz Saray’a yeniden oturması halinde barış ve istikrarı geri getireceğini, “III. Dünya Savaşı’nı sonlandıracağını” ileri sürüyor.
Kimlerden umut bekler hale geldik!
Umalım ki Avrupa’da barıştan yana güçler gözleriyle gördüklerini “biz bu filmi daha önce görmüştük” diyerek ayaklarıyla, elleriyle reddeder ve faşizme yol verme sevdasındaki elitlerin Avrupa sanayisini savaş dönemi koşullarına göre yapılandırma mücadelesine son verir, Ruslarla bir an önce müzakere masasına oturarak barışa ve kıtaya soluk aldırırlar. Yoksa, Vucic’in de dediği gibi, kendimizi II. Dünya Savaşı’nda yaşadığımızdan çok daha büyük bir trajedi içinde bulabiliriz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025