Alper GÖRMÜŞ
“Şahinyan’ın büyükdedesi ve kardeşleri, kaçmak zorunda kalacaklarını anladıkları zaman aralarında bir tür anlaşma yapıyorlar. 'Birbirimizden ayrı düşersek, aramızdan eve ulaşan kişi, evin ikinci katındaki küçük odanın duvarına nereye gittiğini mutlaka yazsın' diyorlar. Düşündükleri gibi oluyor, çünkü ayrı düşüyorlar. Sonra eve ulaşan kişi not bırakıyor diğerlerine: '1922’de Nişan Efendi’nin evine geldim. Burada 25 gün kaldım. Şimdi Halep’e gidiyorum. Hoşçakalın dostlar. Bedros’un bu notunu okuyan beni hatırlasın. İmza: Der… YAN.”
Stephan Norayr Şahinyan, dedelerinin Urfa'daki Ermenilere ait evlerden birinin duvarına tam 90 yıl önce kazıdıkları bu yazıyı görmek için kalkıp Sao Paulo'dan Urfa'ya geldi ve gördü de...“Tehcir”e dair Ermenice yazının bugüne ulaşabilmesinde kimbilir nasıl bir hikmet var...
Kim derdi ki, o yazı binayı Valiliğin kullandığı yıllarda dahi silinmeyip korunacak ve 90 yıl sonra yazıyı yazanların torunlarından biri “ev”e dönüp o yazının önünde ürpererek poz verecek?
AGOS gazetesinin son sayısında yer alan “Sao Paulo’dan Urfa’ya bir eve dönüş hikâyesi” başlıklı haber, 1979’da Brezilya'da doğan Şahinyan’ın ecdat topraklarına yaptığı heyecan verici yolculuğu anlatıyor. Hikâyeyi, yolculuğun İstanbul-Urfa-Maraş bölümünde Şahinyan'a eşlik eden Esra Elmaskaleme almış.
“O yazı asla silinmeyecek”
Kökleri baba tarafından Urfa’ya ve Maraş’a, anne tarafından ise İskenderun’a dayanan ailenin üçüncü kuşak üyesi olan Norayr Şahinyan bir fotoğrafçı... 2005'te Ermenistan'ı boydan boya dolaşmış. Bir gün sıranın buralara geleceğini o da ailesi de biliyormuş ama birbirlerine hiç itiraf etmemişler bunu. Nihayet o gün geldiğinde de doğal olarak ailesi hiç şaşırmamış.
Aile 1915'te Suriye'ye göçmüş. Beş yıl kadar sonra “buralar düzeldi, gelin” haberleri üzerine geri dönmüşler ama tez zamanda anlamışlar ki düzelen bir şey yok. Onun üzerine 1920'lerin başında bir kez daha ve bu defa kesin olarak göçmüşler Suriye'ye... Suriye'deki hayatları 1960'ların başına kadar sürmüş, ardından da Brezilya'ya göç etmişler.
Duvardaki yazıyı ilk, Şahinyan'ın 1997'de Urfa'ya gelen babasının kuzeni görmüş. Şahinyan, 1991'de İl Özel İdaresi tarafından satın alınıp (tabii ki bir Türk'ten) restore edilen ve bir süre Valilikçe işletildikten sonra işletmesi özel kesime devredilen Cevahir Konukevi'ne girerken, yazının hâlâ orada olduğu konusunda endişeliymiş. Fakat girince endişesinden kurtulmuş, çünkü yazı tarif edilen duvarda, öylece durmaktaymış.
Norayr Şahinyan, büyükdedeleri Nışan ve Ağacan Der Bedrosyan'ın birlikte yaptıkları konakta, o yazının olduğu odada kalmak istemiş. Şansına, oda boşmuş ve orada kalabilmiş.
Ben, Esra Elmas'tan hikâyenin sözlü versiyonunu da dinledim. Şahinyan'ın yazıyı görünce kapılıp durduramadığı hıçkırıklı ağlamasının yanında haberde geçen “gözyaşlarını tutamadı” kelimeleri pek zayıf kalıyordu. Esra Elmas, yazarken öyle uygun gördüğünü söyledi bana, bense gerçek durumu bilmenizi istedim.
Norayr Şahinyan, gelecek yıl da babasıyla gelecekmiş konukevine... İşletmeci Cevahir Asuman Yazmacı, yazıyı bir yıl sonra da görüp görmeyeceklerine dair bir soruya şu cevabı vermiş:
“Babanızla sizi bekliyoruz. O yazı o duvardan bugüne kadar silinmediyse, bugünden sonra da asla silinmeyecek, emin olabilirsiniz.”
************
Gazetelerdeki uçaklar: Psikanalitik bir çözümleme...
Hatırlayacaksınız, 29 haziranda bu köşede, Türkiye'nin “uçak krizi”nin ardından Suriye'yle savaş noktasına gelmesini “coşkuyla” karşılayan ve o coşkuyla sayfalarını silah dergisi tadında tasarlayan meslektaşlarımızla ilgili bir eleştiri yazısı yer almıştı: “Savaşa meyyali vallahi sevmekten...”
Yazının bir yerinde, “Savaşı 'sevmediklerini' bildiğimiz, dolayısıyla başlıktaki ithamı hak etmeyen gazetecilerin hazırladığı gazetelerin birinci sayfalarının da benzer bir tarzda düzenlenmesinin izahı beni aşıyor” demiş, Taraf okuru, psikiyatr Halûk Sunat’ı yardıma çağırmıştım.
Halûk Sunat, sağolsun, yardım çağrımı karşılıksız bırakmadı.
Şimdi, Sunat'ın mektubunun küçük bir kısmını özetleyerek, büyük bölümünü de olduğu gibi aktararak dikkatinize sunacağım.
“İlk bakışta kendini ele vermeyen”in önemi...
Halûk Sunat, durumun psikanalizini yaptığı mektubuna, bir psikanalist için “görünenden ziyade, ilk bakışta kendini ele vermeyen”in önemli olduğunu belirtiyor. Bu noktada, “Düşünüyorum, o halde varım”a çok hoş bir nazire yapıyor: “Yani 'düşünemediğimiz yerde varız'dır esasta -diyelim.”
Sunat, bu türden bir psikanalistik duyarlılığa ilham veren şeyin, karşılaştığımız olgudan bize yansıyan “tuhaflık, tutarsızlık, inandırıcılıktan yoksunluk, vb.” duygular olabileceğini, aslında sağduyusunu bir miktar muhafaza edebilmiş herkesin benzer duygular geliştirebileceğini söylüyor ve şöyle diyor: “Burada, ihtiyacımız olan bilgelik de bize onu hatırlatacaktır: 'Kişinin aynası eylemidir -lafa itibar edilmez'.”
Gerisini Sunat'ın kaleminden aynen aktarıyorum.
“Biraz daha yol alırsak; bir psikanalist, 'yapısal' özelliklerini ayrıştırmak özeni ile baktığı insanın, nerelerde 'kırılım'a uğradığını anlamak ister -öncelikle. Yani, hangi hayat olayları (hangi nesnellik) içinde, görünegeldiğinden (sizin tabirinizle, 'bilinegeldiği'nden) farklı bir tavır ortaya koymaktadır o kişi. İşte, o kırılma noktaları (bam tellerimiz yani), 'savunma'larımızın da başladığı noktalardır. Dolayısıyla, eğer bir insan (bir gazeteci/yazar), kendisinde bildiğimiz şeyi (savaş/şiddet karşıtlığını) kendi ile barışık (tutarlı/istikrarlı) yapısal bir değer olarak edinmişse, her koşulda o değer uyarınca davranır (örneğimizde, savaş karşıtıdır). Öyleyse, anılan gazetecilerde, dil hangi koşullarda dönüyorsa (ister meşrulaştırıcı hâkim toplumsal eğilimler, ister maddi/mesleki ikbal kaygısı), o raddede, içlerindeki şiddet eğilimi ile yüzleşememiş/halleşememişler demektir. Bir başka deyişle, 'yapısal gerçeklik’leri tam da oradadır. Ötesi, savunmasal olandır, kondurmadır, içe sinmemişliktir, vs. -iş gördüğü yere kadar kullanılır: Zurna öttürülür, ta ki, 'zırt'ladığı yere kadar.
“Büyümenin yollarını aramak yerine...”
“Daha genel olarak -şu ya da bu görünümdeki- 'şiddet'e meyyaliyetimizse (öyle bir yatkınlığın toplumsal/kültürel varoluşumuzda belirleyici olduğunu düşünmekteyim), 'kendi olamamaklığımız' (kendiliksel zaaf) temelinde değerlendirilmelidir kanımca. Genelleştirmenin -elbet- sorunlu olduğunu bilerek, 'biz'im terkibimizin, kendi olamamakla malul olduğunu; kendi olma arayışımıza saygı ve sevgi ile eşlik etmeyen (kaçınılmaz, şiddeti ima eden) hiyerarşik bir 'ideal'in tahakkümünde büyüdüğümüzü (aslında, öteki ile ilişkisini şiddet üzerinden düzenleyen birer çocuk olarak kaldığımızı) düşünmekteyim. Bir başka deyişle; yalnızca toplumsal/tarihsel varoluşsallığı içinde değil, kendi içindeki şiddetle de yüzleşemeden varoluşsallığını 'rasyonalize' edenlerin (maluliyetlerini millileştirip kamusallaştıran bir ırkın) ahfadıyız biz -nereye dönüp baksak o sanatın mahsulleri ile karşılaşırız (ama yüzleşemeyiz). Ve hatta, her karşılaşmayı, ‘Ah, biz çılgın Türkler!’ romantizmine yıkacak kadar da yüzsüzleşebiliriz: Büyümenin yollarını aramak yerine, büyümemişliğimizi ('içimizdeki çocuk' -ah!) yüceltiriz.
“Nihayetinde, 'şiddete meyyali, vallahi, kendini bile doğru düzgün sevememekten -büyütücü bir sevgi ile sevilmemişlik, serpilmemişlikten'.”
NOT. Bana zaman zaman yazan Taraf okuru, emekli edebiyat öğretmeni Selman Büyükaşık, kullandığım “Savaşa meyyali vallahi sevmekten” başlığındaki “meyyali” yi haklı olarak eleştirmiş.
Eminim, aynı mesele birçoğunuzun da aklına takılmıştır. O nedenle Selman Bey'e gönderdiğim kısa cevabı sizin de dikkatinize sunuyorum:
“2007'de kaleme aldığım ve aynı başlığı kullandığım ilk yazıda yazının dibinde şu not vardı:'Meyyal sözcüğünün başlıkta doğru kullanılmadığının farkındayım. Polis filmindeki ünlü repliğe (Şiddete meyyalim vallahi dertten) nazire olduğuna göre, oradaki hatayı da korumak gerekir diye düşündüm...' Fakat bu yazıda o notu eklemeyi unuttum ve size tosladım. Cuma günü sizin uyarınızı ve bu notu kullanarak düzelteceğim...”
Selman Bey'e teşekkürlerimle bilginize sunuyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025