Alper GÖRMÜŞ
Kalabalıkların, standart tutum ve düşüncelerin dışına çıkan bireyleri ya da azınlıkları ezmek için harekete geçtiği “çullanma” anları, her şey bir yana, sırf aradaki büyük güç dengesizliği nedeniyle ahlaki açıdan bir tefessüh ânına işaret eder. Ezilmek istenen fikir, tutum, inanç ne olursa olsun, onlardan bağımsız olarak, sırf sergilenen güç dengesizliği nedeniyle “çullanma” ahlaken mahkûm edilir, çullanan kalabalığa “silahların eşitliği” ilkesi hatırlatılır.
Toplumsal kutuplaşma, kökenini adalet duygusundan alan bu güzel değeri epeyce törpüledi. O kadar ki, çullanmanın en bariz ve utanç verici biçimlerinden biri yıllardır her gece televizyonlardan üstümüze boca edildiği halde biz olan bitende bir tuhaflık yokmuş gibi izliyoruz olan biteni.
Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) hiç kimsenin davet edilmediği, fakat HDP’nin her gece linç edildiği siyasi tartışma programlarından söz ediyoruz. Bu programlardaki çullanmanın, güç dengesizliğiyle ortaya çıkan tipik ve sıradan çullanmadan farklı olduğunu mutlaka belirtmeliyiz. Burada, çullananların kullandığı araçlar, üzerine çullanılandan esirgeniyor ki bu da bizi çullanmanın çok daha utanç verici bir haliyle karşı karşıya bırakıyor. Düşünün, diyelim beş kişiye karşı bir HDP’li çağrılmış programa. O program o dengesizlikle ister istemez bir çullanma sahnesi görünümüne bürünecektir; tipik, sıradan bir çullanma sahnesi… Şimdi de o bir kişinin dahi çağrılmadığını, fakat HDP’nin o beş kişi tarafından her gece dövüldüğünü düşünün; bu artık hakikaten en temel değerlerin ayaklar altına alındığı bir duruma işaret eder.
Benzer bir eski program ve iki farklı program yöneticisi tavrı
Pazartesi gecesi Habertürk’teki HDP’ye -yine-haddinin bildirildiği bir programda, sıra taş atmaya geldiğinde (programda Doğu Perinçek de vardı diyeyim, gerisini siz anlayın), konuşmacılardan biri, Salim Şen, stüdyoda buz gibi bir havanın doğmasına yol açan bir cümle sarf etti:
“Ne manidardır, yıllardır HDP konuşulur, bir tane HDP’li gelip kendisini savunamaz.”
Toplantıyı yöneten Didem Aslan Yılmaz sert bir cevap verdi Salim Şen’e: Habertürk kamuya ait bir kurum değildi, özel sektöre aitti ve kanalın tercihini istediği yönde yapma gibi bir hakkı vardı.
Bu sözler bende bir dejavu duygusuna yol açtı. Sanki eski bir tarihte yine böyle bir eleştiri dile getirilmişti bir televizyon stüdyosunda ve sanki orada kanal adına toplantıyı yöneten kişinin tavrı bu son olayın kahramanlarından biri olan Didem Aslan Yılmaz’ın tavrına hiç benzemiyordu. Biraz hafızamı zorlayınca, Pazartesi gecesi yaşanana benzeyen o eski olay hakkında bir yazı da yazmış olabileceğimi düşündüm. Eski yazılarım arasında biraz eşelenince haklı olduğumu anladım.
Evet, 31 Ocak 2019 gecesi yine Habertürk stüdyolarında iki gün öncesinde yaşanana çok benzeyen bir olay yaşanmış ve ben gerçekten de o konuda bir yazı yazmışım.
31 Ocak 2019’daki programda Salim Şen’inkine benzeyen eleştiriyi dile getiren kişi, Eski CHP milletvekili Aytuğ Atıcı imiş ve yine bir HDP taşlama seansında söz kendisine geldiğinde şöyle konuşmuş:
“Siz dahil yedi kişi burada HDP’nin ne yapacağını tartışıyor. Burada bir HDP’li yok. Bunu yadırgadığımı ifade ederim, açık ve net bir şekilde. Şuradaki bir sandalyede bir HDP’liyi bile orturtamıyorsak ya HDP’yi konuşmayacağız ya da konuşacaksak da HDP adına konuşacak bir insanı buraya davet etme nezaketini göstereceğiz. Bunu da size bir eleştiri olarak lütfen kabul edin…”
Programı yöneten televizyoncunun tavrını şöyle not etmişim o yazıda:
“Programın sunucusu ‘peki’ deyip geçiştirdi bu eleştiriyi, zaten başka ne yapabilirdi ki? Eleştiriyi kabul etmek, sonraki programlarda oraya bir HDP’liyi de davet etmeyi gerektirirdi…”
Şaşırmayın, o sunucunun adı da Didem Aslan Yılmaz’dı.
Bir buçuk yılda mahçupluktan pişkinliğe…
Utanılması gereken bir sahnede yer alıyorsanız ve bu size hatırlatıldığında mahçup bir biçimde “peki” deyip başınızı öne eğiyorsanız, bu, evet erdemlerin en büyüğü değildir ama yine de bir erdemdir. Böyle bir kişiye, “seni anlıyoruz ve bu erdemli tavrın nedeniyle daha fazla üzerine gelmeyeceğiz”den başka ne denebilir?
Fakat aradan geçen bir buçuk yılda oralalardan buralara geldiyseniz o zaman iş değişir. O zaman, kendisine, gazetecilikle -mesela- patates ticareti arasındaki farkı hatırlatmak şart haline gelir. Hatırlatılmış da nitekim. Sosyal medyada kendisine verilen cevaplardan birinde, “eşit söz hakkı ve dengeli haberciliğin sadece kamu televizyonlarının uyması gereken ilkeler olduğu ne ara icat edildi? Kötü gazeteciliğiniz size gazeteciliğin kitabını yeniden yazma hakkı vermez” denirken, bir başkasında “Özel sektörde olmak, sizi gazeteciliğin evrensel ilkelerinden azade mi kılıyor, mesela cevap hakkı?” diye soruluyordu.
Didem Aslan’a rahmet okutan bir çıkış
Fakat bir başka Habertürk sunucusu, Mehmet Âkif Ersoy, müessesesini savunmak için Twitter’da öyle bir sahne aldı ki, Didem Aslan Yılmaz’ın “ama biz özel sektörüz” savunmasına rahmet okuttu:
“Devletin birliğine ve vatanımızın bütünlüğüne kastederek, silahlı kalkışma yürüten PKK terörüne karşı; Vatanımızı Milletimizi Demokrasimizi savunma mücadelesini yurt içinde ve yurt dışında kanıyla canıyla sürdüren güvenlik güçlerimizin bu şerefli, uluslararası ve ulusal hukuk açısından tamamen meşru olan mücadelesine saygılı olmayan, bu kapsamda PKK’yı terör örgütü olarak görmeyen ve kanlı eylemlerini açık seçik bir şekilde kınamayan kişileri ve temsilcileri tartışma programlarına evrensel yayıncılık ilkeleri ve kendi yayın çizgimiz gereğince davet etmiyoruz.”
Yedi yıl önce Abdullah Öcalan’ın mektubunu canlı yayımlamak için Diyarbakır Nevruz meydanına bağlanan, birkaç sene öncesine kadar HDP’nin liderini ve milletvekillerini stüdyolarında defalarca ağırlayan bir televizyon kanalı için ne inandırıcı bir savunma!
Hepimiz biliyoruz ki meselenin evrensel yayın ilkelerine falan uymakla bir ilgisi yok. Günümüz Türk gazeteciliğinde evrensel yayın ilkesi diye bir kavram yoktur, ulusal yayın ilkesi de hükümetin siyasi çizgizi tarafından belirlenir… O zaman öyle yaptınız çünkü hükümet size “yapın” dedi, şimdi yapmıyorsunuz, çünkü hükümet size “yapmayın” diyor. Şurada yüz yüze bakıyoruz, siz öyle deyince inanılacak mı sanıyorsunuz? Yarın hükümet yedi yıl öncekine benzer bir hat izlemeye başlasa ve dönüp size “hadi” dese, “ama bizim evrensel yayın ilkelerimiz” mi diyeceksiniz?
Kim inanır? Siz inanıyor musunuz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025