Atilla YAYLA
Geçenlerde bir haber okudum, çok canım sıkıldı. Haberi okuduysanız, siz de üzücü duygu ve düşüncelere kapılmış olabilirsiniz. Neşenizi kaçırmayı hiç istemem, ama yazıya devam edebilmek için haberi özetlemem gerekiyor.
Meşhur araştırma şirketi Gallup 148 ülkede mutluluk seviyesini ve mutluluğun dışa vurulma derecesini ölçen bir araştırma yaptı. Şimdi sıkı durun: Türkiye 148 ülke arasında 102'nci çıktı. Bu ülkelerde yapılan bir ankette insanlara bir önceki gün yaşadıkları müspet ve/veya menfi duygular ve tecrübeler soruldu. Menfi duygular arasında öfke, stres, fiziksel acı, endişe; müspet duygular arasında ise dinlenme, saygı görme, keyif alma, gülümseme, kahkaha atma vardı.
Çıkan sonuçlara göre, duygusallık sıralamasında Latin Amerika ülkeleri en tepelerde yer alıyor. Bolivya, El Salvador ve Ekvator ilk üç sırayı alırken, Filipinler, Nikaragua ve Guatemala onları takip ediyor. İlginç şekilde, ABD işgalinin mahvettiği ve DAEŞ ile başı dertte Irak da en tepedeki on ülke arasında.
En duygusuz ülkeler sıralamasında Bangladeş, Gürcistan, Azerbaycan, Moğolistan, Sudan, Belarus, Ukrayna ve Rusya zirveyi işgal ediyor. Türkiye bu ülkelerden daha iyi durumda, sayılan ülkeler 140'lı sıralardayken Türkiye 102'nci.
Araştırmaya göre sağlık sorunları ve ekonomik şartların kötü olması veya kötüleşmesi yanında, sosyal ilişki ve özgürlük duygusu da insanların kendini mutlu veya mutsuz hissetmesinde etkili oluyor. Türkiye için özel bir durum, gülümsemeyle ve kahkaha atmayla az karşılaşılması. “Dün gülümsediniz mi ya da kahkaha attınız mı?” sorusuna en çok Türkler “hayır” cevabını vermiş.
Şahsî gözlemlerimiz de bu araştırmanın sonuçlarını önemli ölçüde doğrulayabilir. Ülkemizde insanların sokaktaki olağan hâli asık suratlı ve somurtkan olmak. İnsanların karşılaştıklarında birbirlerine tebessüm etmeleri ve/veya selam vermeleri hayli az karşılaşılan bir durum. Yurt dışına seyahatler yapanlar bunu daha iyi fark eder. Bütün bunlara dayanarak Türkiye'ye “mutsuz insanlar ülkesi” denebilir mi?
Türkiye bir mutsuz insanlar ülkesi ise bunun sebebi/sebepleri neler? Bu tür her araştırmanın gösterdiği gibi, genel geçerliği olan ve tek sebebe dayanan bir açıklama yapmak zor. Birçok faktör devrede. Üstüne üstlük, bu faktörler değişik kişiler üzerinde farklı tesirler meydana getirebiliyor. Fakir insanlar, zengin olmanın mutlu olmayı tek başına sağlayacağını düşünmeye meyledebilir, ancak, fakirlerin mutluluğuna imrenen zenginler az çıkmıyor. Tüm araştırmalar dindar insanların dindar olmayanlara göre daha mutlu olduğunu gösteriyor. Ancak, mutluluğun dinle değil inanmakla ilişkili olduğunu iddia edenler de var. Meselâ, Atatürk'e (daha doğrusu kafalarındaki Atatürk imajına) inanmak ve her bakımdan bağlanmakla mutlu olan insanlar da görüyoruz.
Yine araştırmalar kişinin kendini aşmasını, şahsî dünyasının dar sınırlarına hapsolmasını önleyen ilgilerinin olmasının da mutluluğa katkıda bulunabileceğini söylüyor. Mamafih burada davaları sert ve yumuşak olanlar diye ikiye ayırmakta fayda var. Sert davalar bireyi dava içinde eritiyor ve her şeyi/herkesi yargılamaya, tüm dünyaya yeniden nizam verme imkânsız teşebbüsüne girişmeye, huzursuzluğu huy edinmeye itiyor. Böylece dava bireye değil, birey davaya hizmet eder hâle geliyor. Yumuşak davalarda durum daha iyi. Bu tür davalar bireyi teslim almıyor, bireysel hayata katkı yapıyor. Bireyin tüm hayatını işgal etmiyor, aksine bireysel hayata yeni renkler ve boyutlar ekliyor.
Şahsen ve ülke olarak hangi problemlerle boğuşuyor olursak olalım, mutlu olmak için daha çok sarf etmemiz gerektiği açık. Netice itibariyle dünyada yalnızca bir hayatımız var.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Emekli Amirallerin Bildirisi Neden Yanlış?
16.04.2021 - 23 Nisan 100’üncü Yılında Niçin ve Nasıl Kutlu Olsun?
24.04.2020 - Hükümetin Ekonomi Politikasındaki Temel Hata
12.02.2020 - Unutulan ve Unutturulan Mümtaz’er Türköne
13.11.2019 - Su Fiyatları Niye Artırılmalı?
28.07.2019 - Neler Haktır Neler Hak Değildir?
28.05.2019 - Demokratik totaliterizmin kısmî bir örneği: Amerikan totaliterizmi
22.05.2019 - Seçimi sınırları içinde tutmak
14.05.2019 - Seçim sistemimizi ıslah etmeliyiz!
12.05.2019 - AK Parti’nin Yersiz Telaşı
18.04.2019
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
murat
Turkiye Ermeni Soykirimini tanimadigi muddetce, Soykirimda canlarini mallarini kayibeden insanlarin cocuklari, torunlari hic bir zaman Soykirimi unutmayacak ve bu iki halk arasinda hic bir zaman baris olmayacak. Bundan herkes emin olsun!