Atilla YAYLA
1 Mayıs çoğu zaman sol çizgiyle özdeşleştirilmekle beraber ne orijinal olarak ne de fiilî olarak öyle. Efsanenin çıkışının klasik solla bir ilgisi olmadığı gibi bugün dünyanın her yerinde sadece solda yer alanların 1 Mayıs’a önem verip kutlama yaptığı da söylenemez. 1 Mayıs artık çok geniş kitlelere mal olmuş, her kesimin kendine göre değer yüklediği bir gün.
Bu ülkede ne yazık ki 1 Mayıs günü daha çok korkuyla ve endişeyle anılır. Bunda kamu otoritelerinin de 1 Mayıs’a özel önem atfederek kutlamalar yapanların da bir sorumluluğu var. Şimdi 1 Mayıs yaklaşıyor ve korkularla endişeler tekrar canlanmaya başlıyor.
Türkiye’de solun 1 Mayıs’a özellikle Taksim üzerinden hususî bir değer verdiğini biliyoruz. Bunun görünür sebeplerinden biri 1977’de yaşanan katliam. Sol bunu anti-sol güçlerin yaptığını düşünmeyi seviyor. Ancak, son yıllarda Halil Berktay tarafından başlatılan tartışmalar bu iddiayı çok su kaldırır hâle getirdi. Ortaya çıkan bilgiler katliamın sol içi fraksiyon çatışmalarının sonucu olması ihtimalini bir hayli kuvvetlendirdi. Faili her kim/kimler olursa olsun 1977 olayları solun zaten yapısında mevcut mistisizmi koyulaştırdı. Sol efsaneler yaratmayı, kurbanlar vermeyi, kurbanları metalaştırmayı sever. Bu yönüyle, rasyonel olduğunu iddia etmesine rağmen, gayet mistik ve duygusaldır. Bunda şaşırtıcı bir yan yok. Her kolektivist hareket kaçınılmaz şekilde mistik olmak zorunda. Onların gücünün de güçsüzlüğünün de kaynaklarından biri bu.
Türkiye solu Taksim’i adeta kendi mekânı ve kutsalı olarak görüyor. Bu yüzden 1 Mayıs’ı hep Taksim’de kutlamak istiyor. Hükümet kanadı ise bu isteğe soğuk. Yenikapı ve Maltepe’de yeni miting alanlarının hazırlandığını belirtiyor ve buralarda çok daha sağlıklı kutlamalar yapılabileceğini söylüyor. Taksim’in rahat bırakılması gerektiğine inanıyor.
Her iki kesimin de haklı olduğu noktalar var. Taksim şehrin merkezi. Buradaki bir tıkanma tüm şehri kilitliyor. Ticaret, turizm, eğlence hayatını aksatıyor. Ayrıca, Taksim bölgesi güvenliğin sağlanması açısından da zorluklar arz ediyor. Bu iki yönlü: Hem kutlayıcıların güvenliğinin sağlanması hem de kutlayıcıların taşkınlık yapıp başkalarına zarar vermesinin engellenmesi. Aslında, yeni miting alanlarında daha iyi şeyler yapılabilir. Meselâ, çok büyük kalabalıklar yığılarak mesaj verilebilir. Kitap ve sanat sergileri açılabilir. Tiyatro gösterileri düzenlenebilir. Katılımcıların ihtiyaçlarını karşılamak için seyyar mutfaklar kurulabilir. Ancak, ilgili sendikaların Maltepe veya Yenikapı önerisini kabule yanaşmayacağı açık.
Diğer taraftan, sendikaların Taksim talebi de peşinen reddedilmemeli. Evet, Taksim sık sık gösterilere sahne olmamalı, çünkü bu toplumsal hayatın olağan akışına zarar veriyor. Ancak, 1 Mayıs belli toplum kesimleri için özel bir gün. Bu alanın sadece 1 Mayıs için kutlamalara tahsis edilmesi katlanılabilir bir toplumsal fedakârlık. Çünkü Taksim’de kutlama duygusu çok yoğun insanlar var, buna izin verilmemesi bu insanlarda bir engellenmiş olma duygusu yaratır. Ayrıca, Taksim’i kutlamalara kapalı tutma kararına bazı grupların uymayacağı, bunların zor kullanarak Taksim’e girmeye çalışacağı malum. Hatta bazı grupların özellikle böyle olmasını isteyeceğini tecrübeyle biliyoruz. Taksim’i kutlamaya kapatmak bu grupların ekmeğine yağ sürer ve bunlar polisle çatışmaktan memnuniyet duyar. Başka bazıları da bu çatışmaları yaygınlaştırmak ve kalıcılaştırmak için elinden geleni yapar.
Bence yapılması gereken kutlamalarda başı çeken sendikalarla anlaşmak ve Taksim’i kutlamaya açmak. Güvenliğin ortaklaşa sağlanması konusunda anlaşmak ve sendikalara sorumluluk vermek de gayet şık olur. Böylece hem özlenen bir sivil-siyasî işbirliği ortaya çıkar hem de militan sivil grupların sorumluluk üstlenerek güvenliği kolaylaştırma ve olgunlaşma yolunda adım atması sağlanır.
Bu yazıyı 17 Nisan 2014’te Yeni Şafak’ta yayınlamıştım. Değişen bir şey var mı?
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019