Aydın ENGİN
Yazının başlığını önce “Devletin tepesinde çatlak” yaptım.
Bir daha okudum. Kesmedi. Yukarıda gördüğünüz gibi değiştirdim. Birinin sözlerinin henüz dumanı tüterken öteki besbelli ki ona cevap verdi ve dumanı tüten sözlerle onun üstüne binen cevap arasında üstü örtülemez, farklı yorumlanamaz bir zıtlık var.
O yüzden ortaya çıkanı “çatlak” terimi ile niteleyemeyiz. Çünkü çatlak değil yarıkvar; derin bir yarık.
Birinin söylediğine öteki tokat gibi bir cevap yapıştırıyor ve bu bir kahvehane ya da meyhane sohbeti değil. “Biri” dediğim devletin yürütme erkinin en tepesindeki Başbakan. “Öteki” dediğim devletin en tepesindeki Cumhurbaşkanı.
Üstelik aralarındaki bir sohbette geçen karşılıklı cümleler değil, kameraların önünde herkesin izlediği açıklamalar bunlar.
Birlikte bir kez daha okuyalım. Başbakan Ahmet Davutoğlu polis örgütünün 171. kuruluş yıldönümünde konuştu:
“...Halkın çözüm sürecinden beklediği şey, silahların tümüyle terk edilmesi. Böyle bir şey olursa, 2013 Mayısı’na dönülürse, o zamanki gibi PKK tüm silahlı unsurları Türkiye dışına çıkarıp ülke içinde tek bir silahlı unsur kalmazsa, her şey konuşulabilir. PKK silahı bırakacak, bunun başka yolu yok. Silah bırakıldıktan sonrabarışın şartları için de niye konuşulmasın? O zaman siyasetin kanalı açılır. ”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Kızılay Genel Kurulu’nda kürsüye çıktı, ön sırada oturan Başbakan Davutoğlu’nun gözlerinin içine baka baka konuştu. Aktarıyorum:
“...Teröristler ya teslim olup Türk yargısının karşısına çıkacaklar ya da inlerine kadar girilecek ve tek tek yok edilecekler. Artık geçti, duramayız. Şimdi işi bitireceğiz, her şeyi bağlayacağız. Ortada müzakere edecek de görüşecek de bir konu yoktur.Artık üçüncü bir yol kalmamıştır. Neyi deneyeceğiz daha?”
Şimdi tutup Davutoğlu’nun konuşmasının bütününde yer alan öteki vurgulara dikkat çekip, adamın aslında sahiden barışçıl bir çözümden yana olmadığına işaret etmek anlamlı değil.
Kanımca anlamlı ve önemli olan iki siyaset esnafının birbiriyle taban tabana çelişik cümleleri.
Eğer bu ölçüde derin çelişki aynı siyasi hareketin en tepesindekiler arasındaysa ve onlar devletin dizginlerini ellerinde tutuyorlarsa ortada ciddi ve kapatılması pek güç bir yarık vardır.
***
Hangisinin haklı olduğu gibi bir soru benim açımdan anlamsız. “Al birini vur ötekine” der, çıkarım işin içinden.
Ancak bugüne dek her türlü eleştirinin karşısında domuz topu gibi birlikte hareket eden AKP tepelerinde artık yok sayılamayacak bir yarık ortaya çıktı. Bir siyasi hareket bu düzeyde zıtlaşma ve kılıçları çekmenin ardından kaçınılmaz tercihlerle karşı karşıyadır. Bu tercih belki başlangıçta “Erdoğan mı, Davutoğlu mu” ikilemi olarak yansıyacak. Ama aslında çok daha derin sonuçlar doğurabilecek bir yarıkvar...
Umarım atla katır tepişirken arada ezilen bizler olmayız...
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021