Bayram ZİLAN
Çözüm Süreci’nde son durum ne?
Çözüm Süreci’nde yeni bir aşamaya geçiyoruz. Özellikle muhatapların baştan aşağı değiştirileceği bu yeni aşamada sürecin dondurucudan çıkarılacağını söylemek mümkün.
İyi de süreç buzluktaydı hani? Dondurulmuştu?
“süreç dondurucuda” tanımlaması zaten tekrar kullanılmak üzere korumak veya ihtiyaç duyulduğunda çıkartmak için şimdilik bekletmeye almak manası taşıyordu.
Peki, o halde ne oldu, ne değişti de dondurucudan çıkartılıyor?
Bundan böyle PKK’nın ve HDP’nin kendisini değiştirip değiştirmeyeceğine göre şekillenmeyecek Çözüm Süreci. Çünkü artık muhatap doğrudan halkın kendisi olacak. Hak ve özgürlük talepleri, anayasal düzenlemeler ve sivil anayasadan beklentiler doğrudan halkın kendisinden dinlenecek. Araya “komisyoncular” alınmayacak.
Komisyoncular kim?
Kürtlerin sorunlarını, taleplerini veya beklentilerini kendi çıkarları için kullananlardır komisyoncular. Onlar için Kürtler “meta”dır. Zira Kürtlerin meselesi var oldukça onlar vardır. Kürtlerin meseleleri ve sistemden kaynaklı sorunlar çözülürse onlar işsiz kalacak. O yüzden bugüne kadar Kürt meselesinin çözülmesini istemediler. Dahası sistemin değişip dönüşmesini, vesayetçi yapının tasfiyesini ve demokratik inşa sürecini istemediler, yeniliğin ve yenilikçilerin karşısında durdular. Kürtler açısından komisyonculuk yapanların başında HDP ve PKK geliyor. Ne var ki, Türkiye’de sadece Kürtlerin sorunlarından ticaret yapanlar var değil. Sözgelimi Aleviler üzerinden, gayrimüslimler üzerinden komisyonculuk yapanlar da var. Türkiye’de 1.Cumhuriyet bakiyesi tüm sorunlar bir “endüstriye” dönüştü. Her sorunun etrafında kümelenen, bu sorundan beslenen ve gelecek kuran yapılar türedi. Ak Parti’nin 2002’den bu yana başına gelen kapatma davası, 17-25 Aralık, Gezi, Kobanê kalkışması, 367, e-muhtıra gibi darbe girişimlerine bakın, tamamının kökeninde söz konusu sorunlar üzerinden nemalananları görürsünüz. Ak Parti, Türkiye’nin hangi kronik sorununa el attıysa, kaldırdığı taşın altında o kronik sorundan beslenen solucanları karşısında buldu ve saldırıya uğradı. Bir başka ifadeyle, Ak Parti karşıtlığının geniş bir yelpazeye yayılmasının sebebi, Ak Parti’nin Türkiye’nin temel sorunlarını çözme iradesi geliştirmesidir. Ak Parti nereye dokunsa, oradaki vesayet “karşıtlık halkası”na eklemlendi. Bugün Paralel Yapı, HDP, Merkez Medya, PKK, CHP, Cihangir tayfası, Liberaller ve benzerlerin karşı cephede birleşmesinin ana ekseninde her birisinin üzerine çöreklenip nemalandığı sorunların Ak Parti tarafından çözülmek istenmesidir. Ak Parti’nin reformist ve sorun çözme pratiğini bu denklemden çıkartın, mezkûr beş benzemez koalisyonun yeniden birbirleriyle kavga ettiğini görürsünüz. Yeri gelmişken söyleyelim, bu tablo yakın bir zamanda “iki partili Başkanlık Sistemi” doğuracak. Zira Türkiye Parlamentosu son yerel seçimlerden bu yana defacto olarak iki partili bir parlamento zaten. Bir tarafta Yenilikçiler, diğer tarafta Gelenekçiler var. Siyaseten tablo şuanda böyle. Gelenekçiler CHP, MHP ve HDP’den oluşuyor. Her 3 parti de “eski”yi savunmakta birleşmiş durumda. “Yeni”yi savunan Yenilikçiler kanadını ise Ak Parti tek başına temsil ediyor. Yenilikçi kanadın Başbakanı Davutoğlu, lideri ise Erdoğan’dır.
Yeni yol haritasında komisyoncular devre dışı mı kalacak peki?
Tam üstüne bastın. Artık Çözüm Süreci’nde komisyoncular devre dışı bırakılacak. HDP ve PKK süreçte muhatap alınmayacak. PKK ile mücadeleye devam edilecek. Masaya oturtulmayacak. Çözüm masasında halkın kendisi olacak. HDP ve PKK çizgisi dışında kalan bütün yapılar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, vakıflar, dernekler, meleler, kanaat önderleri, imamlar, esnaflar aktör olacak. Türkiye KDP’sinden Hüda Par’a, MazlumDer’den Öze Dönüş’e, Azadi Hareketi’nden İmam Hatip Dernekleri’ne, AyDer’den ÇözümDer’e herkes sözünü söyleyecek, düşüncesini paylaşacak. PKK’nın bütün silahlı unsurlarına karşı silah bıraktırılana kadar operasyonlar devam edecek. Vatandaşların can ve mal güvenliği sağlanacak. Tehdit, şantaj, hendek, haraç, paralel mahkeme vs gibi illegal ve hukuk-dışı yöntemlere müsaade edilmeyecek. Bu mücadeleyi yürüten güvenlik güçlerinin hukuk kuralları çerçevesinde hareket etmesini sağlamak için sıkı bir denetim mekanizması devreye sokulacak. Halka karşı hukukun dışına çıkarak muamelede bulunan kamu görevlileri, güvenlik güçleri yine hukuk önünde hesap verecek.
HDP’siz, PKK’sız bu süreç yürür mü? Sabote ederler. Bana fazla rasyonel gelmedi bu?
Başa dönersek, HDP 3 yıl boyunca adeta tek muhataptı. Müthiş bir kredi verilmişti. Tek başına çözüm masasında oturuyordu. Eli güçlüydü. Peki, HDP ne yaptı? Heba etti herşeyi, tüketti kredileri. Muhataplığını Kürtlere karşı demoklesin kılıcı gibi kullandı. Totaliterleşti. Bölgede tektipçileşti. Farklılıkları ipotek altına aldı, herkesi susturdu. Kendisine verilen krediyi bir koz olarak kullandı. Bu tutumu başta Kürtler olmak üzere bütün Türkiye gördü, şahitlik etti. Dolaysıyla bugün kimse artık “neden HDP muhatap alınmıyor” diyemez.
Bundan sonrası için nasıl bir bölge öngörülüyor?
Öncelikle bölgenin çoğulcu bir yapıya bürünmesi sağlanacak. Farklılıkların kendini ifade edebilmesi için gerekli zemin hazırlanacak. PKK’nın gençler üzerindeki kara propagandasını kırmak ve etkisini azaltmak için tedbirler alınacak. Gençlere iş imkânları sağlanacak. Pozitif ayrımcılık yapılacak. Şüphesiz tüm bu açılımlara HDP ve PKK’dan itirazlar gelecek ama her itirazlarında marjinalleşecekler. Günün sonunda bölgenin marjinal yapısı haline gelecek ve eriyecekler. Taban kaybedecekler. Zira Kürtler artık huzur istiyor. Ölüm, kan, gözyaşı, kaos ve olağanüstü hal istemiyor.
Bütün bunlardan dolayı Çözüm Süreci’nin yeni mottosu şu:
“Halkla müzakere, PKK’yla mücadele”
NOT:Bu köşeyi takip eden kıymetli okuyucularıma şükranlarımı iletmeyi bir borç bilirim. Bundan böyle “Kendimle Kavgam” adlı köşede yazacağım. İç seslerim(iz)le kavgayı yazılarıma yansıtacağım. Soru-cevap şeklinde süzülüp gidecek yazı. Zamanla biraz daha “siyasi mizaha” kayacağımı da belirtmek isterim. Soru soran iç seslerim(iz) toplumun farklı kesimlerini temsil edecek. Bazen liberaller, bazen solcular, bazen ulusalcılar soru soracak, eleştiri yapacak. Bazen de İslamcılar, aydınlar, Aleviler, Gayrimüslimler, öğrenciler, kadınlar… Onlar soracak, yerden yere vuracak, eleştirecek. Bense hepsine birden cevap vereceğim. Keyifli olacağını umuyorum....
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019