Bülent KORUCU
Takvimler 13 Haziran 1997’yi gösterirken darbe geldi gelecek havası ülkede hâkimdi. O kadar ki bazı gazetelerin darbe yapılmış gibi sayfalar hazırladığı ileri sürüldü. Hatta basılan binlerce gazetenin darbe olmayınca çöpe gittiği söylendi.
Bu hafta Aksiyon Dergisi’ne konuşan Mehmet Bican, söz konusu iddiaları birinci ağızdan doğruluyor. Bican, Tansu Çiller’in basın danışmanlığını yapmış, 2007’de Başbakanlık’taki görevinden emekli olmuş bir isim. Yukarıdaki iddiaları iki önemli isme dayandırıyor. Birincisi Başbakan Yardımcısı Çiller, diğeri de Özel Kalem Müdürü Akın İzmirlioğlu. İzmirlioğlu, gazetelerin çöpe gittiğini anlatırken Çiller, müdahaleyi engellediğini öne sürüyor. Çiller, ABD yönetimini arayarak darbenin yanında yer almamalarını sağladığını belirtiyor. Çiller aradığı için midir bilinmez, gerçekten de 14 Haziran tarihli gazetelerde ABD yönetiminin uyarıları yer almaktadır. Mesela Milliyet gazetesinin manşeti “Krize ABD mesajı” şeklindeydi. Dışişleri Bakanı Albraight, “Her ne olursa olsun anayasal düzenin dışına çıkılmaması gerektiğini açıkça bildirdik.” diye konuşmuştu.
İki gün geriye gidelim. 11 Haziran’daki brifingden sonra atılan manşetler darbeyi müjdeler(!) nitelikteydi. Hürriyet: ‘Gerekirse silah kullanırız’, Cumhuriyet: ‘Gerekirse silahla koruruz’, Radikal: ‘Gerekirse silahla’ başlıklarını tercih etmişti. Oysaki daha altı ay önce Hürriyet gazetesi ‘Bu defa işi silahsız kuvvetler halletsin’ diye manşet atmıştı. Daha sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya olduğu anlaşılan ‘üst düzey komutan’ bu bilgiyi Ertuğrul Özkök’e vermişti. ‘Gerekirse silah kullanırız’ ifadesi ise ilk kez yine aynı kişiye, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Çevik Bir tarafından telaffuz edilmişti. Bu değişikliğin sebebi 28 Şubat’ı anlamamızı kolaylaştıracak ayrıntılar verecek. Hâlbuki her şey ilk planlanana uygun gidiyordu. Başta medya, üniversite ve sendikalar olmak üzere silahsız kuvvetler üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getiriyordu.
Benim fotoğrafta okuyabildiğim sebepleri şöyle özetleyebilirim: Çevik Bir liderliğindeki ‘Karacılar’ın dünyayı okumada pek mahir oldukları söylenemezdi. Soğuk savaşın bittiği vasatta fiilî müdahaleye dış destek mümkün değildi. ABD’nin açıklaması da zaten ‘silahsız kuvvetler halletsin’ kıvamındaydı. 14 Haziran’dan itibaren tekrar o yörüngeye geri dönüldü. Bu gelgitlerin iç dinamikler bakımından da karşılığı vardı. Ve aslında bunlar daha belirleyici idi. Zira Çevik Bir, dış dünya ile en fazla iletişimi olan komutandı ve nabzı tutmaması düşünülemezdi. Ancak şahsî kariyer planları gözünü öylesine bürümüştü ki işaretleri doğru okuyamadı ve açıkça ikaz edilene kadar gitti. Normal terfi süreci Çevik Bir’e mecburi istikamet emekliliği gösteriyordu. Tek şansı fiilî darbeydi. Onun için şans olan elbette arkasında rütbe bekleyenler için kötü haber anlamına geliyordu. Belki de Türkiye’nin talihi bu rütbe mücadelesiydi. Sonraki müdahale girişimlerine de baktığımızda gördüğümüz fotoğraf aynı. Balyoz darbe girişiminin müellifi Çetin Doğan da, Ayışığı’nın takipçisi Şener Eruygur da benzer saiklerle hareket etmişti. Yine Sarıkız ve Ayşığı’na destek vermediği için kâh hain nazarıyla bakılan, kâh anlayışla karşılanan Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ da Hüseyin Kıvrıkoğlu ile aynı duygularla davranmıştı. Anadolu’da zenaatkârın yanına giren her çırağın hayali kendi dükkânını açmak olur. Bizim cihet-i askeriyede ise neredeyse herkes kendi darbesinin hayaliyle yaşıyormuş. Ortaya çıkan belgeler bunu gösteriyor.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016