Cemil ERTEM
Bugün Türkiye 17. Genel Seçimi’ni yapıyor. Çok partili sistemin ilk genel seçimi yine böyle bir yaz günü 21 Temmuz 1946’da yapılmıştı. 1946 ilginç bir yıldı, hem dünya hem de Türkiye açısından adeta bir başlangıç yılıydı 1946. Suriye’deki Baas diktatörlüğü sürecinin de başlangıç yılı 1946’dır.
Roosevelt’in 1945’de ölmesinden sonra göreve gelen Başkan Truman, New-Deal politikasının azgelişmiş ülkelere yönelik ‘kalkınma’ versiyonunu gündeme getirmişti. Ünlü Truman doktrininin özeti budur. Ama ondan önce, Roosevelt’in New-Deal’i küresel bir düzenlemenin ilk adımlarını atmıştır.
İşte 1945’te Roosevelt’ten sonra gelen demokrat Truman, “dışarısını” bu ekonomi-politikasının sonucu olarak düzenlemiştir. Truman Doktrini, her ne kadar bir soğuk savaş müdahalesi gibi görünse de, ABD’nin, süreçteki yeni sömürgeci politik hattıdır. Truman’ın bu politik hattı, siyaseten ‘bağımsız’ ama ekonomik olarak ‘bağımlı,’ görece demokrasinin olduğu, ‘gelişmekte olan’ ülkeler gerektiriyordu. Bunun için nasıl Avrupa’da faşizm bittiyse Türkiye gibi ülkelerde de ‘tek partiye’ dayalı, faşizme öykünen diktatörlükler bitmeliydi. Ama aynı diktatörlükler, daha ‘geri’bir coğrafya olan Ortadoğu ve K.Afrika’da başlayabilirdi.
İşte Türkiye, 1946 yılında bir yaz günü çok partili rejiminin ilk seçimini bu dünya konjonktüründe yaptı. Bu seçimlerde, örgütlenmesini tamamlayamadan seçime giren Demokrat Parti seçimi kaybetti. Sonuç olarak seçime rağmen ‘tek parti’ iktidarı devam etmiş oldu. Nihayet 1947 yılında Türkiye IMF ile tanıştı. Sonrasındaki hikâye ilginç ama çok acıdır.
Truman Doktrini’ne bağlı ABD genişlemesi, “siyaseten” bağımsız ama ekonomik olarak ABD’nin başını çektiği “merkez”e bağımlı ulus-devletler yarattı. Bu ulus-devlet yapıları, Ortadoğu’da, kabilelere, aşiretlere dayanan askeri bürokrasinin işbirlikçi iktidarlarını getirdi.
Suriye’nin hikâyesi bu anlamda çok ilginçtir. Birinci dünya savaşınının hemen ertesinde Osmanlı hâkimiyetinin son bulmasıyla, şimdiki Suriye toprakları Fransız hâkimiyeti ve yönlendirmesi ile karşı karşıya kaldı. Şu bizim 1946 yılına kadar Suriye’de manda yönetimi resmen sürdü. Bu tarihe kadar Suriye topraklarında tam bir iç ve dış paylaşım kavgası yaşandı.
Ortadoğu’nun eli kanlı (tek) partilerinin marifeti
Suriye’yi bugüne getiren Baas diktatörlüğü hikâyesi tam burada başladı. 1947’de Suriye’de ilk seçimler yapılarak Şıkri al-Kuvatli cumhurbaşkanı seçildi. 1949’da Suriye genelkurmay başkanı askeri bir darbe yaptı. Bu darbe, Arap dünyasındaki ilk darbeydi. Albay Adip Şişakli hükümeti, toprak reformu gibi iddialı ama ABD’nin de hoşuna gidecek işlere girişti ancak 50’li yılların ortasına kadar idare edebildi. Bölgede bütün askeri diktatörleri birleştirecek bir ‘milliyetçi-modernist ‘Birleşik Arap Cumhuriyeti (diktatörlüğü) fikri yalnız Nasır’a değil bölge diktatörlerine ve ABD’ye de sıcak geliyordu. Mısır’da Nasır’ın Birleşik Arap Cumhuriyeti, 1958 yılında, yani bizdeki darbeden tam iki yıl önce, Mısır, Suriye ve Kuzey Yemen arasında kuruluyor ama Nasır’ın Mısır’ı, diktatörlükte baskın olunca 1961’de birlik dağılıyordu.
Suriye Baas partisinin sağ kanadı,1967 Arap-İsrail savaşı sonrası, Savunma Bakanı Hafız Esad’ın yönetiminde kansız bir darbeyle iktidara el koydu. Artık Esad ailesi ve aile yoluyla temsil edilen güçler Suriye’nin yeni sahibi idi.
Şimdiye değin Suriye’de Esad Ailesi ve onun etrafında kümelenen asker ve bürokrat Baas partisi seçkinleri tam bir yağma diktatörlüğü kurdular. Bu diktatörlük İsrail’e ‘düşman’ gibi gösterilip Müslüman Arap dünyasının desteğini de aldı. Ama Suriye ve İsrail bir paranın iki yüzüdür. Bu para da, şimdiye değin, dolardı. Şimdi baskı ve kanla örülü acımasız bir tek parti diktatörlüğünün sonuna geldi Suriye.
Suriye’deki katliamlar Beşer Esad’ın ‘yoldan çıkmış’ kardeşi Mahir’in marifetiymiş gibi gösteriliyor; hayır, bu başından beri Suriye Baas Partisi’nin planlı işidir.
Libya’da Kaddafi, Suriye’de Esad eli kanlı diktatörlerdir. Gerekirse Türkiye tampon bölge oluşturup, Suriye halkını Baas Partisi’nin katliamından korumak için harakete geçebilir. Sonuç olarak ‘Tek Partilerden’ve Tek Parti Diktatöryası heveslilerinden uzak duralım; bugün, yarın ve daima...
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018