Cemil ERTEM
Bu hafta Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), Türkiye üzerinden dünya piyasalarına gönderilen petrolün günlük 300 bin varile çıkarıldığı duyurdu.
IKBY Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, Ceyhan Limanı’nda dünya piyasalarına sevk edilen petrol miktarının yüzde 60 civarında artırıldığı da vurgulandı. IŞİD saldırısından hemen sonra yaz aylarında günlük sevkiyat 180 bin varil civarındaydı. IŞİD saldırısının bu bölgeye saldırısının temel amaçlarından biri de, Kürt Bölgesel Yönetimi petrolünün Türkiye üzerinden ticarileşmesini önlemekti. Şimdi, bütün olan bitene rağmen, bu sevkiyat 300 bin varile çıkmış durumda. Ancak, eğer IŞİD saldırısı olmasaydı bu sevkiyat ilk aşamada 400 bin varile sonra da 500 bin varile çıkacaktı.
Şimdi -gecikmeli olarak- bu yıl sonu 400 bin varil, 2015’in hemen başında da 500 bin varile ulaşması bekleniyor. Ama eğer IŞİD olmasaydı Irak Kürdistan Bölgesi’nde çok önemli bir gelişme daha olacaktı; IKBY, ayrılma hakkı için referandum sürecini başlatacaktı. Tam o tarihlerde Almanya, Kürtler’in Irak’ta ayrılma -kendi kaderini belirleme- hakkını kullanmasını sakıncalı buluyoruz diyerek buna, resmen -SDP’li Dışişleri Bakanı’nın açıklamasıyla- karşı çıkan ilk ülke oldu. Zaten şu sıralar ABD’li neoconlar -çok garip ama- Almanya’nın ağzının içine bakıyor ve bu uyarı onları da ayağa kaldırdı. Daha doğrusu IŞİD’i ayağa kaldırdı.
IKBY Doğal Kaynaklar Bakanlığı resmi internet sitesindeki açıklama şöyle devam ediyor: “Hükümetimiz, Kürdistan halkı adına anayasal hakkını kullanarak doğal kaynaklarının üretimini, gönderimini ve satışını gerçekleştiriyor. Kürdistan bölgesinden gönderilen petrol miktarı, 2014 Ocak ayından bu yana 34.5 milyon varildir. Bu oranın 21.5 milyon varili Ceyhan Limanı üzerinden satılmıştır. Geriye kalan miktar da tankerlerle yine Türkiye’nin Mersin ilinden gönderilmiştir.
Şu ana kadar satılan 710 bin ton petrolün karşılığı olan 2 milyar 100 milyon dolar nakit alınmıştır. Geri kalan petrolün bedeli olan 775 milyon dolar ise ayni olarak tahsil edilmiştir. Bunun 400 milyon doları nakliye ve üreticilerin komisyonu olarak harcanmıştır. Kürdistan hükümetinin eline geçen miktar bu süre içinde 1 milyar 700 milyon dolardır. Ayrıca daha önceki satışlardan da 500 milyon dolar gelir elde edilmiştir.” Şimdi yalnız 2014 yılının dokuz ayında bölge halkının -doğrudan- eline geçen rakam 2 milyar dolara yaklaşıyor. Burada doğalgaz ve artan petrol ihracatının tam kapasite olması halindeki meblağı düşünün... Tabii bunun ekonomik çarpan etkisi de var. Yani bu para bölge ekonomisine dahil olduğu zaman bütün sektörler hızla canlanacak ve halka doğrudan yansıyan bir büyüme gerçekleşmeye başlayacak. Bunun anlamı, Irak’ın tam Türkiye sınırından başlayarak hızla zenginleşmesi ve Türkiye ile ekonomik entegrasyonudur.
Bu, aynı zamanda, Kürtler’le Türkler’in üretim ve zenginlik temelli ilk tarihsel -eşit- ortaklığıdır. Yine bu, aynı zamanda, ‘çözüm sürecinin’ ekonomik maddi temeli anlamına gelir.
Erdoğan’ın tarihsel adımı
Çözüm sürecinin, yani Kürt Barışı’nın, ekonomik -sahici- olarak iki temeli vardır. Birincisi Türkiye’nin doğusundaki GAP Projesi’nin bölge halkı lehine yeniden düzenlenmesi -ki bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan 2008’de başlatmıştır.- İkincisi ise Kuzey Irak enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden dünyalaştırılması.
Şimdi birincisine, Türkiye IMF ile 20. stand-by anlaşmasını yapsın diyen bütün çevreler karşı çıkmıştır. Çok açık söyleyelim ki, o tarihte Erdoğan, neredeyse partisi içinde bile, bu konuda yalnız kalmıştır.
IMF ile anlaşma olsaydı, GAP Eylem Planı dolayısıyla çözüm süreci olmazdı.
Bakın bunlar barışa karşıdır
Peki tam şimdi, çözüm sürecine, dolayısıyla çözüm sürecinin ikinci ekonomik ayağı olan IKBY denetimindeki kaynakların Türkiye tarafından dünyalaştırılmasına kimler karşı çıkıyor; biliyorsunuz, ama sayayım, Türkiye’den başlamak üzere: Paralel yapının bütün yazarları ve medyası, Türkiye’de geleneksel tekelci sermayenin denetlediği ve elinde bulundurduğu medya ve yazarları -bunların içinde ‘liberal ihtiyar’ ekip de var. Bunlardan bir tanesi IŞİD saldırısından önce şuna benzer bir şey yazmıştı; ‘ Türkiye, küresel ticaret hukukuna aykırı bir şekilde, Kürt petrolünün ihraç edilmesinde aracılık ederse başına çok şey gelir, çünkü bu bir korsanlıktır.’ Yani tam iki yüz yıldır bölgenin kaynaklarını yağmalamak korsanlık olmuyor, bu kaynakları bölge halkı lehine satmaya çalışmak -hem de serbest piyasa fiyatı ile- korsanlık oluyor.
Tabii bu yüzden Halk Bankası’nın 17 Aralık sürecinde başına gelenleri biliyorsunuz.
Devamla; bu kaynakların Türkiye tarafından dünyalaşmasına ve Kürt Bölgesi ile Türkiye’nin ekonomik entegrasyonuna dolayısıyla çözüm sürecine ‘dışarıda’ kimler karşı çıkıyordu; Almanya -resmen açıkladı- ABD neocon cephesi, İsrail... İsrail, aynı zamanda, Doğu Akdeniz ve Hazar kaynaklarının Türkiye denetiminde Avrupa’ya ulaşmasına karşı çıkıyor. İsrail, TANAP’ı önleyemedi ama Güney Kıbrıs ve Ürdün üzerinden Doğu Akdeniz kaynaklarının Türkiye denetimine girmemesi için her türlü dolabı çeviriyor.
Burada toplam petrol rezervi olarak 3.82 trilyon dolar, doğalgaz rezervi olarak da, 19.46 trilyon dolarlık -cari kıymetlendirme ile- bir zenginlikten bahsediyoruz. Bu, yalnız IKBY denetimindeki potansiyel zenginliktir.
Hem tarihi hem güncel soru
Bakın bu kıyamet ne zaman kopmaya başladı biliyor musunuz; tam 1918 yılında... İngiliz Genelkurmay Raporu’na şöyle girmiştir bu zenginlik; “Musul Vilayeti’nin 65 mil kuzey batısında Zaho yakınlarında, Musul’un 50 mil güneyinde Gayyare’de ve Gayyare’nin 50 mil güneyindeki El-Fatha arasında kalan Dicle’nin her iki yakasında zengin petrol sızıntıları olduğu ve bunun Almanlar ve Anglo-Persian Oil Company tarafından saptandığı...”
Lozan sırasında Atatürk, Musul -Misak-i Milli- için -yaklaşık olarak- şunu diyecekti; “Musul’u alabilirdik fakat Musul’u almak demek, bitmek bilmeyen bir muharebe olabilirdi ve bu yeni bir cepheydi.”
Türkiye, çok önemli bu cepheyi İngiltere’nin isteği üzerine açmamıştır.
Kavruk, içe kapalı, geçmişini inkar eden diktatörlükle yetinmiş ve kaybetmiştir.
Şimdi tam şimdi; “Aman cari ekonomi-politikalarına devam edelim; küresel sermayeyi kızdırıp yeni bir cephe açmayalım, kamu varlıklarını yok pahasına, batı sermayeli tekellere satalım” diyenlere tekrar soruyorum; aynı hatayı yapacak mısınız; bu ülkeyi de, bölgeyi de yeniden ateşe ve yoksulluğa atacak mısınız?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018