Erol KATIRCIOĞLU
Tuhaf günlerden geçiyoruz. Toplum olarak farklı dünyalar içinde yaşar gibiyiz. Bu hep böyleydi ama biz bunun böyle olduğunu çok da fark etmiyorduk belki de. Ancak bazı olaylar olunca, Kürtlerle ilgili (köy yakmaları, faili meçhuller gibi), Alevilerle ilgili (Maraş Katliamı gibi), Müslümanlarla ilgili (28 Şubat gibi) konular olunca yaşadığımız dünyaların farklı olduğunu anlıyorduk, ya da hissediyorduk. Ama son zamanlarda olup bitenlere bakınca insan kendine hiç böyle olmuş muydu diye sormadan edemiyor. Daha dün birlikte olduğunuzu düşündüğünüz insanlardan ne kadar da ayrı düştüğünüzü görünce bu soru daha da kaçınılmaz oluyor. Bakın köşe yazılarına, ya da televizyon programlarına, bir dönem benzer düşüncelere sahip olduğunuzu düşündüğünüz kişileri dinledikçe şaşırmamanız mümkün olabiliyor mu?
Geçen haftaki yazımda toplumumuzun farklı sosyolojilerinin etrafında siyasallaşmasını konu etmiştim. Farklı kültürel kodların, farklı değerlerin belirlediği kümeleşmelerin siyasal olanı etkilediği ve sonuçta tartıştığımızı düşündüğümüz fikirlerin, fikirlerden çok sosyolojiler olduğunu vurgulamıştım. Sosyolojilerin yapısallık içerdiğini ve dolayısıyla tartışarak varılabilecek yolun olmadığını söylemeye çalışmıştım. Buradan devam edersek bu yazıda da “inancın” farklılaşmanın üzerine olan etkisiyle ilgili birkaç söz etmek istiyorum.
Yukarıda ifade ettiğim bizi şaşkınlığa yönelten farklılaşmanın örneklerinden biri, bir kişinin diğerinin gerçekleri çarpıttığı yani yalan söylediği üzerine. Peki ama nasıl ayıracağız karşımızdakinin bize yalan söyleyip söylemediğini?
Birlikte çalıştığım bir arkadaşıma kütüphaneden benim için bir kitap almasını istediğimde cevaben onun bana o kitap kütüphanede yok dediğini düşünün. Kütüphaneye kendim gidip de o kitabı orada bulunca ne düşünmeliyim? Arkadaşım bana yalan mı söyledi yoksa kitabı aradığı halde görmeyip olmadığına hükmedip bana yok mu dedi. Yani yalan mı söyledi yoksa farkında olmadan gerçeği çarpıtıp beni de yanıltmış mı oldu? Bu iki durum arasındaki fark benim arkadaşımla ilgili nasıl bir “inanca” sahip olduğuma bağlıdır. Eğer ben arkadaşımın böyle şeyler yapacağına inanıyorsam, ancak bu durumda onun bana yalan söylediğine hükmedebilirim. Yok eğer arkadaşımın bana yalan söylemeyeceğine inanıyorsam onun bana yalan söylemediğini ama beni istemeden de olsa yanılttığını düşünmem daha mümkün. Kısacası birinin bana yalan söylediğini düşünmem onun bana yalan söyleyip söylemeyeceğine dair benimsediğim “inançla” ilgilidir, onun ne yaptığı ile değil.
Sanırım bugün siyaset alanının kutuplaşmasının, herkesin de bu kutuplaşma içinde kendi sosyolojisinin gereği diğerini yalancılıkla itham etmesinin arkasında birbirimize olan inançsızlığımız yatmaktadır. Bir başka deyişle toplumumuz, kendi içinde belirli bir inanç sistemi ve ağlar oluşturmuş ve birbirine inanmayan farklı gruplara ayrılmış durumda, o nedenle de birinin ak dediğine öteki kara demekte. O nedenle de gruplar arasında bir türlü üretken, yaratıcı tartışmalar yapmak mümkün olamamakta.
Peki ama bunu neden yapıyoruz? Çeşitli nedenler üzerine konuşmak mümkün ama uzatmadan buna kısa bir cevap verelim. Çünkü “inanmak” rahatlatıcı bir olaydır. Eğer biz bir şeye çok inanıyorsak aklımız yaşadıklarımızla uyumlu hale gelir ve rahat bir nefes alırız. Sanırım sorduğum sorunun kısa cevabı da bu.
Özetle Türkiye toplumu kendi içinde farklı kültürel kodlar, değerler ve inançlar bakımından farklılaşmış gruplardan oluşuyor. Bu grupların böyle varoluşları, toplumun sağlıksız bir atmosferde yaşamasına neden oluyor. Birbirini anlamayan, birbirine inanmayan, birbirini yalancılıkla suçlayan ve her an çatışmaya hazır bir insan topluluğu durumundayız. Böyle bir ortamdan hiç kimse için hayırlı bir sonuç çıkamaz. O nedenle de HDP’nin önerdiği “Türkiyelileşme” önerisi hala anlamını yitirmeyen değerli bir düşünce. Kimse bu kavramdan Kürtlerin Türkleşmesi gibi saçma bir sonuç çıkarmasın. Çünkü bu topraklarda hiç kimse daha henüz “Türkiyelileşmiş” değil. Kendine Türk diyenler de dahil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
9.12.2025
2.12.2025
26.11.2025
20.11.2025
11.11.2025
4.11.2025
28.10.2025