Etyen MAHÇUPYAN
Seçim tahmininde yanıldım… AKP ile ilgili yüzde 44 oy beklentim çok mütevazi kalırken, parti 2011’deki başarı seviyesini tekrarlayarak yüzde 49,4’ e ulaştı. Ancak bunca emek ve para harcayan kamuoyu araştırma şirketlerinin performansına bakılırsa yine de fena bir tahmin yapmamış sayılabilirim! Sonuca en yakınlaşan şirket bile AKP için 47 derken, çoğunluk 41-43’de takılıp kalmıştı. Bunun en önemli nedeni Türkiye’de seçim sonuçlarını belirleyen kitlenin sadece yüzde 30 olması. Diğerleri zaten her seçimde aynı partiye oy veriyorlar. Bu yüzde otuz ise ülkede eşit dağılmış değil. Daha ziyade kültürel açıdan muhafazakar kitlenin içindeler. Bu nedenle doğru tahmin yapabilmek söz konusu kitleyi doğru bir örneklemle yakalamayı gerektiriyor. Eğer bu gruptaki oy dağılımı genel dağılıma benziyorsa anket şirketleri başarılı oluyor. Ama eğer bu grubun oy dağılımı genelden farklıysa şimdiki türden total bir başarısızlıkla karşılaşabiliyoruz.
Öte yandan son beş ayın psikolojisine bakıldığında kişiyi AKP konusunda ihtiyatlı tahmin yapmaya iten bir ortamın olduğunu da görüyoruz. Batı medyasından da desteklenen bir söylem çerçevesinde artık AKP’nin inişe geçtiği, bir daha tek başına iktidar olamayacağı, bunun bir çözülme sürecini ifade edeceği fikri çok popüler hale geldi. Bu da anket şirketlerinin ufkunu daraltan bir işlev görmüş olabilir. Haziran seçimlerinin bir ‘yeni gerçeği’ ifade ettiğine dair büyük bir inanç beslenmekteydi. Oysa Türkiye’yi daha objektif kriterler içerisinde gözlemleyenler için durum epeyce farklıydı: Haziran seçim sonuçları bir ‘normali’ değil, normalden geçici olabilecek bir uzaklaşmayı ifade ediyordu. Çünkü ülkenin temel denklemleri aynen yerinde durmaktaydı. Eğer vesayetçi bir rejimin tümüyle bitirilmesini, demokratik değerlere dayalı bir anayasanın yapılmasını, Kürt meselesinin çözülmesini, küresel sistemle entegrasyonun derinleşmesini istiyorsanız bunu yapabilecek tek aday hala AKP… Dolayısıyla AKP’nin o yönde gitmeme eğilimi artınca seçmen bu partiyi Haziran seçiminde cezalandırdı. Ancak bu kategorik bir red anlamını taşımıyordu çünkü AKP’nin gerçek bir alternatifi yoktu ve seçmen de bunu görecek kadar gerçekçiydi. Haziran’dan bu yana geçen beş ayda AKP seçmenin yeniden desteğini almayı sağlayan bir performans izledi. Bu arada Suriye nedeniyle istikrarın bozulmuş olması da etkili oldu. Çünkü diğer partiler istikrarsızlıktan yararlanma politikası güderken, AKP sorumlu davranışı elden bırakmadı.
Gelinen nokta iki yılda dört seçimlik bir maratonun sonunda AKP’nin yeniden bir ‘sıfır noktası’ yakalamasıdır. Eğer fırsat iyi kullanılırsa Türkiye çok muhtemelen en az on yıl daha bu parti tarafından yönetilecek. Türkiye’yi anlamak istiyorsak Erdoğan’ın ‘sultanlığı’, diktatörlüğü türünden saçma tespitlerden kurtulup topluma bakmak lazım. Türkiye toplumunun en az üçte biri kimliklere saplanmadan kendi tercih ve taleplerinin siyasette karşılık bulmasını bekliyor ve buna cevap verebilecek olan tek parti de AKP. Erdoğan’ın istediği oldu diye sananlar çok yanılır… Asıl bu üçte birlik toplum kesiminin istediği oldu. Onlar Türkiye’nin demokratikleşmesinin, huzur ve refahının ‘doğru’ davranan bir AKP ile mümkün olduğunun farkındalar. AKP bu yoldan uzaklaştığında onların da önemli bir kısmı AKP’den uzaklaşıyor. Haziran’da olan buydu. Şimdi AKP ‘doğru’ yola yeniden girince bu seçmen grubunun önemli bir kısmı da yine bu partiye destek verdi.
Büyük fotoğraf değişmedi… AKP bu toplumun hala tek anlamlı siyasi muhatabı ve yakalanan kredi ile birlikte önümüzdeki dönemin de rakipsiz aktörü.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023