O kadar irili ufaklı hadiseler oldu ki hangi birini kaleme alayım diye seçmekte zorlandım.

Maalesef her yıl tarihi yıllar geçiriyoruz. Yani anlayacağınız hep tarihi günler yaşadık.

Ancak bunlardan üçünü ele almaya çalışacağım.

*Cumhurbaşkanı halk tarafında seçildi,

İlk sefer üç Cumhurbaşkanı adayları seçime girdi, AK parti adayı Recep Tayyip Erdoğan, Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, HDP adayı Selahattin Demirtaş,

%52 rekor bir oy oranıyla Recep Tayyip Erdoğan seçilirken, Selahattin Demirtaş seçim kampanyasında kullandığı barışçıl bir dille bir buçuk milyondan fazla oylarını arttırdı

Dikkate değer ki doğuda Bitlis ilinde Recep Tayyip %50’nin üstünde oy alırken, Ekmelettin İhsanoğlu’nun “Baba ocağı” dediği Tokat’ta oyların %62’ini Recep Tayyip aldı.

Aslında iki il de barışa oy vermişti, ikisi de soyut siyaseti bir kenara bırakarak çözüm sürecine devam onayını vermişti.

*Soma ve Ermenek felaketleri gerçekleşti,

Herhalde yılın en acıklı olaylarıydı desem yerinde olur.Bir yandan bu şerefli vatandaşlarımızın bu düzeyde riskli bir iş alanında azın da azı sayılacak bir ücretle çalıştıkları ortaya çıktı diğer yandan iş güvenliği ve sağlığı disiplinine uyulmadığı, kontrollerin kağıt üzerinde yapıldığı gün yüzüne çıktı.

Gerçi devlet bütün imkânlarını seferber etti ve yakınlarının haklarını garantiye alan torba yasa bile çıkarıldı. Ama acısı unutulacak gibi değildir. Bu insanların haklarına sahip çıkmaya yıl dönümünde kendilerini ziyaret etme gibi bir sorumluluğumuzun olduğunu unutmayalım.

Ben o süreçte faciayla ilgili üç yazı yazdım birinin başlığı “Somalıma bir lazımsa beş verin” aynı yazımda yıl dönümünde kendilerini ziyaret edeceğime dair söz vermişim. İnşallah kendilerini yıl dönümünde ziyaret edeceğim.

Maalesef yıl bitmeden Ermenek kazası benzer ihmallerle başımıza geldi. Bir annenin “oğlum yüzme bilmiyordu acaba suyun içinde ne yaptı” demesi, Recep Babanın o yırtık ayakkabısı, üzerine yedi yıl geçse de unutulur cinsten değildir.

*7-8 ekim olayları,

Suriye’nin Kürt bölgesi de PYD’nin iki yıl boyunca Kürtlere verdiği sıkıntı yetmiyormuş gibi bir de IŞİD saldırısıyla sarsıldı ve 200 bini aşkın Kürt yakınlarımız Türkiye’nin sınırına dayandılar. Kısa bir değerlendirme sonucu ülkemize kabul edildiler.

Ancak insanımıza sıkıntı vermeyi adet edinmiş bir karanlık el Askeri koridor açılmadır bahanesiyle şehirlerimizde unutulması mümkün olmayan bir Vandalizm ile etrafı yakıp yıktı talan etti.Bu süreç 51 insanımızın öldürülmesine mal oldu. Ayrıca öldürmeleri de ibretli işkencelerle oldu.

Sonradan yaptıklarına pişmanmış gibi hareket etseler de unutulmayacak bir iz bıraktı, bu güvenlik paketinin çıkmasına vesile oldu, kamu güvenliği gündeme geldi.

HDP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimiyle oluşturduğu hava yerini karamsarlığa bıraktı ve aldığı oyların fazlasını da kaybedeceğe benziyor.

Ayrıca “Yürekli Anneler” in Diyarbakır’daki oturma eylemi, malum dört Bakan’ın marifetleri, Paralel yapının oyunları vb. nice nice hadisler oldu, ama ben bu kadarını kaleme alabildim.

Devlet aklına sesleniyorum, artık medeni dünyaya benzemeye çalış/alış! Bu halka hizmet ve emniyetten başka bir şey yapmaya kalkışma!  Artık Bizans oyunlarını bırak! Hükümeti rahat bırak ki seçimden seçime mağduriyet edebiyatı yapmasın, ona göre değerlendirelim.

Umarım geleceğimiz daha huzurlu olur.