Fehim TAŞTEKİN
ABD “Gazze’de işini yıl sonuna kadar bitir” diye sıkıştırsa da İsrail henüz 7 Ekim sonrası ilan ettiği hedeflerin hiçbirine ulaşamadı. Ne tek bir rehineyi kurtarabildi ne Hamas’ı yok edebildi ne Gazze’yi silahlardan arındırabildi ne de Filistinlileri Sina’ya sürme hedefine yaklaşabildi. Savaş kabinesi birkaç ay daha gerektiğini vurgularken ‘direniş güçleri’ Kahire’deki görüşmelerde kapsamlı ateşkes olmadan rehine anlaşması olmayacağı ve rehine takasının da hapisteki bütün Filistinlileri kapsaması gerektiğinde ısrar etti. Bu tutum, direniş komitesinde omurganın dağılmadığını ve emir-komuta düzeninin bozulmadığını teyit ediyor.
İsrail ise hazır Amerikan güçleri bölgedeyken savaşı uzatmaya, hatta bölgeselleştirmeye yarayacak altın bir vuruş yaptı: İran Devrim Muhafızları’nın Suriye’deki komutanı Seyyid Gazi Musavi’yi herhangi bir kışkırtma olmaksızın üç füzeyle öldürdü. Musavi, İran’ın Şam Büyükelçiliği’ndeki toplantıdan çıkıp eve döndüğünde üç füzeyle vuruldu. Şii yoğunluklu Seyyide Zeynep bölgesindeki evinde yalnızdı, öğretmen eşi okuldaydı. Musavi, Suriye’de ‘direniş ekseni’ni desteklemekten sorumlu en üst düzey yetkili ve danışmandı. Kudüs Gücü Komutanı Hacı Kasım Süleymani’nin eski ABD Başkanı Donald Trump’ın emriyle Bağdat’ta öldürülmesinin dördüncü yıl dönümüne birkaç gün kala yaşanan ikinci büyük kayıp İran ve ‘direniş ekseni’ni tamamıyla savaşa çekme potansiyeli taşıyor. Hizbullah’ın yanı sıra Gazze’deki örgütler ve Irak’ta Haşd el Şaabi bağlantılı milis güçleri intikamdan bahsederken İranlı yetkililer uygun zaman ve yerde İsrail’in cezalandırılacağını duyurdu.
***
İsrailli bazı kaynaklar suikastı, İran’a hava saldırısını ve Lübnan’da Hizbullah’a karşı menzili derinleştirmeyi de içeren bir çatışma senaryosuna hazırlık olarak görüyor. İran’ın da Hizbullah’ın yanı sıra Suriye-Irak hattındaki milis güçlerine desteği artırdığına dikkat çekiliyor.
İran, Hacı Kasım’ın intikamını suikasttan 5 gün sonra Anbar vilayetindeki Ayn el Esad Hava Üssü’ne onlarca balistik füze atarak almıştı. Trump geçenlerde “Acımadı ki” naifliğiyle İran’ın önceden haber vererek füzeleri sağa sola fırlattığını öne sürüp durumu hafifsese de saldırı sonrası 109 askere travmatik beyin yaralanması teşhisi konulmuştu. Bilançoyu açıklayan Pentagon’du.
Bu sefer İsrail savaşın tam ortasında, ABD de tüm savaş takımlarını Orta Doğu’ya yığmış durumda.
İran’ın önünde iki seçenek var: Ya Hacı Kasım’a suikasta verilen yanıtta olduğu gibi kendi konvansiyonel güçleri ile İsrail’i vuracak ya da ‘vekil örgütler’ üzerinden intikamını alacak. Bu işin Hizbullah’a bırakılma ihtimali daha fazla öne çıkıyor.
Burada İran’ın göz ardı edemeyeceği şey, misillemenin İsrail’in ABD’yi İran’a karşı savaşa sokma tuzağına hizmet edip etmeyeceğidir. Amerikan yönetimi, Gazze’de İsrail’e güven içinde soykırım yapma imkânı sunarken savaşın bölgeselleşmemesi için caydırıcı bir pozisyon aldı. Peki savaşın bölgeselleşmesi İran’ın istediği bir seçenek mi? İranlıların ayak izlerine bakılırsa değil. Hatta Lübnanlı kaynaklar İran’ın, Hizbullah’a güneyden açtığı cepheyi iyi kalibre etmesini ve çatışma kurallarını gözetmesini telkin ettiğini aktarıyor. Yani kontrolden çıkacak bir savaş İran’ın seçeneği değil. Fakat intikam alınacaksa bu telkinden bir adım geriye düşmeleri gerekecektir.
Kendi siyasi bekasını savaşın uzamasında gören İsrail Başkanı Benyamin Netanyahu ve dinci-faşist ortaklarının istediği kapıya çıkmasın diye İran misillemenin yeri, zamanı ve şeklini kılı kırk yararak belirlemek zorunda.
***
İran’ın muhafazakâr gazetesi Vatan-e Emruz’ın yazarlarından Muhammad Ali Hasan Niya, İran'ın İsrail ile doğrudan çatışmaya girmekten kaçınmak için “stratejik sabır" politikasından sapmayacağını düşünüyor. El Ahbar’a konuşan Hasan Niya, “Tel Aviv bu suikastlar aracılığıyla iki hedef arıyor: Birincisi, içinde bulduğu stratejik çıkmazdan kurtulmak ve direniş gruplarının onu kuşatmasına izin vermemek. İkincisi, Tahran'ı stratejik sabrına son vermeye zorlamak. İsrail, İran'ı savaşa çekip Amerika'yı askeri çatışmalara itmeyi planlıyor” diyor. Hasan Niya’ya göre Tahran İsrail ya da Amerika’yı hedef alıp savaş başlatma havasında değil. Bunun yerine Tel Aviv'e Irak, Lübnan ve Yemen'deki milisler aracılığıyla yanıt verecek. Tahran'daki Cereyan Araştırma Enstitüsü'nden Mansur Barati ise İsrail’in İran’la savaş aradığı öngörüsüne katılmayıp Musavi’nin öldürülmesini suikast ve sabotaj kampanyasının devamı olarak görüyor. Hamas Siyasi Büro Üyesi Ali Bereke de “Suikast, Netanyahu'nun bölgedeki Amerikan varlığından yararlanarak savaşı genişletmek amacıyla aldığı bir karardır” diyor.
Vatan-e Emruz manşette Mehdi Tagvi’nin kaleminden geniş bir değerlendirme yazısına yer verdi. Özetle şu görüş savunuluyor:
"İsrail 7 Ekim’den bu yana kırılgan hale geldi, caydırıcılığını yitirdi; Tel Aviv’deki dağılmayı gören ABD hemen işin içine girdi, Amerikan desteği olmadan Siyonist rejimin ayakta kalamayacağı görüldü. O yüzden İran, Aksa Tufanı’nın stratejik hedeflerine, 'sahaların birliği' konseptine uygun olarak direnişin parçalarını güçlendirmeye ve Amerika’yı bölgeden çekilmeye zorlayacak stratejiye ağırlık vermeye devam etmeli. Bundan daha iyi bir intikam olamayacak."
Tahran, ABD’nin bölgeden çıkarılmasını Hacı Kasım için alınacak en iyi intikam olarak belirlemişti. Ondan beri İran bağlantılı milis güçleri Irak ve Suriye’de Amerikan üslerine biteviye roket sallıyor.
Devrim Muhafızları Sözcüsü Ramazan Şerif’in “İsrail, Gazze savaşını İran ile ABD arasında bir çatışmaya dönüştürmeye çalışıyor” sözünü dikkate alırsak Tahran’ın yanıtını hassas bir temkinlilikle vereceği öngörülebilir. Yani doğrudan savaşa girmeden vekillerle savaş. (Tabii buradaki ‘vekil’ benzetmesini İranlılar zinhar kabul etmiyor.)
***
İsrail ulusal ve uluslararası destekle savaşı sürdürmek için tehdidin varoluşsal bir boyuta dönüştüğü algısına oynuyor. Savunma Bakanı Yoav Galant salı günü Knesset üyelerine "Çok cepheli bir savaşın içindeyiz ve yedi bölgeden saldırı altındayız: Gazze, Lübnan, Suriye, Batı Şeria, Irak, Yemen ve İran" dedi. Yedi cephede düşmanla karşı karşıya olduğu vurgusu ‘savaş kabinesi’ için işlevsel olabilir: Bu şekilde ateşkes baskısını püskürtebilir, tersine dönen uluslararası kamuoyunu 7 Ekim’deki gibi arkasına alabilirler. Bu algıyla çatışmayı Batı’nın da taraf olacağı bölgesel bir savaşa dönüştürebilirler.
İsrail, Gazze’den sonra Lübnan ve Yemen’i bir daha kendisini tehdit edemeyecek bir yere dönüştürmek istiyor. Aksi halde varoluşsal tehdidin yarın katlanarak döneceğini öngörüyor. Hamas’tan sonra sıradakinin gecikmeden Hizbullah olmasını istiyor. Fakat Gazze’de bile yakıp, yıkıp, öldürmek dışında deklare ettiği hedeflerin hiçbirine ulaşamazken kendi kabından taşmış bir savaşı Amerikan liderliğinde bir Batılı koalisyon olmadan yürütemez. Pek çok gözlemcinin buluştuğu nokta şu: İsrail nihai hedefler, buna uygun stratejiler ve Gazze’nin geleceği konusunda hala ABD’yi ikna edemedi. Yeni yılda Washington’dan “Savaşı bitir” baskısı artabilir. Bu noktadan sonra Gazze’de Hamas’ı bitirme hedefini unutup teknokratlar hükümeti kurulması önerisiyle ‘itibarlı’ bir çıkışa yönelebilirler. Ki Kahire’de Mısır’ın ABD ve İsrail’le paylaştıktan sonra Hamas ve İslami Cihad liderlerinin önüne koyduğu öneri teknokratlar hükümetini de içeriyor. Hamas’ı devirmiş gibi yapan bir formül.
Sadede gelirsek ABD mevcut koşullarda kontrolden çıkmış bir çatışmanın kendisini Irak işgalinden daha büyük bir güçle bölgeye dönmek zorunda bırakacağını biliyor ve bu senaryodan kaçınıyor. Ve Husilerin Kızıldeniz’de yaptığı sürprizler dahil bugünün koşulları 2003’ten çok farklı. İran ‘direniş ekseni’nin çöküşünü kendisi için de sonun başlangıcı olarak görse de ABD ve İsrail’le doğrudan savaşa girmeyi ulusal çıkarlarına uygun bulmuyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025