Fehim TAŞTEKİN
İran İslam Cumhuriyeti 1 Mart’ta İslami Şura Meclisi (parlamento) ve Uzmanlar Meclisi (Meclis-i Hobregan) için düzenlenen seçimlerde kendi iddiasına yenildi. Dini lider Ali Hamaney her seferinde oy kullanmanın dini vecibe olduğunu buyurup katılım oranını İslami rejim için meşruiyetin temel kıstası olarak belirliyor. Bu sefer de farklı nedenlerle İran’ı izleyen Amerikalılar, Avrupalılar, Siyonistler, kapitalistler ve büyük şirketlerin en çok korktuğu şeyin halkın seçime katılımı olduğunu savunmuş, “Seçimlere muhalefet, İslam’a muhalefettir” demişti. Devrim Muhafızları’na göre de dış müdahaleyi önlemek için yüksek katılım şart idi.
İRNA’nın geçtiği rakamlara göre seçimlere katılım yüzde 41 olarak gerçekleşti. Bu 45 yılın en düşük seviyesi. Geçersiz oyların da yüksek olduğu tahmin ediliyor; bunların önemli bir kısmı ‘pasif boykot’ sayılabilir. Geçen seçimde geçersiz oy oranı yüzde 13’tü. Ülke genelinde sandığa ilginin düşük çıkmasının yanı sıra başkent Tahran’da katılımın yüzde 24’te kalması rejimi kendi belirlediği meşruiyet eşiğinin altına düşürüyor. İran’ın bütün düşmanlarına halkın sandığa teveccühüyle şamar atma yönündeki çağrılar önceki seçimde de istediği karşılığı bulamamıştı.
Ülkede reform umudunun zirve yaptığı 2009’daki Yeşil Hareket’in bastırılmasından bu yana reformcular sistemden giderek soğuyor. 2017’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 70 olan katılım 2021’de yüzde 48.9’a düştü. 2016’da yüzde 62 olan genel seçimlere katılım 2020’de yüzde 42.5’ye geriledi. Meşruiyet peyderpey bağlamdan düşüyor.
2020’de meclis muhafazakârlarla dolup taşınca ve 2021’de seçim mühendisliğiyle İbrahim Reisi cumhurbaşkanı olunca yasama ve yürütmenin yeniden “inkılabî” bir yapıya büründüğü çıkarımları yapılmıştı. Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin (Şuray-ı Nigâhban) reformcu adayları tırpanlaması ve buna bağlı olarak katılımın düşmesi iktidar organlarında muhafazakâr kontrolü garantiliyor. Meşruiyeti tahkim için katılım çağrısı yapanların paradoksu da bu; düşük katılım kendileri için kontrolün devamlılığını sağlıyor ama rejimin meşruiyetini de zayıflatıyor.
Meşruiyet sorununda sandık tek gösterge değil. İslam Cumhuriyeti’nin temel karakterine dair bakış dramatik şekilde değişiyor. Hükümet destekli olduğu söylenen bir ankete göre dini ve siyasi kurumların ayrılmasını isteyenlerin oranı 8 yıl içinde yüzde 30’dan yüzde 73’e çıktı. Bu ivme eninde sonunda rejimi götürür…
***
Beri tarafta sistemin kendi iddiasında yenilmesi reformcu cephenin zafer kazandığı anlamına gelmiyor. 2022’de Mahsa Jina Emini’nin ölümü üzerine patlak veren gösteriler sistemin yüzleştiği en ciddi meydan okumalardan biriydi. Boykotçu cephenin hesabına yazılabilecek iki puanlık artış bu itirazın yeterince etkili olamadığını gösteriyor. Sandığa gitmeyenler yekûnen sistem karşıtı cepheye de yazılamaz. Oy kullanmayan ama kafasında sisteme dair meşruiyet sorunu olmayanlar az değil. Kafadan rejime karşı çıkanların yanı sıra İslam Devrimi’nin amacından saptığını düşünen reformcular, gidişattan memnun olmayan muhafazakârlar, ömür törpüsü ekonomik koşullar ve yolsuzluklardan bıkıp iktidarlardan umudunu kesmiş kitleleri aynı kefede değerlendirmek zor. Eski Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad’ın seçimi boykot etmesi, onun selefi Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin “İran özgür ve rekabetçi seçimlerden çok uzak” diyerek sandığa gitmemesi yeni bir kırılmaya işaret ediyor. Devrimin lideri Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin torunu Ahmet Humeyni “arkadaşları ve kendi akranları arasında değişim umudunu görmediğini” söylüyor. Eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de “Uğruna canlar feda ettiğimiz, kanlar akıttığımız İslam Devrimi bu değil” diyerek hayal kırıklığını dile getirmişti.
Ayrıca sistemin meşruiyet iddiası havada kalsa da muhafazakârlar düzenin bekçiliğinde şimdilik fazla zorlanmıyor. Son seçimle birlikte meclisin radikal muhafazakâr karakteri daha da baskın hale geliyor. Sistem içinde muhafazakâr-reformcu dengesinin bozulması bir yere kadar kendini koruma kaygılarına, bir yerden sonra mollalar, siyasiler, bürokratlar ve askerlerden oluşan muhafazakâr elitlerin kontrol savaşına bağlanabilir. Şuray-ı Nigâhban reformcu adayları veto ederek muhafazakârların zaferini garantileyecek ayarlanmış bir seçim sunuyor. 1 Mart seçimlerinde 290 üyeli meclis için yarışan 15 bin 200 adaydan sadece 30’u reformcuydu. Boykot çağrısı yapan reformcu partiler adaylarının yüzde 70’inin reddedildiğini açıklamıştı. 88 kişilik Uzmanlar Meclisi için başvuran 510 kişiden 366’sını veto edildi.
İslami hassasiyetlere uyumsuzluk iddiasıyla adayları eleme mekanizması, sistemin ‘cumhuriyet’ ayağını sakatlıyor. Bu eleştiriler öteden beri var. Öyle ki iş 2021’de eski cumhurbaşkanlarından Mahmud Ahmedinecad ve eski Meclis Başkanı Ali Laricani'nin cumhurbaşkanlığı adaylığının, son seçimde de eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin de 24 yıl görev yaptığı Uzmanlar Meclisi adaylığından menedilmesine kadar vardı.
***
Büyük bir karşı cephe yaratmasına karşın İran’ın bölgesel ve uluslararası denklemlerdeki yeri muhafazakâr elitlerin ipleri ellerine almasına izin verdi. Evvela ABD-AB ile nükleer konusunda anlaşarak yaptırımlardan kurtulma hedefi güden reformcular, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın anlaşmayı (JCPOA) çöpe atmasıyla açığa düştü. Burada “Batıya güvenilemez” diyenler haklı çıktı. Trump'ın İran'ın Orta Doğu'daki kollarını kesmeye yönelik stratejisi radikal muhafazakâr diskura atış menzili kattı. İlaveten Ruhani yönetimi becerisizlik, kötü yönetim ve yolsuzluklarla anılır hale geldi. Yani son muhafazakar-reformcu deneme kredisini tüketerek sırasını savdı. Son 10 yılda Irak ve Suriye’deki operasyonlar Devrim Muhafızları’nın karar mekanizmalarındaki belirleyiciliğini güçlendirdi. 2020’de Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ardından iyice ABD ile hesaplaşma moduna girildi. ‘Stratejik sabır’ siyasetiyle ABD ile didişme devam ederken dış ilişkilerde gerilimin düşürüldüğü ya da ilişkilerin çeşitlendirildiği yeni yönelimler öne çıktı. 2021’de Çin’le imzalanan 25 yıllık stratejik işbirliği anlaşması, Rusya ile Suriye’de başlayıp Ukrayna’da genişleyen askeri ilişkiler, 2023’de Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üyelik ve 2024’te BRICS üyeliği yönetime yeni hareket alanları kazandırdı. Önce Bağdat, devamında Pekin’in arabuluculuğunda Suudi Arabistan’la ilişkilerin normalleşmesi bölgede gerilimlerden beslenen Amerikan stratejisinin zeminini çatlattı. Gazze’deki soykırım savaşına paralel olarak ‘Direniş Ekseni’ndeki unsurların ABD ve İsrail’e karşı yürüttüğü asimetrik savaş ve karşılaştığı misillemeler Tahran’ı yönetilmesi zor bir denklemin ortasında bıraktı. İran’ı bölgesel bir alevin içine çekme potansiyeli taşısa da Tahran’ın “ana güçler arası bir savaştan kaçınma” önceliği şu ana kadar korkulanı bertaraf etti. Geri çekilmek yerine diplomasiye ağırlık veren hamleler yaptı. ABD ile gerilimleri yönetmede yeni bir dil tutturdu. Ayrıca şu ana kadar Yemen’deki Husilerin Gazze’yle dayanışma stratejisi İran’ın yeni sayfa açtığı Kızıldeniz’deki Araplarla yeniden bozuşmasına neden olabilirdi ama olmadı.
***
Bu tehlikeli dans, İran içinde dini liderin gölgesindeki askeri-siyasi elitin siyaseti biçimlendirmesini kolaylaştırıyor. İslami Şura Meclisi ve Uzmanlar Meclisi’nin belirlenmesindeki ‘muhafazakâr’ mühendislik Hameney sonrası dönemin hazırlığı olarak görülüyor. Dini lideri seçme, denetleme ve görevden alma yetkisine sahip 88 üyeli Uzmanlar Meclisi seçimine giderken önü kesilen ya da önü açılan adaylar Hamaney’in koltuğunu alacak kişinin kim olacağına dair hesaplarla bağlantılı. Ruhani üstü çizilenler arasında. Devrim Muhafızları’nın ağırlık kazandığı muhafazakâr elitler işi şansa bırakmadan İran’ın alacağı istikameti tayin ediyor. 84 yaşındaki Hamaney’in sağlık sorunları ve yaşı dikkate alındığında geçişin sekiz yıllığına seçilen bu mecliste olacağı öngörülüyor. Reisi’nin üç adayın reddedilip bir adayın da çekilmesi sonrası neredeyse rakipsiz yarıştırıldığı Güney Horasan’da yüzde 82.5 oyla Uzmanlar Meclisi’ne seçilmesi Hamaney sonrası için düşünülen ismin o olduğu çıkarımlarına neden oluyor. Hamaney'nin büyük oğlu Mücteba Hamaney’in ismi de geçiyor ama hem yeterlilik sorunu var hem de babasının buna yeşil ışık yakmayacağı düşünülüyor.
***
Hemşehri gazetesi ABD Başkanı Joe Biden’ın suratına “25 milyonluk tokat” manşetini atmış. Sistemin seçimleri ele alma biçimini yansıtıyor. Reisi ise halkın sandığa teveccühünü övmüş; 2022’deki ayaklanmalardan sonra İran'ın düşmanlarının başına gelen yeni bir tarihi hezimet olarak nitelemiş. Fakat reformcu Ham Mihan kadrajın dışında tutulanı göstermiş: “Sessiz Çoğunluk”.
Ara sıra sessizlik bozuluyor, ezberler bozuluyor. Fakat genelin rahatsızlığı köklü değişimleri zorlayacak ölçekte organize, tutarlı ve bütünlüklü bir itiraz cephesine dönüşemiyor. Şimdilik…
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025