Fehim TAŞTEKİN
Kürtler Afrin’i kaybettikten sonra Menbic’de de denklem dışı bırakılırlarsa bundan sonra nasıl bir yol haritası izler? Kuşkusuz Kürtler uzun zamandan beri işaret ettiğimiz kritik kavşağa yaklaşıyor.
Suriye’de aktörler manevra limitlerini öylesine tükettiler ki artık herkes her istediğini yapacak durumda değil. Sağa sola kımıldamak biriyle müzakereyi, ötekiyle hırlaşmayı, berikiyle anlaşmayı gerektiriyor. Bu minvalde lafımın büyüğü Menbic’e. Düne kadar kerli felli stratejistlerimiz dahil kimse Menbic’i bilmezdi. Kimsenin de umurunda değildi. Hatta stratejinin en derinine inmiş Ahmet Davutoğlu bile! Kentin adının yazılışını bile hâlâ tutturabilmiş değiliz: Manbij, Munbij, Menbiç, Minbiç, Minbic, Münbiç, Menbic vs…
IŞİD 2016’da buradan çıkartıldığında kenti kurtaranlar da, kenti kurtarıcısından kurtarmak için Fırat Kalkanı’nı şahlandıranlar da Menbic’in ne denli önemli bir kavşakta yer aldığından bahseder oldu. Elbette bir yer fethedilecekse anlamı da büyük olmalıydı!
“4 bin yıllık şehir” denilmeliydi mesela! Ya da Romen Diyojen’in Alparslan’a Malazgirt ve Erciş’e karşı Menbic’i teklif ettiği hatırlatılmalıydı. Ha bir de Abbasiler Bizans’ı durdurmaya çalışırken burayı tahkim etmiş, Avasim eyaletinin başkenti haline getirmişti. Bu da ilave edilmeliydi. Nureddin Zengi’nin, Selahaddin Eyyübi’nin de buradan geçtiği söylenmeliydi. Şaka değil bunların hepsi söylendi de. Neden mütevazilik yapıp “12 bin yıllık şehir” diye söze başlamadıklarını anlamadım.
Hititler, Makedonlar, Selefkoslar, Sasaniler, Romalılar, Araplar/Abbasiler, Fatimiler, Eyyübiler, Moğollar, Memluklar, Osmanlılar ve Fransızlar gelip geçti. Bir anlatıya göre Moğollar taş üstünde taş bırakmadığında kenti terk eden son sakinleri Türkmen’di. Menbic dahil Suriye’nin kuzeyinde toprağı biraz derin kazarsanız altından Aramiler-Aşuriler çıkar. Onlar tarihin en unutulmuş tarafı.
Kâbe gibi tanrıya adanmış evlerin (Beyt’ul Allah) bir örneği de Menbic’teydi. ‘Pınar’ anlamına gelen Menbiç (Manbug) Aramilerin inancında Tanrıça Atargatis’in evine atfen ‘Kutsal Kent’ (Hierapolis) idi. O yüzden bu isimle de anılırdı. Madeni paralar üzerine resmedilmiş Atargatis’in tapınağı bu kentteydi. Tapınak Menbic’i bölgede dönemin en önemli şehirlerinden biri haline getirdi.
Yine anlatıya göre bugün British Museum’da sergilenen M.Ö. 9-10’üncü yüzyıla tarihlenmiş Hititler döneminin ‘Karkamış Tanrıçası’ Kubaba’nın bir elinde nar bir elinde ayna ile betimlenmiş stelinin ve Luvice yazılmış kaidenin çıkarıldığı yer de Menbic idi.
Fetihçiler işte bu tarihsel arkaplanı pek sevmez!
Ruslar 1860’larda Kafkasya’dan Çerkesleri sürdüğünde Osmanlı değerli nüfus olarak gördüğü bu halkı Ortadoğu’nun farklı yerlerine ‘ileri karakol’ misyonuyla serpiştirmişti. Metruk şehir Menbic de 1878’de Çerkeslerin yeni mekânlarından biri oldu. Söylenen o ki Osmanlı dağılırken Menbic’te Çerkeslerden başka fazla bir halk yoktu. Bunların Hatay-Reyhanlı’daki Çerkeslerle ilişkileri hep olageldi. Buradaki Çerkesler zamanla Halep ve Şam’a doğru dağıldılar.
Fransızlar da Menbic’te üç simgesel bina bıraktı: Hükümet binası, bölge idarecisinin konağı, Menbic Kız Okulu. Ve bir de su kanalı. Fırat’ın yanında olması, tahıl ambarının başında durması, Halep’e giden yolu tutması Menbic’i tarihsel olarak önemli kıldı. Menbic onlarca şairin çıktığı bir şehirdir aynı zamanda. Fakat bugün Halep Vilayeti’ne bağlı olan Menbic’i gezerken karşılaştığınız şey tarihle hiçbir alakası olmayan yığılma bir şehirdir. Krizden önce nüfusu 100 bin civarındaydı.
***
2016’dan beri iki NATO gücü Türkiye ile ABD’yi kim kontrol edecek diye kafa kafaya getiren bu kentte bugün Arapların yanı sıra Kürtler, Çerkes, Türkmenler, Ermeniler yaşıyor. Bugünkü kavgada yukarıda sıraladığım tarihselliğin ya da stratejik bağlamların öneminden bahsedemeyiz.
Temmuz 2012’de kent Türkiye’nin Batılı ve Arap ortaklarıyla desteklediği gruplar Menbic’i ele geçirdiğinde ‘Yeni Osmanlılar’ bunu kendi namlarına bir fetih gibi algıladı. Halep’i düşürmek için kurulan koalisyona, “Halep’in Fethi” denilmesi de bu anlayışın bir yansımasıydı. IŞİD sayıları 30’u bulan muhalif gruplardan ayrışıp 2014’te Menbic’i ele geçirdiğinde Türk hükümeti bir şeyleri kaybetmiş gibi feveran etmedi. Dışa vuran tek rahatsızlık bu grupların rejime karşı savaşı bırakıp kendi kendilerini yok etmeye başlamasından dolayıydı. Batı-Körfez destekli gruplar IŞİD karşısında çaresiz kalırken Kürtler, ABD’nin desteği ile Kobani’den sonra Cerablus’u temizleyip Türkiye sınırlarına paralel Afrin’e ulaşmak üzere hazırlık yaparken Ankara “Akdeniz’e Kürt koridoru açılıyor” diyerek alarma geçti. Bu şekilde kuzey koridoru tehlikeye girince Kürtler Menbic üzerinden bir güney koridoru açmaya yöneldi. Türkiye operasyonun YPG’den arındırılmış bir koalisyonla yapılması için bastırdı ama ABD ikna olmadı. Nihayetinde Menbic’i IŞİD’den kurtarmak ABD’nin desteği ve YPG’nin öncülüğünde kurulan Menbic Askeri Konseyi’ne nasip oldu. Askeri Konsey’in 13 bileşeni arasında Türkmenlerin kurduğu Menbic Türkmen Taburu ve Selçuklu Tugayı da vardı.
Türkiye’nin YPG’nin maskesi olarak görüp dağıtılmasında ısrar ettiği Menbic Askeri Konseyi’nin ilk komutanı da anne tarafından Çerkes olan Adnan Ebu Emced idi. 2017’de Rakka operasyonu sırasında öldüğünde ABD’nin özel temsilcisi Brett McGurk, “Ebu Emced ile tanışmak benim için onur. IŞİD’e karşı bir savaşçıydı” diye taziye mesajı yayımlamıştı.
IŞİD’in yenilgisinin ardından 5 Nisan 2016’da kenti yönetmek üzere Arap, Kürt, Çerkes ve Türkmenlerden oluşan 43 kişilik Menbic Yürütme Meclisi kuruldu. Meclisin eşbaşkanlığına Kürt Sozdar Halid ve Arap Faruk el Maşi seçildi. Aslında etnik realiteye uygun bir kompozisyon oluşturuldu. Haliyle Ankara’nın “Menbic’i Menbicliler yönetsin” lafı politik manipülasyondan öteye geçmiyor.
Fırat Kalkanı Harekâtı, El Bab’dan sonra Menbic’e yönelince ABD, keskin bir fren yaptırmıştı. El Bab’ı alttan çevirerek Fırat Kalkanı’nın önünü kesen Suriye ordusu da Menbic’in güney cephesine kadar çıkarak YPG’nin çekilmesi halinde boşluğu hızlıca doldurabileceğini gösterdi.
Gelinen noktada Bilad’üş Şam’ın (Suriye, Lübnan, Ürdün, Filistin) efendisi olma hayallerini daralta daralta Suriye denklemine, oradan ‘devrimin başkenti’ Halep kırsalına çekenler, şimdi geri kalan bütün ihtiraslarını Menbic cebine bağlamış durumda.
Ankara’nın hareketlerinde birkaç saikten bahsedilebilir:
– Birincisi yeter ki Kürtler Suriye’de belirleyici bir aktör olmasın.
– Kenti Türkiye’nin güdümündeki rejim karşıtı gruplar kontrol etsin.
– Türkiye’nin Suriye sahnesinde elini güçlendirecek cepler büyüsün. Burası Türkiye sınırına 40 km ötede. Fırat Kalkanı, kentin kuzeyindeki Sacur nehrine kadar bölgeyi kontrol ediyor. Menbic’i de ele geçirirlerse Fırat’ın batısı tamamen Türkiye’nin nüfuz alanına dönüşecek. Bu da Türkiye’ye Suriye’nin geleceğinde daha fazla söz hakkı verecek.
– Suriye iç politika malzemesi olarak da fütursuzca kullanılıyor. Afrin’den kaldırdığı krediyi çabuk tüketen iktidar şimdi Menbic’te bir ‘fetihçi poz’ için yanıp tutuşuyor.
Ankara’nın hesabı aşağı yukarı böyle.
***
Zeytin Dalı Harekâtı’ndan sonra “Sıra Menbic’te” diyerek ABD üzerinde baskıyı artıran Türkiye nihayetinde Menbic’in ortak idaresi konusunda 4 Haziran’da Washington’la bir yol haritası belirledi.
ABD’nin ketum davrandığı ve belirsizlik politikası izlediği mutabakatla ilgili Türk tarafının sızdırdığı bilgiler gayet köşeli: YPG 30 gün içinde çekilecek, 45 günün sonunda ABD ve Türkiye kenti kontrole başlayacak, 6 aya kadar yerel unsurlardan yönetim belirlenecek. Amerikalı yetkililer ise Türk ya da Amerikan güçlerinin şehrin içine girmesinden söz etmezken istikrarı sağlayan yerel güç olarak niteledikleri Menbic Askeri Konseyi’nin yerinde kalması gerektiğini söylüyorlar. Türkiye ise bu konseyi YPG’nin maskesi olarak görüyor.
Genelkurmay Başkanlığı, “Menbic Yol Haritası’nın 12-13 Haziran’da ABD’nin Stuttgart’taki Avrupa Komutanlığı Karargâhı’nda müzakere edildiğini, mutabık kalınan metnin her iki ülkenin üst makamlarına sunulmasının kararlaştırıldığını” açıkladı ama hâlâ detay yok. Kürtler bu mutabakata paralel olarak şehirde kalan askeri danışmanları da çektiklerini söylüyorlar. Ankara için bu açıklama bir şey ifade etmiyor.
Türkiye, 2016’da ABD’nin “YPG Menbic merkezinden çekildi” beyanatını yerinde tespit için bir heyet göndermişti. Ankara YPG’nin görünür olmaktan çıkmasını tatminkâr bulmamıştı.
Şimdi kafasında Afrin’e İslamcısından yağmacısına kadar bir sürü örgütü taşıdığı gibi Menbic’e de muhtemelen IŞİD’in defettiği grupları götürmek var. “ABD nereye kadar Türkiye’nin kafasındaki plana geçit verir” ya da “Menbic’i fiilen yöneten aktörlerin tepkisi ne olur” sorusunun yanıtını vermek kolay değil.
Kürtlerle ortaklık kuranlar kuşkusuz kentte kontrolün yeni bir aktöre geçmesini istemez. Genel anlamda IŞİD’den kurtulmanın ve istikrarın getirdiği bir memnuniyet var. Beri taraftan Kürtlerin süreçleri belirleyici bir pozisyonda olmasından rahatsızlık duyan Arap aşiretleri de var. Bunlar arasında 2012-2014 arasında kentteki silahlı gruplarla bağlantısı olup da rejimin kendilerini cezalandırmasından korkanlar Türkiye’nin kente girmesini tercih edebilir. Arap aşiretlerinin önemli bir kısmı ise eğer patron değişecekse bu gücün Türk değil Suriye ordusu olmasını ister.
Kürtler Afrin’i kaybettikten sonra Menbic’de de denklem dışı bırakılırlarsa bundan sonra nasıl bir yol haritası izler? Kuşkusuz Kürtler uzun zamandan beri işaret ettiğimiz kritik kavşağa yaklaşıyor. Menbic pazarlığı Kürtleri nereye götürür? Kürtlerin Şam’la yeniden diyaloğa yönelmesi ne anlama geliyor? Yarın devam edelim…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025