Fehim TAŞTEKİN
Suriye’de Rus stratejisi sahada bilek büken gerçekliği ve çıkış umuduna ayarlı aldatısıyla yeni bir aşamaya giriyor. Ruslar askeri kazanımları ekonomi ile tahkim edip siyasi çözümü mümkün kılmak istiyor.
ABD’nin Sezar Yasası ile Suriye’yi çökertme hamlesini Rusya’nın nasıl karşılayacağı merakla beklenirken Rus diplomasisi 6-7 Eylül’de ağır toplarıyla Şam’a çıkarma yaptı. Önce Başbakan Yardımcısı Yuri Borisov, ardından Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Şam’a intikal edip Devlet Başkanı Beşşar el Esad, Dışişleri Bakanı Velid el Muallim ve diğer yetkililerle görüşmeler yaptı. Elektrik santralleri, petrol ve doğalgaz tesisleri dahil kritik önemdeki 40 tesisin yenilenmesini içeren bir ekonomik işbirliği paketi üzerinde duruldu. Anlaşmaların yıl sonuna tamamlanması hedefleniyor. Paket deniz sınırlarında hidrokarbon aramasını da içeriyor. Yani Rusya Doğu Akdeniz’deki enerji oyununa Suriye üzerinden girmek istiyor.
***
Askeri müdahaleye ekonomik boyut katan bir süreç üç yıldır zaten işliyordu. Kremlin’e yakın oligarklar pay peşindeydi. Amerikalıların hedefindeki Gennadi Timçenko’ya ait StroyTransGas, Palmira’daki fosfat madenlerinin işletmesini 49 yıllığına, Tartus limanının işletmesini 50 yıllığına almıştı. Aynı şirket 2017’de Humus’a 50 km. mesafedeki gaz tesisi (GPZ-1) ile Rakka’nın 75 km. güneydoğusundaki gaz tesisinin (GPZ-2) yapımını üslenmişti. 2017’de Tartus ve Banyas kıyılarında petrol ve doğalgaz arama işi de StroyTransGas’a verilmişti. SoyuzNaftaGas ile de 7 yıl önce benzer bir anlaşma imzalanmıştı. Zarubezhneft, Zarubezh Geology ve STG de petrol arama, sahaların yenilenmesi ve rafinerilerin bakımı için anlaşmalar yapmıştı. Aralık 2019’da Suriye Parlamentosu, Mercury ve Vilada ile ülkenin kuzeydoğusundaki petrol sahaları ile Şam’ın kuzeyinde bir doğalgaz havzasında arama ve üretim çalışmaları için yapılan üç ayrı anlaşmayı onaylamıştı. Mercury, Wagner’in kurucusu Yevgeni Prigojin’e ait.
***
Temmuzda Şam’a sunulan 40 kalemlik proje paketi yeni bir aşama. Suriye’de ağırlaşan ekonomik durum sistemin altındaki halıyı çekiyor. Rusya da bu halde askeri sonuçların siyasi zafere dönüşmeyeceğini gördüğünden müdahaleyi boyutlandırıyor. Tabii bu 5 yıldır savaşa yapılan yatırımın karşılığı da sayılır. Fakat mesele hâlâ savaşı kazanmakla ilgili.
O yüzden bazı önemli kararlar alındı. Rus lider Vladimir Putin geçen mayısta Rusya’nın Şam Büyükelçisi Aleksander Efimov’u özel temsilci olarak atamıştı. Zaten iki temsilci vardı; biri Suriye’den sorumlu Aleksander Lavrentiyev, diğeri Orta Doğu’dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov. Ama ikisinin çalışmaları daha çok askeri meseleler, muhalefetle ilişkiler, Astana, Cenevre ve Soçi süreçlerine odaklıydı. Önceden Abu Dabi elçisi olan Efimov’un 2018’de Şam’a gönderilmesi ve devamında özel temsilci yapılması yeniden inşa sürecine ağırlık verme arayışıyla ilgiliydi. Bu arada bir tıkanma yaşandı. Moskova’nın Esad’a sistem içinden bir alternatif aradığına dair Rus kaynaklı spekülasyonlara paralel olarak Suriye yönetimi Rami Mahluf gibi ayrıcalıklı oligarklara dokunacak şekilde ‘yolsuzlukla mücadele’ ve ‘mali denetim’ kampanyası ile evin avlusunu biraz düzene soktu. Ardından temmuzda genel seçimler, ağustosta yeni hükümetle birlikte Şam, Moskova’ya işlevsel bir ortak olabileceği görüntüsünü verdi. Rus çıkarması bu zemin üzerinde geldi. Putin, Esad’a emeklilik yeri arayanları bir kez daha ters köşeye yatırdı. Fakat yeni hamleler de şahsa değil Rusya’ya müttefik bir devletin devamlılığına yönelik.
***
Rusya’nın ekonomiye ağırlık verirken paralel atışlara da ihtiyacı var:
– Fırat’ın doğusunda Kürtlerin ABD ile vedalaşmasına imkân verecek şekilde özerk idareyle ilgili bir formül bulunması için Şam’ı cesaretlendirmesi gerekiyor. Ama buradaki sıkıntı ciddi. Şam özerkliği bölünme projesi olarak okuyor. Müttefikler arasındaki görüş ayrılığı Şam’daki basın toplantısına da yansıdı. Moskova’da Suriye Demokratik Meclisi ile Moskova Platformu/Halkların İradesi Partisi arasında imzalanan mutabakat soruldu. Muallim, “Anayasaya aykırı hiçbir anlaşmayı desteklemiyoruz” dedi. Lavrov ise Rusya’nın mutabakatta bir dahlinin olmadığını ama imzacı tarafların Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü teyit ettiğini, bunun da Moskova’nın tutumunu yansıttığını belirterek bir nevi girişime kefil oldu.
Amerikalılar Suriye’ye ayak basıncaya kadar Kürtlerin özerkliğini tanımak, Şam’ın Ankara’ya verebileceği bir yanıt olarak ihtimal senaryoları arasındaydı. Şimdi Ruslar hem Ankara hem Şam’a, “Kürtlere bir şey vermeden ne Amerikalılar gider ne de Suriye’nin bütünlüğü sağlanır” diyen bir pozisyonda. Ne var ki Türk vetosu yüzünden ne Amerikalılar ne de Ruslar Kürtleri Cenevre sürecine ortak edebiliyor. Şam’ın inatçılığına ilaveten Ankara’nın vetosu kalkmadığı müddetçe Cenevre’den de Fırat’ın doğusunu kuşatacak bir çözüm çıkmayabilir. O yüzden Rusya alternatif bir çıkışa asılmak durumunda.
– Beri tarafta Rusya’nın İdlib kördüğümünü çözmeden Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğine olan taahhüdü de sözde kalabilir. Türkiye’nin himayesinde İdlib’in ‘Cihadistan’ statüsü oturuyor.
Rusya’nın ‘al-ver’ stratejisinin sonucu artan Türk askeri varlığı da Şam’da sorgulanıyor. İdlib’de operasyonların ötelenmesi ciddi bir rahatsızlık konusu. M-5’in yeniden kontrol altına alınmasının ardından sıra M-4’e geldiğinde 6 Mart’ta Rus-Türk mutabakatıyla operasyon durduruldu. M-4’ü açmaya dönük Rus-Türk ortak devriyesi aylardır debeleniyor. Türkiye’nin terör örgütlerini elimine etme taahhüdü ise aldatmaca. M-4’ün iki yakasında 6’şar kilometrelik güvenli bölge hedefi de kâğıt üzerinde kaldı. Haliyle Suriyeliler, “Acaba Rusya ekonomik-stratejik çıkarları için Türkiye ile farklı bir pazarlık mı yapıyor” diye soruyor. Basın toplantısında, “Ankara, Suriye’deki varlığını sona erdirmek için hangi bedeli talep ediyor?” diye soruldu. Lavrov Türkiye ile mutabakatların Suriye liderliğinin desteği ile sağlandığını, ekonomik unsur barındırmadığını savunup ekledi: “Suriye hükümetinin, İdlib gerilimi azaltma bölgesinde kontrol ettiği topraklar, Rus-Türk mutabakatlarının imzalandığı andan itibaren önemli oranda arttı.”
Mayıs 2017’de Astana’da dört gerilimi düşürme bölgesinin oluşturulması mutabakatı ve daha sonra gelen Soçi ve Moskova mutabakatlarının tümünü birlikte düşünürsek bu ortaklık şu sonucu verdi: Muhalefetin Doğu Halep, Doğu Guta, Dera, Kuneytra, Humus ve Hama’daki mevzileri çöktü. Ya silah bıraktılar ya da İdlib’e taşındılar. Moskova’da 6 Mart’ta sağlanan son mutabakat da M-5’in merkezin kontrolüne geçmesinin ardından oluşan yeni statünün Türkiye tarafından kabullenilmesini sağladı.
Şimdilik mutabakatlar, Ankara üzerinde baskı kurulmasına yarıyor. Ama Türkiye de mutabakatı kullanarak İdlib’deki askeri noktaların sayısını 68’e çıkarttı. Bu gidişat ilhak senaryosunu akla getiriyor. Rusya, Cenevre’de bir anayasa taslağı çıkıncaya kadar Ankara’yla gerilimli ortaklığı sürdürmekten yana. Sonra “Artık çekilme sırası sende” diyebilecek.
– Rusya’nın zar zor doldurduğu çuvalın ağzını büzebilmek için Cenevre’nin yürümesi lazım. Üçüncü buluşmanın ardından BM Özel Temsilcisi, Moskova’ya gidip Şam heyetinin yavaşlatıcı tutumunu aktardı. Genel izlenim; Rusya, süreci uzatan tutumdan rahatsız. Şam’ın taktiklerinde amaç şu: Anayasa yazım sürecinin olabildiğince geciktirilmesi, 2021’de başkanlık seçimlerine yeni anayasayı beklemeden gidilmesi, ola ki yeni anayasa yazılır da halk oylamasından geçerse uygulamanın 2024 genel seçimlerine bırakılması. Muhalif heyet önce anayasa sonra seçim diyor. Moskova için Cenevre’nin çözüm platformu olmaktan çıkmaması önemli. Bu yüzden Şam’dan süreci ciddiye almasını bekliyor. Bu da gündeme geldi. Muallim seçimlerin zamanında yapılacağını söylerken Lavrov, “Anayasa komitesi bir vakit sınırlamasına bağlı değil. Yeni anayasa yapılmadığı sürece ülke mevcut anayasayı uygular” dedi.
– İsrail-ABD-Avrupa-Körfez dörtgeni İran’ın Suriye’deki varlığını normalleşmenin önünde bir engele dönüştürürken Moskova’nın da bu konuda kıvrak çözümlere ihtiyacı artıyor. Rusların İsrail’in saldırılarına göz yumması, güneyden İran unsurlarının çekilmesini sağlaması, milis yapılanmaları kontrol altına almaya çalışması Rusya’yı Suriye’de tercih edilen bir güce dönüştürse de İran’la beklentileri karşılamıyor. Lavrov, “Rusya, İran’ın çekilmesi için uğraşıyor mu” sorusuna “İran’ın varlığını Suriye liderliğinin tutumu dışında ne Rus ne da başka bir tarafın iradesi belirliyor” yanıtını verdi.
Şam’ın iki müttefiki birbiriyle dengeleme taktiği de Moskova’nın işini zorlaştırıyor. Suriye’nin geleceğinde herkesi bir İran-Rus nüfuz kavgası bekliyor.
***
Özetle Sezar Yasası’nın bir çöküşü tetiklemesi Rusların askeri kazanımlarını tersine çevirme riskini artırıyor. Savaşın en şiddetli olduğu zamanlarda bile sistemi çok zorlamayan buğday, elektrik ve petrol gibi temel ihtiyaçlar artık kıtlıkla birlikte anılır oldu. ABD’nin Deyr el Zor ve Haseke’deki petrol yataklarına konması, Fırat’ın doğusundan buğday arzında güvencenin kalkması ve bunların üzerine gelen ağır yaptırımlar Rus stratejisini zorluyor. Moskova’nın mevcut durumu korurken Fırat’ın doğusunda Kürtlerle orta yol bulup Amerikalıları göndermek, Türkiye’yi İdlib’de çözüme zorlamak, Cenevre’deki anayasa yazım sürecini ilerletip yeniden inşa ve normalleşmeyi önleyen uluslararası tecridi yarmak için sistemin ekonomik ve yönetsel etkinliğini artırması gerekiyor. Aksi halde ABD’nin çöküş stratejisi mesafe alabilir. ABD’de Demokratlar seçimi alırsa Suriye dosyasına haşince el atmaları da mümkün. Ruslar bundan da endişeli.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025