Fehmi KORU
İngilizler oldum olası Türkiye ile yakından ilgilidir. Osmanlı döneminde başlayan ve kimi zaman dostane kimi zaman hasmane devam eden ilgileri günümüzde de devam eder.
Bu yakın ilgi Ankara’ya gönderilen büyükelçi ve büyükelçilik görevlilerinde de kendini belli eder. Bir önceki (2014-2017) büyükelçi Richard Moore ülkesinin istihbarat örgütü MI6’in başında bugün. Onun seleflerinden Peter Westmacott da (2002-2006), Ankara’dan sonra Paris’e, bir sonra da Washington’a büyükelçi olarak gönderildi.
Fransa ve ABD düzeyinde görür İngiltere Türkiye’yi ve burada başarılı olan büyükelçiyi de ödüllendirir.
Nereden çıktı İngiltere ve İngilizler konusu?
Yeni çıkan ve birinin Türkiye ile ilgili bölümlerini derhal okuduğum, diğeri elime geçmediği için henüz okumadığım, ancak hakkında yazılan tanıtım yazılarından önemini fark ettiğim iki kitaptan…

Jeremy Seal seyahat yazılarıyla ünlenmiş bir yazar. Onun daha önce de Türkiye’yi konu edinen üç kitabı vardı, ‘A Coup in Turkey’ (Türkiye’de bir Darbe) isimli olanı çok yeni.
Henüz okumadığım kitap Jeremy Seal’inki…
Kitabın ismi akla 15 Temmuz 2016’da yaşanan hain darbe girişimini anlatıyor izlenimi veriyor; yazar ona şöyle bir değiniyor oysa… Kitaba esas konu ettiği ‘darbe’ daha sonraki bütün askeri müdahalelere yol açan 27 Mayıs (1960) darbesi…
O darbe ve darbeye muhatap edilen Demokrat Parti ve Adnan Menderes…
Menderes’in partisini iktidara nasıl taşıdığını, ülkenin tek parti döneminde ihmal edilmiş kesimlerine sahip çıkarken ülkeyi dönüştürme hamlesi başlattığını, ‘çarıklı’ köylüleri siyasetin merkezine taşıyarak bunları gerçekleştirdiğini anlatıyor.
Anlaşılan kitabın en önemli bölümleri ülkemizdeki ‘laik-dindar’ çekişmesine ayrılmış. Tanıtım yazısında kitaptan aktarılan bölümler kıyıcı eleştiriler içeriyor. Bir yerde “Menderes kendi sonunu hazırladı. Fırlayan enflasyonla halkın ağzında ülke ‘Yokistan’ diye adlandırılır hale gelmişken, vaktiyle savunduğu özgür basını susturma gayreti içerisine girdi” diye yazmış.
Darbecileri kıyasıya eleştirdiği de bir gerçek. “Bu darbeyle ülkenin başına darbeler dönemini açtılar. 1970’ler, 80’ler ve 90’larda üç darbe daha onların açtığı yoldan gerçekleşti. Fransa’da çiftçilerin grevleri, Kuzey Kore’de nükleer füze testleri, ABD’de okullarda silahlı saldırılar neyse darbeler de Türkiye için öyle bir şey oldu” da demiş yazar…
Büyükelçi’nin Türkiye anıları

Paris’te ve Washington’da görev yaptığı sonraki yıllarda da ülkemize ilgisini koparmamış Peter Westmacott AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında büyükelçi olarak ülkemize atandı, 2006 yılına kadar Ankara’daydı. Türkiye’nin AK Partili ilk yıllarına ve özellikle Avrupa Birliği’ne tam üyelik çabalarına yakın tanıklık etti. Bu arada, İstanbul’daki konsolosluk hizmetlerinin verildiği Pera Sarayı’na konulan bombanın patlamasıyla kendilerine dönük terörle de karşılaştı. O terör eyleminde ülkesinin İstanbul başkonsolosu ile yardımcısı hayatlarını kaybettiler.
İsmi ‘Buna Diplomasi Diyorlar’ diye çevrilebilecek kitabında (They Call It Diplomacy) o döneme damgasını vurmuş Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile kapsamlı sayılabilecek görüşmelerine de geniş yer veriyor. Kitapta çeşitli vesilelerle Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Vecdi Gönül, Bülent Arınç ve Beşir Atalay’ın da isimleri geçiyor.
[İngiliz Büyükelçiliği’nin kalabalık davetleri olur. Onlardan biri AK Parti’nin seçimden yeni zaferle çıktığı günlerdeydi. Partinin lideri Erdoğan siyasi yasaklı olduğu için başbakanlığa kimin getirileceğinin günün konusu olduğu günlerde öyle bir davetteydik. AK Parti kadrosu büyük çapta davette hazırdı. Westmacott yanıma gelip kümeleşenlerden kimin başbakanlığa gelmesini muhtemel gördüğümü sordu. O Vecdi Gönül’ün başbakan olacağını sanıyordu.]
Görevden ayrılması sonrasında da Türkiye ilgisinin sürdüğü 2007 dönemecini sanki Ankara’daymış gibi yazmasından belli oluyor. CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ni de kullanarak akamete uğrattığı 2007 cumhurbaşkanı seçimi, erken seçimde AK Parti’nin yüzde 47.5 oy alması, ardından yenilenen cumhurbaşkanı seçimi ve Abdullah Gül’ün yeniden aday olup seçilmesi…
Şu cümle kitaptan:
“Erdoğan’ın kişisel tercihi Savunma Bakanı Vecdi Gönül’dü. Fakat etkili Meclis başkanı Bülent Arınç Gül’ün adını öne sürdü –bu davranış Erdoğan’ın yanındaki bazı isimlerin sadakatini sorgulamasına yol açtı.”
Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı süresini doldurmasına az bir süre kala Westmacott yine Türkiye’dedir. Gül’ü de ziyaret eder. Sonrasını kitaptan aktarayım:
“Cumhurbaşkanlığından ayrılmasına günler kala kendisini siyasi hayattan kopmamaya ikna etmeye çalışmak üzere Gül’ü görmeye gittim. AKP parti liderliğinde Erdoğan’ın yerine gelecek kişiyi belirleme tarihini öne çekmişti, ama Gül yine de ağırlığını koyup gidişi değiştirebilirdi. / Böyle bir şeyi hiç düşünmüyordu. Cumhurbaşkanlığından sonra başbakanlığa talip olmak ona ters geliyordu ve dahası yeni cumhurbaşkanı ile muhtemel bir çatışma içerisine girmek de istemiyordu.”
Bu konunun ele alındığı sayfada, Westmacott eşiyle birlikte ziyaretlerinde görüştükleri Hayrünnisa Gül’ün İngilizcesi’ni methediyor.
Türkiye’deki görevi sonlanırken o sırada başbakan olan Tayyip Erdoğan’dan nazik bir teklife muhatap olur. Davet ederse Başbakan Erdoğan adeti hilafına bir akşam yemeğinde kendisinin misafiri olabilecektir. “Bu büyük bir incelikti” diyor Westmacott. Başbakan eşi ve kızıyla İstanbul’daki İngiltere’nin Pera Sarayı’na gelir. İngiliz büyükelçi bazı bakanlar ile başbakanlık kadrosundan birkaç kişiyi daha davet eder.
“Gerekli gördüklerimi çağırdım, ancak davetten haberdar olup aynı masada kendileri de olmazsa başbakanın bunu anlamakta zorlanacağını ileri sürüp davet edilmek için bize telefon eden yandaşları değil” cümlesini ilginç buldum.” (s. 87)
İki kitapta iki İngiliz yazar farklı dönemlere ışık tutan iki Türkiye tablosu sergiliyor.
ΩΩΩΩ
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025