Hadi ULUENGİN
İSVİÇRE Abu Dabi’ye sattığı eğitim uçaklarının parça sevkiyatına ambargo koymuş.
Çünkü aktüalite görüntülerinde Suriyeli muhalif güçlerin yine İsviçre’de üretilmiş ve yine aynı Birleşik Arap Emirlikleri ülkesine ihraç edilmiş el bombaları kullandığı saptanmış.
Bern satışı onaylarken bunların bir üçüncü tarafa aktarılmaması şartını getirdiği için de şu an işler vaziyette olan diğer tek sözleşmeyi, yani yedek parça kontratını iptal etmiş.
HER silah ticaretinde varolan bile bile lades oyununa değil şuna değinmek istiyorum:
Abu Dabi envanterli İsviçre bombaları Suriye sathına zahir gökten zembille inmedi.
Bunlar mutlak bir yerden ve mutlaka bir vasıtayla muhalif güçlerin eline ulaştı.
Ve dobra dobra söyleyelim, işte o yer Türkiye’dir ve o vasıta da güney sınırımızdır!
EVET, artık Bursa’daki sağır sultan bile biliyor ki Esad’a muhalif kuvvetler Adana civarındaki bir yerlerde ve Ankara himayesi altında hem eğitiliyor, hem de teçhiz ediliyorlar.
Yabancı medyadan şunları öğreniyoruz: Sözkonusu eğitim Türk “gözlemcilerin” (!) denetiminde ama esas olarak Suriye ordusundan iltica etmiş subaylar tarafından verilmektedir.
Fakat Şam konusunda ihtiyatlı davrandıkları için ne Amerikalı, ne de başka bir Batılı devletin“öğretmeni” (!) faaliyete katılmaktadır. ABD hep geride kalmayı tercih etmektedir.
Donanımın da bir kısmı Türkiye, diğer kısmı Körfez ülkeleri tarafından sağlamaktadır.
Abu Dabi’den gelen İsviçre imalatı bombalar ise gözden kaçmış bir istisnadır.
Çünkü gerek Baas yönetiminin propaganda kozu vermemek, gerekse Suriyelilerin alışık olduğu teçhizatın dışına çıkmamak için Rus ve Çin yapımı malzeme tercih edilmektedir.
Ve her halükârda da aşağıdaki gerçek mutlak kesinlik arzetmektedir:
Kendi topraklarında kamp kurdurtmak ve muhalifleri eğitmek dâhil, Şam despotunun yıkılması için Ankara öncü konumdadır. Bundan böyle de geri dönüş sözkonusu değildir!
HİÇ itirazım yok! “Ulusalcı” âşıklar gibi Beşşar Esad ve avenesine yanıp yakılmadığınız takdirde, bu mikropların defi için silahlı kamp da kurarsınız, paletli tank da hibe edersiniz.
Kimse uluslararası hukukun “iç işlerine karışmama” ilkesinden falan dem vurmasın!
O uluslararası hukuk her zalim devletin öz be öz kendi halkını hunharca ve yığınsal olarak katletmesine cevaz mı veriyor ki her kanlı despot aynı “iç işlerine karışmama” tabusu arkasına saklanarak bildiğini okuyacak? Böylesine edepsizlik kontratları çoktan çöpü boyladı.
Dolayısıyla Türkiye’nin yukarıdaki “faal öncülüğü” hem diplomatik açıdan, hem de bilhassa ahlâki açıdan meşrudur. Eğer endişe sözkonusuysa da tek bir nokta için geçerlidir.
HAYIR, Baas yönetiminin hâlâ iktidarı koruyabileceği varsayımını kastetmiyorum.
Zira tıpkı Miloseviç, tıpkı Saddam yahut tıpkı Kaddafi gibi Esad’ın da günleri sayılıdır.
Despot er veya geç gidicidir! Nesturî sahilde direnişi sürdürse bile Şam’dan gidicidir!
Yani Türkiye bu karta “oynamış” (!) olmakla da orta vadede akılcı davranmıştır.
Dolayısıyla esas kaygı daha sonrasına ilişkindir. Zira geleceğe dair meçhuller çoktur.
Kaos ertesi muhalif bünyede mevcut unsurlardan hangisi ağır basacaktır? Kırk katırlık bir Alevi diktatoryasından kırk satırlık bir Sünni diktatoryasına geçiş mi gündeme gelecektir?
Ankara bugün Adana’yı donatan Riyad’la yarın da ortak dalga tutturabilecek midir?
Yine bugün desteklediği güçleri yine yarın “doğru yola” (!) sevkedebilecek midir?
Başka bir deyişle “yatırımın” (!) meyvelerini toplamak marjına sahip olabilecek midir?
Yukarıdaki sorular cevapsızdır ve yanıtların riziko içerdiği ve içereceği de kesindir.
Ama şu daha kesindir: Esad yandaşlığı her türlü rizikoyu da kat be kat aşan bir kumardır ki, işte buna rest demiş olan “ulusalcılar” yakında masadan tekrar don gömlek kalkacaklardır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015