Hasan Bülent KAHRAMAN
Bizim gazete cezaevinde öldürülen şahıs için 'infaz' sözcüğünü kullanınca, gözünden kıl kaçmayan, sözünü sakınmayan Hıncal Abi (Uluç) yerden göğe kadar haklı olarak hemen eleştirdi, 'infaz ne demek' dedi. Aynı yoldan yürüyerek bu defa ben kendi gazetemi eleştireyim. Bu defa, cezaevinde öldürülen şahıs için mezar bulunamamasını 'toprak bile reddetti' manşet üstü haberiyle verdik. Olacak şey değildi, oldu! Bir hukuk faciasını bu derecede sübjektif bir biçimde meşrulaştırmış olduk.
Bütün bunlardan daha beteri doğrudan doğruya iki olayın kendisi yani, bir tutuklunun cezaevinde öldürülmesi ve cenazesini gömecek mezarı devletin bulamaması.
İlk olayı devlet de izliyor. Soruşturma belli bir noktaya kadar geldi. Ama pek bir şey ifade etmediği gibi fazla inandırıcı bir yanı da yok. Nedenini, bir anekdot anlatarak belirteyim.
Garipoğlu cinayeti işlediğinde emekli polis olan bir dostum, 'o kız öldü, yazık oldu ama o çocuk da artık mahvoldu' dedi. Ne demek istediğini, katil cezaevinde intihar edinceanladım. Aynı şekilde, herkes biliyor ki, 'namus cinayeti' kapsamında sayılacak bir suç işlendiğinde, 'cezası' mahkemede değil cezaevinde verilecektir.
Bu aklın alacağı iş değil. Şu son hadisede o katil çocuk ve babası cezaevine girerken herkes bu sonucun ortaya çıkacağını biliyor, kestiriyor, öngörüyordu. O netice ortaya çıkınca anladık ki, bir tek devlet bu işte 'habersiz' ve öngörüsüzmüş.
İkincisi şu mezarlık hadisesi. Bir cenaze var ortada, katile ait de olur, başka birine de. Habere göre mezarlıkların hiçbiri kabul etmemiş. Bahane tam 'kıptinin merdi' hikâyesitüründen, efendim, halk tepki gösteriyor. Böyle şey olur mu? Halk tepki gösterince bircenaze toprağa verilmeyecek, ortada kalacak, devlet bunu seyredecek, basın haberi böyle verecek.
Düşünün: mantığına, muhakemesine göre bir tür 'terbiye' kurumu olan cezaevinde insan öldürülüyor, devlet engelleyemiyor. Halbuki modern devlet cezaevleriyle kaimdir. Cezaevleri devletin sorumluluğundadır. Devlet cezaevi, cezaevi devlet demektir ve işte orada devlete meydan okunuyor.
İkincisi, 'halk tepki gösterince' cenaze ortada kalıyor. Gene aynı şekilde, devlet demekolan mezarlık işlevini yerine getiremiyor.
Bunlar olmayacak işler. Ama eğer oluyorsa ya akıl almaz bir popülizm var demektir ki, bu düzeyde bir popülizm dejenerasyon anlamına gelir ya da 'ihkak-ı hak' yani isteyenin kendi hakkını kendisinin alması, devleti yok sayması, devleti atlaması söz konusudur ki, o zaman devlet iflas etmiş demektir.
Bütün bunları söyledikten sonra iyimserlik arayışına girelim. Ben, bu sorunun bu şekilde ortaya dökülmesini, şu son zamanlarda birbiri ardınca çocuk istismarı haberlerinin patlamasını gene de olumlu karşılıyorum. Ne yapalım ki, biz, kendi kendisine bir planlama anlayışıyla ve bir öngörü mantığıyla hareket edip sorun çıkmadan bir kurumu, bir sistemi değiştirmiyoruz. Ancak bir bunalım bize değişiklik yolunu açıyor.
Bu defa da besbelli öyle olacak. Baştan beri devam etmiş çocuk istismarı, hapishanelerdedevam eden bu kabul edilemez uygulamalar bu sorunlardan sonra ele alınacak, hale yola konacak.
Yeter ki, biz cehennem ateşine odun taşımayalım.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.08.2025
17.07.2025
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024