İbrahim Karagül
Artık bir Suriye Savaşı yok. Artık Suriyeliler’in taraf olduğu, Suriye halkının ve vatanının geleceğiyle çerçevelenebilecek bir kavga yok. Zaten Türkiye dışında Suriyelileri, Suriye’nin bütünlüğünü, varoluşunu önemseyen de yok. Suriye halkını yardım için, destek için, onların acılarını paylaşmak için, onları normal hayata döndürmek için fedakarlık yapan da, vefa gösteren de yok. Türkiye dışında hiçbir ülkenin “insani” derdi yok, hiç kimsenin mazlum kavramı yok, o kıyımlara ağıt yakan yok.
İran için böyle bir mesele hiç yok. O sadece bir harita çalışması, Akdeniz kıyılarına uzanma çabası, büyük kıyımlara kapı açarak biraz daha etkinlik alanı oluşturma derdinde. Yemen’e uzandığı gibi Akdeniz kıyılarına uzanma, sadece emperyal hırslar derdinde. Halep’te imza attığı kıyımlar, mezhep kimliği üzerinden saldırılar, fırsatçı çıkışlar, bir acımasız tarih kitabı niteliğinde.
Batılı istilanın öncüleri: Selman’ın üstlendiği rol ile DEAŞ’ın üstlendiği rol aynı
S. Arabistan, BAE ve bazı Arap ülkeleri için ise, Suriye’nin tamamı imha olsa umurunda değil. Onlar otuz yıldır Batılı istilanın öncü güçleri olarak hareket ediyor. Bu rolleriyle Irak’ı mahvettiler, Suriye’yi mahvettiler, Libya’yı mahvettiler. Onlar bölgesel istilanın öncüleri, bu topraklara yabancı orduları çağıran güçler, ülkelerdir.
ABD, İngiliz, İsrail istihbaratı adına hareket ederler. İktidarlarını korumak için bölgenin bütün kaynaklarını rüşvet verirler, Batılı istilanın Müslüman topraklarına yerleşmesi için “kişiliksiz” roller üstlenirler. Muhammed Bin Selman’ın son bir ayına bakın; böylesine basiretsizlik, böylesine kişiliksiz misyon bu bölge görmemiştir.
S. Arabistan ve BAE’nin üstlendiği rolle, DEAŞ’ın üstlendiği rol nitelik açısından birbirinin aynısıdır. O ülkeler de DEAŞ da işgalin önünü açmak için kurgulanmıştır.
Şimdi ABD’yi, Avrupa’yı, İsrail’i Suriye topraklarına taşımak, ülkenin tamamını işgal ettirmek için var güçleriyle çalışıyorlar. Bunlar 21. yüzyılın Lawrence’larıdır. Yüz yıl önce İngiliz’i taşıyanlar yüz yıl sonra ABD’yi, bütün Batı’yı bu topraklara taşımaktadırlar.
Herkes Suriye’de birbirini tartıyor
Bundan sonraki her adım, her hareket, her girişim bölgesel niteliklidir, küresel ölçekte bir hesaplaşmanın parçasıdır. Suriye üzerinden dünyalar hesaplaşıyor, boy ölçüşüyor, birbirini tartıyor. Bir büyük savaş için hazırlıklar yapıyor, cepheler kuruyor, mevziler inşa ediyor.
Yeryüzünün bütün hesapları, ülkelerin bütün kavgaları Suriye üzerinden görülüyor. Canları üzerinden büyük paylaşım planları yapılıyor. Kanları üzerinden kaynaklar talan ediliyor. Ülkelerimiz parçalanıyor, şehirlerimiz harabeye çevriliyor, insanlarımız kırıma uğruyor, Müslüman olan ne varsa tarih dışına itilmeye çalışılıyor.
Son bir haftada Suriye üzerinden oluşan yeni cepheye dikkat edin. Aslında küresel ölçekte güç savaşı yapanlar birbirlerini Suriye üzerinde tartıyor, cepheleri ve pozisyonları belirliyor, bir büyük çatışma için hazırlık yapıyor.
Evet, ABD, Fransa, İsrail, BAE ve S. Arabistan Suriye savaşını yeniden başlatabilir. Batı’dan ve Güney’den büyük bir cephe açabilir. Ağır hava bombardımanı ile ülkenin kalan kısmını da haritadan silebilir. Tabii bu arada Türkiye’yi Kuzey’den yeniden sıkıştırabilir.
Bir Kıyamet Savaşı hazırlığı var. Yeni Suriye’ler göreceğiz
Ama bu Suriye savaşı olmayacaktır. Bir nevi kıyamet fırtınası başlatmak olacaktır. Fırtına Doğu Avrupa’yı vuracak, Avrupa içini vuracak, Baltıkları vuracak, Kafkasları vuracak, Güney Asya’ya doğru uzanıp Asya-Pasifik’te ikinci büyük cephe olarak ortaya çıkacaktır.
Vahim tablo budur. Asıl savaş Doğu-Batı arasındaki keskin hesaplaşmadır. Bir nevi dünya savaşıdır. Bundan sonra, bu büyük hesaplaşmanın alt unsurları, cepheleri olarak yeni Suriye’ler göreceğiz. Yeni kurban ülkeler çatışmanın içine çekilecek, ateşlere atılacaktır. Yeryüzünün yeni kurban ülkelerinin kimler olacağını, Doğu-Batı fay hatlarının izini sürerek bulabilirsiniz. Bu fay nerede kırılırsa orası Suriye olacaktır.
İngiliz’in aklı, Trump çılgınlığı, bazı beyinsizler
İngiltere-Rusya kavgası olarak gördüğümüz, casus ve diplomat krizi olarak izlediğimiz şey, “Troll”lük misyonuna soyunan liderlerin twitter’daki savaş naraları aslında adım adım gelen, hiçbir ülkenin veya hiçbir uluslararası kurumun engelleyemeyeceği büyük fırtınanın habercisidir.
İngiltere ile Rusya, Avrupa ile Rusya, ABD ile Rusya Baltıklar’da kavgaya tutuşacak ama birbirlerini “Suriye cephesi”nde tartıyor. Devamında Rusya’nın sadece Rusya olmayacağına, hemen bütün Asyalı güçlerin Batı karşısında harekete geçeceğine, en arkada Çin’in yer alacağına, Asya’dan Avrupa’ya uzanan kıyamet cephesi şekilleneceğine inanabilirsiniz.
Yeryüzü hiçbir zaman bu kadar büyük bir tehlike görmedi. Son otuz yıldır biriken stres bir sabah uyandığımızda onlarca ülkeyi cepheye sürecek ölçekte tehlikeli hale geldi. Sağduyu çağrısı yapacak güç, bu gidişi tersine çevirecek irade kalmadı. Trump gibi çılgınların elinde oyuncağa dönen yeryüzü, İngiltere’nin yeni dünya savaşı aklına göre biçimlenen, bizim bölgemizde bazı beyinsizlerle provoke edilen, dünyanın kaynakları üzerinden ganimet hesabıyla coşturulan kıyamet savaşına doğru sürükleniyor.
Dünyanın dengesi, tarihin seyri değişir. İki dünya savaşına benzemiyor bu..
Suriye’de dünyalar savaşının ilk adımı atılıyor. Devamı nerede, nasıl olacak göreceğiz. Ama asla Suriye ile, Ortadoğu ile sınırlı kalmayacağını pekala biliyoruz. Böyle bir fırtına, dünyanın dengesini tamamen değiştirecek. Tarihin seyrini, güç haritasını toptan değiştirecek.
Öyle bir fırtına sonrası bugün dünyaya yön veren ülkelerin bir kısmı tarih dışına itilebilir, Batı’nın yüzlerce yıldır devam ettirdiği küresel hakimiyetine son nokta koyulabilir. Bu fırtınanın Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’na hiç benzemeyeceğini, Batı için çatışma kadar Batı için tarihin sonu anlamına gelebileceğini de söyleyelim.
Türkiye ne yapmalı?
Türkiye, işte böyle bir felakete hazırlanmak zorundadır. Olağanüstü bir savunma hazırlığı, güç yatırımı, toplumsal teyakkuz hali, devletin merkez iktidar alanının güçlendirilmesi, “içeriden operasyoncu”lara göz açtırılmaması, dışarıdan müdahale boşluklarının hızla kapatılması gerekiyor.
Kişisel olarak, bu felaketin ülkemize de ağır bedeller ödeteceğine, ama Türkiye için tarih sıçramasına imkan vereceğine inanıyorum. Yeter ki, bu hazırlık yapılsın, yeter ki bölgede kıyametler kopunca atılacak adımlar şimdiden belirlensin.
Afrin’le başladık, durmayalım, elimizi çabuk tutmamız şart
Bu yüzden Afrin’de başladığımız işte elimizi çabuk tutmamız, ”zor oyunu bozar” mantığı ile hareket etmemiz, Akdeniz-İran sınırına kadar bir ”Türkiye Kalkanı” oluşturmamız şarttır. Aksi takdirde Suriye Savaşı Anadolu savaşına dönecektir ki, zaten istedikleri ve planladıkları da budur.
Biz, bu dönemde yapmamız gereken şeylere, duruşumuza ve söylemimize “Acımasız Direniş” diyoruz. Selçuklu’dan bugüne uzanan siyasi genetiğimizle hareket edeceğiz, taarruzla savunma yapacağız. Beş yıldır ardı ardına gelen çokuluslu müdahaleleri nasıl boşa çıkardıysak, bunun da üstesinden geleceğiz.
Hem de güçlenerek çıkacağız. Yeter ki, yaklaşan fırtınayı iyi okuyalım..
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021