İlhami IŞIK
İnsanlık tarihi hiçbir meselesini sadece kendi dinamikleri üstünde gelişen bir ‘’iç mesele’’ olarak yaşamamıştır. Özellikle siyaseti şiddet araçları ile icra eden ve iktidarını şiddetin imkanları üstüne inşa etmeye çalışan terör örgütleri, kendilerini destekçileri olan devletlerden ödünç alırlar. Bir tür ipotek altında faaliyet gösterirler ve söylemlerinin dayanakları, temelleri ne olursa olsun aslında destekçi devletlerin siyasi amaçlarının gereklerini yerine getirirler.
Deklere ettikleri siyasi programlarının aksine, bütün cavcavlı retoriklerine rağmen, yürüttükleri silahlı şiddet faaliyeti, başkalarının projelendirdikleri ve başkalarının hizmetinde olan bir faaliyettir. Kaldı ki eğer öyle değilse, dış devletler neden bu tehlikeli faaliyetleri finanse edip bir tür sponsorluk görevi üstlensinler ki? İnsanlık tarihi bu tür örneklerden oluşmuştur demek hiç de abartı sayılmaz. Karşılıklı menfaatler, siyasi ittifaklar ve stratejik işbirlikleri adı altında meşrulaştırılan bu ilişkiler yumağı, nasıl ifade edilirse edilsin son tahlilde güçlülerin, görece daha güçsüzlere yardım adı altında kendi siyasi çıkarlarını dayatmaktan başka da bir anlama gelmez.
Karşılıklı bağımlılık ilişkilerinin egemen olduğu günümüz dünyasında, bizzatihi insanın kendisi doğası gereği bir iç mesele olarak durmuyor. Küreselleşen dünyanın maddi hayatında yemek ve içmek için dahi, insan kendi dışında bir arayış ve etkileşime mecbur bırakılan bir varlık haline gelmiştir.
Öte taraftan inançlar, kimlikler, mezhepler doğası gereği sadece içeriden beslenmezler. Bundan ötürü de dışarıdan etkileşime her zaman açıktırlar. ‘Kendi görüşlerim hakkında sadece bir öz-bilince sahibim’ demek söylem düzeyinde bile artık inandırıcı değil. Deyim uygunsa kimin kimi etkilediği, kimin kimi kendi çıkarları için ötekini koşulladığını ayırt etmek aslında pek kolay değil. Çünkü at izi it izine karışmış ve köyün ortası manipülasyonlar tarafından delik deşik edilmiştir.
Sömürgecilik, emperyalizm, soğuk savaş derken en son olarak şimdilerde Radikal İslam tehlikesi tüm sorunların, hatta bir adım daha ileri götürülerek tüm dış meselelerin ana odak noktası haline getirilmiştir.
Dikkat ederseniz Kürt meselesi gibi can yakıcı meseleye sahip tüm ülkelerde çözüme kavuşma iradesi ancak soğuk savaşın bitmesiyle başlayabilmiştir. İrlanda, İspanya ve Güney Afrika meselesi, ancak uluslararası güçler bu meselelerinin devamında kendileri için bir fayda kalmadığını görünce çözülebilmiştir. Başka bir ifade ile ismini andığım bu ülkelerde taraflar çıkarlarını başka bir seviyede sürdürme imkanına kavuşunca, eski durumun sürdürülemez olmasına karar vermişlerdir.
IRA meselesinde Batının Katolik Kiliseleri ve ABD ‘’desteğini ‘’ çekerek barışın olmasını sağlamışlardır.
Aynı şekilde Fransa ETA’ya Fransa’da yaşama hakkı tanımayarak ETA’yı etkisizleştirebilmiştir.
Güney Afrika’da soğuk savaşın bitmesiyle ırkçı rejim, artık taşınamaz bir yük olmuş ve sorunun iç savaşsız çözümü konusunda ırkçı rejime destek veren tüm uluslararası güçler çözümün zorlayıcısı olmuşlardır. Bu durum Güney Afrika’ya barış getirmiştir.
Kolombiya’daki iç savaş Venezuela ile Küba’nın açık desteği olmaksızın yürütülemezdi. Nitekim FARC, Bolivarizmden esinlenmiş bir hareketti ve bu nedenle Hugo Chavez tarafından açık olarak destekleniyordu. Chavez sonrası bu durum büyük yük olmaya başladı ve Venezuela desteğini çekti.
Küba’nın isteksizliği ve ABD’nin artık bölgede denetleyemediği silahlı güç istemiyor olması, tarafları barış masasında çözüme zorladı.
Uruguay’da Tupamaro hareketi legal partiye dönüştü.
Peru’da “Aydınlık Yol” gerillaları durdu, faaliyette değiller.
FARC ise hâlâ dünyanın en büyük silahlı gerilla örgütlerinden birisi. İşte bu yüzden ABD bu görüşmelere onay veriyor.
Bütün bunlara rağmen, bu kez görüşmelerin barışla son bulması, öncekilere göre daha yüksek bir ihtimal olarak görülüyor. Çünkü ne Kolombiya hükümeti, ne de FARC bu savaşı artık sürdüremiyorlar.
Bizde de 1993’lerde barış ve çözüm görüşmeleri özel olarak Turgut Özal tarafından denendi ama soğuk savaşın Ortadoğu’da bitmediği ortaya çıkınca sorun çözüm noktasına gelemedi..
Pazartesi günü konuya devam edeceğim.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025