İlhami IŞIK
Sizi bilmem ama ben yeni duydum, Karadeniz’de anlatılan çok hoş, çok keyif verici bir fıkra var. Şehrin adını siz koyun, fark etmez. Adı herkesçe değişen bu şehirde, caddenin birinde büyük bir çukur açılmış. Gelip geçen arabaların hepsi bu çukura düşerek, ciddi kazalara, ölümlere ve maddi hasara neden oluyorlarmış. Gel zaman git zaman, şehrin ileri gelenleri toplanıp bu duruma bir çözüm aramaya koyulmuşlar. İşin içinden çıkamayınca da şehrin en akıllı üç akil adamına danışmaya karar vermişler. “Yahu” demişler, “Bu şehrin en akıllı insanları sizlersiniz, şu çukur belası için acil bir çözüm bulun yoksa hepimiz telef olmaya devam edeceğiz. Gelen geçen araçlar çukura çarpıyor ve meydana gelen kazalar hepimizin için acıtıyor. Ne yapalım, nasıl yapalım da bu "çukurlu" yolda kazaların önüne geçelim? Bu işe bir el atın, fikrinize zikrinize ihtiyacımız var” demişler. Bir kaç dakikalık sessizlikten sonra birinci akil adam şöyle bir öneride bulunmuş. "Bir ambulans ile işi çözebiliriz. Bir ambulans tutalım, sürekli çukurun yanında dursun, kaza anında hemen yaralıları alıp hastane taşısın, böylelikle yaralılar için ambulans beklemeye gerek kalmaz." İkinci akil adam da şöyle bir teklifte bulunmuş: "Ne münasebet, meseleyi kökten çözecek bir fikrim var. Çukurun yanına bir hastane yapalım, kaza gerçekleştiği gibi sedye ile hemencecik hastaneye taşıyalım yaralıları." Üçüncü akil adam bu iki teklife de isyan etmiş: "Uyyyy!" diye söze başlamış, "Ben de sizi akıllı sanıyordum, bu kadar masrafa ne gerek var? Şu bahsi geçen çukuru kapatalım, gidip hastanenin dibinde yeni bir tane açalım, hazır hastane de var! Daha ne istiyorsunuz? Deli misiniz, nesiniz, aklınızla zorunuz mu var? Yok, yeni bir hastane yap, yok, ambulans koy önüne.. Bunların hepsi masraf yahu masraf" demiş.
Şimdi soru şudur; çukuru başka yere mi taşıyacağız, yoksa çukurun üstünü sıcacık bir asfaltla mı kapatacağız? Çukuru başka yere taşımanın bize bir faydası yok, bilakis zararı var. Çünkü bugüne kadar siyasetimizin yegane aktörü bizzat Barzani’ydi. Irak’ın iç siyaseti için yatırım yaptığımız, başta ekonomi olmak üzere kültürel ve diplomatik ilişkiler kurduğumuz partnerimiz yine Barzani ve onun etki alanı oldu. Yani Barzani dışında bir B Planımız yok. Eğer siyasetimizi değiştirirsek oyun kurucu biz olmadığımız için hem bundan yararlanamayız, hem de oluşacak yeni sorundan en çok biz zarar görürüz.
Açıkça konuşmak lazım, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yapılacak herhangi bir askeri müdahale, referandumla sağlanan bağımsızlık kartının masaya çabuk sürülmesini sağlayacak. Bir askeri müdahale durumunda, Barzani bağımsızlık ilan eder.
Girsek bile gerekçelerimiz ne olacak? Bütün dünyaya “bu durumdan Kürt vatandaşlarımız etkilenecek” mi diyeceğiz? Ama bütün dünya biliyor ki, Kürt vatandaşlarımız bu durumdan hiçbir zaman etkilenmediler. Geçen yazıda özce Kürt vatandaşlarımızın neden bağımsız bir Kürdistan’dan etkilenmeyeceklerini yazdım. Tekrara düşmek istemiyorum. Ancak şu kadarını söyleyeyim; ne Barzani ne de bağımsız Kürdistan kavramları Kürt vatandaşlarımız için yeni ve bilinmedik hadise değil. Dün de vardılar, bugün de.
Ama hiçbir Kürt vatandaşımız, bunlar var diye Türkiye’de sürdürdüğü hayatından vazgeçmedi. Üstelik bunun en büyük kanıtı PKK’nin hendek çukur siyasetinde de görüldü. Bugün PKK’yi güçsüzleştiren itibarsızlaştıran en etkin aktör bizzat Kürt vatandaşlarımızdır.
Demek ki bu gerekçe pek doğru ve tutarlı bir gerekçe değil. Diğer gerekçemiz Türkmenlerin durumudur. Öncelikle şu kadarını söyleyeyim. Kerkük’te homojen bir Türkmen kitlesi yok. Kerkük’te yaşayan Türkmenler yekpare değil. Size 1991'den sonra Kurulan Türkmen partilerinin isimlerini sayayım, siz de karar verin. Türkmeneli Partisi, Türkmen Birlik Partisi, Kürdistan Demokrat Türkmen Hareketi, Bağımsız Türkmen Hareketi, Türkmen Reform Hareketi, Hizmet ve Reform Partisi, Irak Türkmen Cephesi. Zaten bu parçalanmışlık hali olmasaydı, Türkiye’nin de yardımlarıyla Türkmenler çoktan çok ciddi bir siyasi güç haline gelmiş olurlardı. Fazla uzağa gitmeye gerek yok; 1990’lı yılların başında PKK ile mücadelede Türkiye kimin kapısını çalıyordu? KDP ve YNK’nin. Neden? Çünkü o zamanlarda bile Türkmenler ciddi bir birlik ve toplumsal güç olmayı başaramamışlardı. Yanlış anlaşılmasın. Ben Türkmenler korunmasın, hakları güvence altına alınmasın demiyorum. Benim karşı çıktığım ve hiç doğru bulmadığım, Sayın Bahçeli’nin "5000 (beş bin) ülkücü Kerkük’e gitmeye hazır” türündeki talihsiz açıklamalarıdır.
Bir sonraki yazıda Kerkük özelinde ve Irak genelinde Türkmenlerin durumunu ayrıntılarıyla yazacağım. (Devam edeceğim)
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025