İlhami IŞIK
1984.? George Orwell ve aşırı yoğunlaştırılmış güç.
‘’Partiden başka hiçbir şeye bağlılık duymayacak insanlar. Yalnız Büyük Birader’e duyulan sevgi kalacak. Yenilmiş bir düşmana karşı bir zafer gülüşünden başka gülüş olmayacak. Sanat, edebiyat bilim diye bir şey kalmayacak. Güzellikle çirkinlik arasında bir ayırım olmayacak. Merak olmayacak, yaşam sürecinden yararlanılmayacak. İnsanı çekmek için birbiriyle yarışan bütün zevkler yok edilecek. Fakat Winston şunu unutma, iktidar sarhoşluğu hep ama hep
1984.? George Orwell ve aşırı yoğunlaştırılmış güç.
‘’Partiden başka hiçbir şeye bağlılık duymayacak insanlar. Yalnız Büyük Birader’e duyulan sevgi kalacak. Yenilmiş bir düşmana karşı bir zafer gülüşünden başka gülüş olmayacak. Sanat, edebiyat bilim diye bir şey kalmayacak. Güzellikle çirkinlik arasında bir ayırım olmayacak. Merak olmayacak, yaşam sürecinden yararlanılmayacak. İnsanı çekmek için birbiriyle yarışan bütün zevkler yok edilecek. Fakat Winston şunu unutma, iktidar sarhoşluğu hep ama hep sürecek, giderek artacak ve daha ustalıkla yürüyecek… Gerçek iktidar ve güç, uğrunda gece gündüz savaşmak zorunda olduğumuz iktidar ve güç, nesnelere egemen olmak için değil, insana egemen olmak içindir.’’?
O’Brien bir an durdu, sonra başarılı bir öğrenciyi sorguya çeken bir öğretmen edasıyla şöyle dedi’’ insan başka biri üzerindeki gücünü nasıl ortaya koyar Winston??
Winston düşündü; ona acı çektirerek’’ dedi.’’ Kesinlikle ona acı çektirerek. İtaat yeterli değil. Bir insan acı çekiyorsa, onun kendi istemine değil, senin istemine uyduğundan nasıl emin olabilirsin? Güç acı çektirmek, küçük düşürmekle belli olur. Güç, insan beyinlerini parça parça etmek, sonra onları istediğin yeni biçimde bir araya getirmektir. Bizim dünyamızda korku, öfke, utku ve kendini küçük düşürme dışında bir duygu ve tutku olmayacaktır. Her zaman, her an çaresiz bir düşmanı ezmenin duygusu yaşanacak. Eğer geleceğin resmini canlandırmak istiyorsan gözünde, bir insan yüzünü ezen, sonsuza kadar ezen bir çizme düşün’’?
Aldous Huxley ‘’yeni dünya’’yı 1946 da yazdığında, bir baskı düzeninin etkin biçimde yürütülebilmesi için zora gerek kalmayacağını düşünüyordu; ona göre teknoloji, zora ihtiyaç duyulmadan da bu baskı rejimini inşa etmeye yeterliydi. Bu ironik ve eleştirel düşünceyi anlaşılan George Orwell yeterli görmüyordu. 1949 yılında 1984 adlı romanıyla baskı rejimlerinin yoğun bir karamsarlık ortamında kaba güç ve zora başvurmadan ayakta kalamayacağını, adeta belgeleriyle anlatıyordu.?
Yukarıda okuduğunuz kolaj,1984 romanın iki ana karakteri arasında geçen diyaloglardan ibarettir ve o muhteşem diyaloglar, yıl 2021’e ulaşmış olmamsına rağmen, hala bütün ihtişamıyla hayatlarımızı etkilemeye devam ediyor.?
Aşırı yoğunlaştırılmış güç manasında iktidar, kesinlikle totaliter bir baskı rejiminin temsilcisi olur. Daha açık bir ifadeyle, aşırı güç talebi ve iradesi, totaliterizmden başka bir şey değildir ve olamaz da. İktidarın aşırı yoğunlaştırılmış güç talebi, diğer insanların hak ve özgürlüklerini sınırlamadan, mümkün olabilecek bir şey değildir. Bir yerde aşırı yoğunlaşma varsa, öteki yerde özgürlük yok olur buharlaşır. Bir terazinin iki kefesini düşünün, kefenin birinde aşırı yoğunluk ve ağırlık, diğerinde kısıtlama, sınırlama ve yoklukla malul bir hafiflik oluşur.?
Aşırı yoğunlaştırılmış güç talebi, her şeyden önce yasaları rafa kaldırır; yasaların yerine buyruk ve talimatları ikame eder. Yasaları rafa kaldırmak, sadece hukuki bakımdan sorun ve arızalara yol açmaz. Uyulmayan ya da uygulanmayan, ya da itibar edilmeyen her yasa, gayri ahlaki bir vaziyet üretir. Gayri ahlaki vaziyet, bir elma kurdu gibi hukuk düzenini içten içe kemirmeye başlar. Bu yanıyla eğer hukuk, insanların hak ve özgürlüklerini koruyan meşru bir şemsiye ise, kemirilen şey, doğal olarak insanların hakları ve özgürlükleri olur. İnsan haklarıyla insandır, insanı haklarından yoksun bırakmak, onu bir çarmığa gerip elleri ve ayaklarını çivileyerek, ölüme terk etmek anlamına gelir.?
Yoğunlaştırılmış aşırı güç talebi, öteki insanı ölüme terk etmek demektir. Öteki insanları değersizleştirerek, bir çölde kafasına kadar kuma gömerek, karıncaların ve akreplerin insafına terk etmektir.?
Bir iktidar neden yoğunlaştırılmış aşırı güç talebinde bulunur? Daha doğrusu, demokratik olduğunu söyleyen, demokrasiye inan bir iktidar neden bu talepte bulunur? Demokrat olmak ve demokrasiye inanmak, diğer inşaları da kapsadığı için, ve diğer insanların rızasını alıp, sürece kattığı için, yeterli bir güç değil mi? Galiba mevcut iktidar böyle düşünmüyor? Galiba mevcut iktidar, hep birlikte hareket etmeyi, daha doğrusu hepimizin rızasını alarak hep birlikte hareket etmeyi güçten saymıyor. O sadece kendi yaptıklarını önemsiyor ve kendi yaptıklarını, hukuka dayanmadan da yapmaya devam ediyor.?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025