İlker DEMİR
Göçmenlik, mültecilik gezegende yaşanan bir sorun ve kaynağı gezegenin yaşamını organize eden sistem.
Ama yine sistem soruna ilişkin insanlığın çözüm prensiplerini anlatmaktan ve uygulamaktan ziyade konuyu ortaya çıkan çelişkilerde tutuyor, sorundan çıkar elde edebilmek için çabalıyor ve gerçek nedenlerin bilinmesini istemiyor.
"Bak bak mülteciye bak, nargile tüttürüyor, göbeğini kaşıyarak yan gelip yatıyor" vb eften püften insani tepkilerde oyalıyor, sırayı sisteme getirmiyor.
Görevi o, çarkını döndürüyor.
Ama halklar da bu zokayı her seferinde iştahla yiyor.
Örnek mi, hele gir halkın arasına herkes incir çekirdeğini doldurmaz envai çeşit sorun anlatıyor.
Bunlardan başlıcası bir nevi iç içe, alt üst olmaktan ötürü komşulukta yaşanıyor.
Mesela diyelim ki yerli halkın yaşadığı bir apartman katının üstünde bir göçmen aile yaşıyor.
Aile de Libyalı.
Yerli aile ile kültürel ayrılıklar var, ayrılıklar çelişki yaratabiliyor, çelişkilere hapis yürek ve bilinçte ise komşular sorun oluyor.
Libyalı aileler kalabalık, bu, en büyüğü 8 yaşında 4 çocuklu bir aile ve çocuklar alışık olmadıkları koşullarda yaşıyor.
Çocuklar neden orada olduklarını da bilemeyecek kadar küçük.
Ortak dil yok.
Anne gözleri bile görünmeyen yüzü peçeli çarşaflı bir kadın.
Baba ne iş yapıyor bilinmiyor.
İnsanlar ve çocukları, çok güzeller, çocuklar cıvıl cıvıl.
Hele o çocuklar, yolda rastladığında etrafa etrafı sürmeli kocaman gözleri ışıl ışıl sevgi ve tedirginlikle bakıyor, o tedirginlik insanın yüreğini yakıyor.
Kim bu çocukları burada tedirgin yaşamak zorunda bırakıyor, neden?
Çocuklar, çocuk, sokak tedirgin, evde oynuyor, gece gündüz takır takır, patır patır ayak sesleri hiç sessiz duramıyor.
Komşular, özellikle alt komşu, herkes gürültüden rahatsız oluyor.
Bu çocuklar belki müstakil evde ya da bir çadırda yaşıyorlardı, yeni yaşam alanları onlara uymuyor.
Anne bebeğini uyutmak/susturmak için 24 saatte toplam 3 saat civarında tahta beşik sallıyor, gürültü, komşularına uyku ne kelime tek sayfa kitap okutturmuyor.
Bu durum uyuma saatinde hele hiç çekilmiyor.
Sabır çatladığında paspas sapı tavanda, "halas, tamam ya habibi!" diye bağırılıyor, ama çare olmuyor.
Çünkü mini bir sessizlikten sonra küçükler koşmaya başlıyor.
Her ailede olur, ama bunlar göçmen, arada olan karı koca kavgası bunlara çok görülüyor.
Çünkü acaba ne tartışıyorlar, bilinmiyor, ya cinayet çıkarsa, bilinmeze kürek çekmek istenmiyor, ama esas "emanet"ten ekstra sorun istenmiyor.
O ve kendine güvensizlik yüzünden karı koca kavgaları genellikle karakolluk oluyor.
Göçmen olan apartmanlarda sanki 1960 öncesi bir gecekondu mahallesi problemi yaşanıyor.
60 haneli apartman köyler problemi.
Komşular göçmene çözüm üretmek yerine, alt katta oturana üzülüyor.
Komşular bir üzülüyor bir üzülüyor, alt kattaki komşu için göçmenleri azarlamak istiyor, alt kattaki komşu izin vermiyor.
Çözümsüzlüğü üreten devletlere gösterilen yüreksiz sabrın zerresi komşuya gösterilmiyor ama halk ilacı birbirine sabır.
Alt kat, "Sabırla koruk helva, dut yaprağı atlas olur" diye çözüm anı bekliyor.
Alt kattakiler bir gün, dileklerini telefona İngilizce yazıyor ve Arapça çevirisini Libyalı aileye okutuyor.
Nafile.
Birkaç saat sessizlikten sonra hurra, teneffüse çıkan öğrenciler gibi tak tuk sesleri hizla başlıyor.
Başka bir yol aranıyor.
Ortak dil yok ama ortak insanlık var, Tarzanca ve insanca konuşmak.
Alt kattaki aile çocuklara oyuncaklar alıyor, bahçede oturmakta olan ailenin yanına gidiyor.
Libyalı aile onları musmutlu karşılıyor.
Yüzler, gözler, yürekler sımsıcak gülücüklerle doluyor, Tarzanca her sorun tek tek ortaya konuyor.
Anlamaya hazır duruyorlar..
İletişim gibi var mı, Kaddafi'den Serrac'a, Hafter'den Trablus'a Libya'da politik mekik dokunuyor, evde mutlak sessizlik saatlerine mutabakat sağlanıyor, özürler dileniyor, "mesele" hallediliyor.
O görüşmeden sonra apartman sakinleri Libyalı aile taşındı sanıyor, yani o denli bir sessizlik yaşanıyor.
Aile ile apartman girişlerinde karşılaştığında peçeden gözleri görünmeyen çarşaflı genç annenin peçeye rağmen ışıltıyla baktığı zarif reveransla geçişindeki özgüvende hissediliyor.
İyiliği açığa çıkarmak ne iyi, doğru tutum güzellik üretiyor.
Devletlerin mülkiyetçi çıkarcı gezegen politikasını halklar dayanışarak böyle fiilen ortadan kaldırması gerekiyor.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.11.2025
31.10.2025
4.10.2025
17.09.2025
28.08.2025
10.08.2025
28.07.2025
17.07.2025
6.07.2025
23.06.2025