Kurtuluş TAYİZ
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın seçimlerin ardından yapacağı ilk açıklama merakla bekleniyordu. Kürt hareketi için Öcalan’ın yapacağı açıklama Erdoğan’ın geleneksel hale gelen balkon konuşmaları kadar önemli.
İmralı’yı önceki gün ziyaret eden HDP’li heyet beklenenin de ötesinde önemli mesajlarla döndü. Öcalan, “30 yıllık savaşın demokratik müzakereyle sonuçlanma aşamasına geldiğini” duyurdu. Abdullah Öcalan’ın mesajının, PKK’nın 15 Ağustos 1984′te başlattığı silahlı mücadelenin yıldönümüne denk gelmesi de çok önemli. Öcalan’ın silahları devreden çıkarma kararlılığını gösteriyor.
Abdullah Öcalan’ın şu sözlerinin altı özellikle çizilmeli: “Öncelikle mücadelemizin 30. yıldönümü olan 15 Ağustos vesilesiyle tarihi gelişmelerin eşiğinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bu 30 yıllık savaş büyük bir demokratik müzakereyle sonuçlanma aşamasındadır. Demokratik müzakere süreci tarihi ve toplumsal olarak derin bir anlama sahiptir. Etkileri ve sonuçları çok büyük olan bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç sadece Türkiye’de değil tüm bölgede ağır sorunların çözümüne dönük barış ve özgürlükler temelinde model olacak tarihi imkânlar barındırmaktadır.”
Öcalan, neredeyse her sözcükte çözüm sürecinin anlamını ve tarihi değerini vurgulamaya özen gösteriyor. Sürecin, büyük bir savaş cehennemine dönüşen Ortadoğu’ya model olma özelliği taşıdığını belirtiyor. Öcalan’ın çözüm sürecinin anlamını bu kadar çok vurgulama ihtiyacı duyması, bazı Kürt siyasetçilerin bu sürecin değerini yeterince kavrayamamasından kaynaklanıyor. Çoğu Kürt siyasetçi dar görüşlülüğü sebebiyle süreci Erdoğan’ın basit siyasi hesap ve çıkarlarıyla ilişkilendirme hatasına düşüyorlar. Bu nedenle en küçük bir sorunda çözüm sürecini ateşe atabilecek kadar hovarda olabiliyorlar. Bazıları da ağaca bakarken, ormanı göremiyor. Öcalan, bu yüzden sürecin kaderini tek başına elinde tutuyor; süreci sorumluluktan uzak, bu tarihi gerçeklerin bilincinde olmayan kişi ve kurumların insafına bırakmıyor.
Abdullah Öcalan’ın seçim sonuçlarına ilişkin analizi de son derece önemli. Öcalan seçim sonuçlarını iki açıdan değerlendiriyor. “Yeni Türkiye” iddiasının altını çizen Öcalan şu önemli değerlendirmeyi yapıyor: “Seçimin en tarihi sonucu 90 yıllık içe kapanmış aşırı milliyetçi ve faşizan politikaların aşılmasına dönük bir zemin yaratmış olmasıdır. Açılan yeni dönemin anlamı gerçekten demokratik Türkiye, demokratik cumhuriyet olgusunu bir ütopya olmaktan çıkarıp gerçeğe dönüştürecek olmasıdır.”
Kürt cephesi için ise seçimlerin önemini şöyle analiz ediyor: “Kürtler açısından da oluşmuş olan bu kadar geniş ve sağlam irade özgür ve demokratik bir toplumu inşa etme sürecinde devrimsel bir anlama tekabül etmektedir. Bu sonuçlarla HDP günümüzün demokratik ve etkin muhalefeti, yarınların da en geniş tabanlı demokratik iktidarı olacaktır.”
HDP’nin seçim başarısını Demirtaş’ın sempatikliğiyle açıklamaya çalışanlara Öcalan, tarih ve politika dersi verir nitelikte çözümlemeler yapıyor. “Seçim başarısının arkasında 30 yıllık mücadele ve bu mücadelenin demokratik müzakere sürecine evrilmesi”, yani Çözüm Süreci bulunuyor.
Abdullah Öcalan’ın mesajının çözüm sürecine açık-gizli muhalefet eden medya ve kişiler üzerinde büyük şok etkisi yarattığı görülüyor. Süreçle ilgili kötümser haberleri devasa manşetlere çeviren malum medya, Öcalan’ın “30 yıllık savaş bitiyor” mesajıyla adeta sarsıldı. Merkez medya savaşın bittiğini hâlâ algılayabilmiş değil. Siperleri terk etmeye yanaşmıyor ve mevzileri bırakmıyorlar. Bu şaşkınlık sanırım “kaybetme” veya “yenilme” duygusundan ileri geliyor. Onlar, çözüm sürecinin daha çok su kaldıracağını, tarafların bir noktadan sonra çuvallayarak yeniden silaha sarılacaklarını ve işlerin yine eski Türkiye’de olduğu gibi yürüyeceğini sanıyorlardı. Abdullah Öcalan’ın beklemedikleri bir anda “30 yıllık savaş bitiyor” mesajı vermesi hesaplarını bozdu. Bu cephenin seçimlerin başından beri beklentisi HDP’nin seçimlerden başarılı sonuçla çıktıktan sonra taraf değiştirerek hükümete baş kaldırması ve ilk fırsatta Çözüm Süreci’ni bozmasıydı. Yoksa bu çevreler Demirtaş’ın kaşına gözüne hayran değil; televizyon kanallarını, gazetelerini sempati duydukları için Demirtaş’a tahsis etmediler. Doğan Grubu, Cemaat medyası ve derin devletin ideologları neredeyse aylardır kesintisiz “Demirtaş mesaisi” yapıyordu. Bu kadar çok Demirtaş güzellemesi yapmalarının sebebi, Kürt hareketinin seçimlerden biraz güven kazanarak çıkması ve Erdoğan karşıtı koalisyona katılmasıydı.
Son iki yıldır olduğu gibi yine hesaplarını Öcalan bozdu; onlar “bugün yarın Öcalan da süreçten vazgeçer, Erdoğan karşıtı cepheye geçer” diye umutlanırken, fark etmedikleri umutlarını Öcalan’ın bilerek canlı tuttuğuydu. Öcalan, sürecin başından beri sürece karşı muhalefet eden yazarları ve onların bağlı olduğu güç çevrelerini idare etmeyi bildi. Bu kesimler “Ha bugün, ha yarın süreç bozulur” diye umutlanırken iki yıl su gibi akıp geçti. Ne batıya, ne doğuya cenaze gitti. Silah faktörü devreden çıktı, sivil siyaset güçlendi. Barış ve kardeşlik ruhu pekişti. 30 yıllık savaş son bulmak üzere. Ama bunun algılanması için bazı yazarların biraz daha zamana ihtiyacı var.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019