Kurtuluş TAYİZ
“Terörist başı mister olur mu?” Başbakan Binali Yıldırım, kapalı bir toplantıda Hintli bir gazetecinin,“Mister Gülen”li sorusunu böyle yanıtladı ve şöyle devam etti: “Mister falan değil; terörist başı “Mister” olur mu? Milletin canına okudu, bu kadar şehitlerin kemikleri sızlıyor, bu kadar gazimiz var. Alçak!”
Başbakan’ın tepkisi yerinde, üstelik “terörist başı mister olur mu” yönündeki sorusu da çok önemli; çünkü FETÖ ve PKK’nın terörist başları neredeyse Türkiye’de “Sayın” mertebesine yükseliyordu. Uçurumdan döndük. Peki nasıl oldu da göz göre göre bu terörist örgütlerin başı “Mister” veya “Sayın” mertebesine yükselecek kadar siyasette ve devlet hayatında önemli bir yere doğru tırmanabildi? Bu siyasi mühendisliğin gelişimini çözmeden, Türkiye’nin nasıl etki altına alındığı ve yönlendirildiği de anlaşılamaz.
“Mister Gülen” ve “Sayın Öcalan” ifadeleri, Türk siyasetinin ve toplumunun bilincinin dumura uğratılmaya çalışıldığının en bariz göstergesidir. “Terörist başı”nın “Sayın”a dönüşmesi, bilinçlerin nasıl körleştirilmeye çalışıldığını da gösteriyor.
Devlete paralel bir devlet kurmaya çalışan örgütü, cazibe merkezi haline getirmek hiç kolay değildir. Yakın zaman öncesine kadar Türkiye'de de büyük bir cazibe merkezi haline getirilen Gülen, asıl popülerliğini Pensilvanya’ya taşındığında yakaladı. Bu da gösteriyor ki cazibeyi yaratan Gülen değil, onu Amerika’da ağırlayan güçtür. Amerika’da finans kapitalin kanatları altında olmasaydı Gülen’in devlet içindeki ağırlığı ne darbe yapacak boyutlara ulaşabilir, ne de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, ailesine ve Başbakan Binali Yıldırım’a suikast düzenleyecek kadar gözünü karartabilirdi.
Burada Gülen’i özellikle seçen, ona örgüt kurdurtan, onu destekleyerek palazlandıran ve sonunda onu Türkiye’nin saygın bir gerçeği haline getirmeye çalışan uluslararası bir güç söz konusu. Gülen’in “mister” haline gelmesi Türkiye’nin de içeriden fethinin tamamlanması anlamına gelirdi. Zaten Gülen ya “mister” olacaktı ya da “terörist başı”; ABD kazansa Gülen “mister” olacaktı, başarılı olamadığı için Gülen “terörist başı” oldu.
Kuşkusuz bu büyük projeyi ya da oyunu bozan “devlet aklı” değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan'da temsilini bulan "milli irade”dir. Türkiye’de sanıldığı gibi bir “devlet aklı” söz konusu olsaydı; ihtiyaç duyulduğunda yahut her daim böyle bir akla rastlanırdı. Lakin Türkiye tarihi milletten ve memleketten yana akıl işleten bir "devlet aklı"ndan ziyade, yabancı odaklara ve merkezlere hizmet eden bir "devlet aklı"nın tarihidir aynı zamanda.
Öyle olmasaydı FETÖ, devletin kalbine suikast düzenlemeye kalktığında imdada millet yetişmek zorunda kalmaz; devreye devlet girer ve millet de bu kadar endişelenmezdi.
Oysa 15 Temmuz'da ortalıkta ne devlet aklı vardı, ne de devletin derin irfanı...
PKK, Güneydoğu’yu havaya uçurmaya kalktığında da devlet aklı ortalıkta yoktu. Belki şimdilerde bir devlet aklının oluşmasından bahsedilebilir; ancak bunun da kolay olmadığı bilindiğinden bugün sadece, “İnşallah o da zamanla olur” demekten ileri gidemiyoruz.
“Sayın Öcalan” hikâyesi de aşağı yukarı “Mister Gülen”le aynı. “Mister”dan tek farkı hâlâ ABD’nin Öcalan’dan “Sayın” çıkarma gayretinin devam etmesi.
“Sayın Öcalan” İstiklal Harbi’yle vatan kılınan bu toprakların içeriden parçalanmasını ve Türklerin 780 bin kilometrekare üzerindeki egemenliğinin 400 bin metrekareye düşürülme projesinin adı.
Öcalan’ın “Sayın” mertebesine çıkarabilselerdi veya çıkarabilseler proje gerçek olacaktı; geç de olsa devletin gözünün açıldığını söyleyebiliriz. En azından tuzağı fark etmiş durumda. “Gözünün açılması” terimi, “devlet aklı”nın oluşmaya başladığının da işareti. Ama bu akıl hâlâ çok zayıf, hâlâ çok güçsüz, hâlâ kandırılmaya oldukça açık.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019