Kurtuluş TAYİZ
Saçlarını kestiren gençleri işlenmiş bir “suç”un parçası sayan savcının ve tutuklama kararı veren hâkimlerin çok eğlenceli insanlar olduğunu düşünüyorum. Kesilmiş saçları “suç” ve “ceza”nın konusuna dönüştürebilmek –kabul edelim ki– yaratıcılık ister. Akıl sınırlarının dışına taşmadan bunu başarmak zor. Sanatçılar için akıl bir tür hapishanedir aslında. Bu sınırları aşmak, öncelikle eğlencelidir. Fakat bu “yaratıcı” yetenek savcı ve hâkimlerimizin sanatsal niteliklerine değil, maalesef şizofren yanlarına işaret ediyor. Gençlerin saç kısaltmasından esrarlı bir firar veya gizlenme öyküsü çıkaran zihniyetin infaz hukukundaki uygulamaları da bir hayli komik.
Cezaevinden Erdener Demirel’den bana ulaşan bir mektup, infaz hukukunun trajikomik bir uygulamasını gözler önüne seriyor. Okuyun ve siz karar verin:
“Tekirdağ 2 No’lu F Tipi hapishanesinin en düzenli, en sıkı, ve en yoğun çalışan birimi disiplin kuruludur. Hapishane idaresi diğer bütün yükümlülüklerini adeta bir yana bırakmış, bütün mesaisini disiplin soruşturmalarına ayırmış durumda.
Ceza infaz Kurumu’nun 42/2-e maddesi (‘Gereksiz olarak marş söylemek veya slogan atmak’) tarafımıza bonkörce işletiliyor. Türkü-marş söylememiz veya herhangi bir nedenle slogan atmamız her defasında ‘gereksiz’ sayılıp karşımıza disiplin cezaları olarak çıkıyor. Mayıs 2010’da aynı kanunun 42/2-e maddesinden hakkımızda toplam 10 soruşturma açıldı. Kimi cezalar onaylandı, Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi tarafından. Onaylanmayan, iptal edilen neredeyse hiç yok! Şu an siyasi tutuklu ve hükümlülerin hemen hemen hepsi cezalı ve yasaklı durumda.
Hakkımızda açılan 10 soruşturmanın karşılığı iki seneyi geçen iletişim araçlarından (mektup, faks, telefon) ve ziyaretten men! Yani 2012 ve 2013 yıllarında kesintisiz cezalı olacağız. Cezalar önümüzdeki haftalar ve aylar boyunca mütemadiyen kesilmeye devam edeceği için ‘2013-2013-2025...’ diye biriktireceğiz! Tabii birde aynı kanunun 48/4 maddesi var, ‘iyi hal’ ile ilgili, yani çifte cezalandırma hükmü. Diyelim ki üç ay iletişimden men cezası aldık ve infaz ediliyor, bu üç ay boyunca açık görüş yapma hakkımız otomatik olarak elimizden alınıyor, bu yetmiyor, ceza infaz edildikten sonra üç ay daha açık görüş yapamıyoruz. 48/4 maddesini hakkımızda açılan 10 soruşturma ile yan yana getirdiğinizde tablo tamamlanıyor: Senelerce açık görüşten men!
Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi tarafından onaylanan en ilginç (!) ceza disiplin kurulunun 10.05.2010 tarih ve 2010/186 No’lu kararıdır. Devlet tarafından bayram ve tatil günü ilan edilen 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutladığımız için üç ay iletişimden men cezasına çarptırıldık. 1 Mayıs’ı kutlamak dışarıda serbest, içeride yasak! Disiplin Kurulu’nun kararında aynen şöyle deniyor: ‘...1 Mayıs Marşı okuyarak, 1 Mayıs şehitleri ölümsüzdür ve ne denildiği anlaşılmayan sloganlar attıkları nedeni ile...’ 1 Mayıs’ta 1 Mayıs Marşı’nı söylememiz ve ‘1 Mayıs şehitleri ölümsüzdür’ diye slogan atmamız (bu marş ve sloganları sendikalarda kullanıyor) kadar doğal ne olabilir? Bu arada belirtelim ‘ne denildiği anlaşılmayan sloganlar’ Kürtçe attığımız sloganlardı!..
Bu mektubu hazırlarken elimize Tekirdağ İnfaz Hâkimliği’nin 02.11.2011 tarih ve 2011/2108 No’lu kararı ulaştı. 19 Aralık 2010 tarihinde yapmış olduğumuz bir anma ile ilgili. Hüküm şu: ‘Gereksiz yere marş söylemek ve slogan atmaktan üç ay süre ile türlü iletişim araçlarından yoksun bırakma.’ 19 Aralık 2000 tarihi bu ülkenin siyasi tarihine kanlı ve karanlık bir tarih olarak kaydedildi. Altı kadın arkadaşımızın yakılarak toplam 28 arkadaşımızın öldürüldüğü ve adına ‘Hayata Dönüş’ dedikleri kanlı sayfanın yıldönümünde arkadaşlarımızı türkülerle, marşlarla, sloganlarla anmayı gelenek haline getirdik. (...) Kararı verenler ve planlayanlar ortada, eğer bir ilerleme sayılacaksa emir eri birkaç zavallı yargılanmakta halen. (...)19 Aralık katliamının 11. yıldönümünün yaklaştığı şu günlerde yine arkadaşlarımızı anacağız ve alışılageldiği gibi yine gereksiz olarak marş söylediğimiz, slogan attığımız gerekçesiyle bir üç ay daha iletişimden men ile cezalandırılacağız!..
‘Gereksiz yere marş söylemek veya slogan atmak’ maddesi her türlü yoruma açıktır. Bu suçlama soyuttur. Bir sloganın ya da marşın ‘gereksiz’ olduğuna nasıl ve neye göre karar veriliyor? İlgili maddede gereksiz slogan ve marştan söz edildiğine göre, gerekli slogan ve marşlar da vardır, bunlar hangileridir? Gerek hapishane idaresi, gerek infaz hâkimliği, gerekse de Ağır Ceza Mahkemesi “gereksiz yere slogan atmak veya marş söylemenin gerekçeli açıklamasını –ısrarla talep etmemize rağmen– yap(a)mıyorlar.
Sorunun esastan çözülmesi için 42/2-e maddesi kaldırılmalıdır; zira bu madde ile bizler değil, ailelerimiz de cezalandırılmış oluyor ve mağdur ediliyorlar.”
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019