Lale KEMAL
AK Parti, 2002 kasımında ilk iktidara geldiğinde Gayrı Safi Yurt İçi Hasılası kısa adıyla GSYİH’sı, 250 milyar dolarlardan 2011 verilerine göre 1,3 trilyon dolara çıkan Türkiye, dünyanın 15. büyük ekonomisi hâline geldi. GSYİH’daki büyüme, ekonominin önemli bir ivme kazandığının da göstergesidir. Ekonomik büyümenin, daha ziyade makro düzeyde olup mikro düzeyde yani vatandaşın hayat standardını istenen düzeye getirmese de Türkiye’yi uluslararası ölçekte önemli bir ülke hâline getirdiği yadsınamaz. Hele de AK Parti iktidarında ekonomik büyümeye paralel olarak gerçekleşen demokratik reformlar, 2003 itibariyle Türkiye’yi adeta uçurdu ve belki de tarihinin en istikrarlı dönemini yaşattı. Ne var ki ekonomik büyüme devam ederken reformlara bir süredir ara verildi ve hükümetin statüko ile işbirliği içine girdiği yolundaki kuvvetli izlenim ile birlikte demokratik siyasette yakalanan ivmede geriye gidiş başladı. Bu geriye gidişin en önemli göstergesi, ifade özgürlüğü alanında yaşanan ihlaller olarak kendisini gösteriyor.
Askerin bir daha darbe yapamayacağının garantisi olan yapısal reformlara ara verilmiş olması ise korkarım ekonomide gözlenen ciddi kazanımları da geriye götürebilecek bir riski içinde barındırıyor. Demokrasinin daha da ilerletilmesi için gerekli reformlara yeniden ivme kazandırılırsa eğer Türkiye’nin izlemekte olduğu aktif dış politika yukarıda belirttiğim ekonomik büyümesi ile örtüştüğünde Ankara’nın artan biçimde saygın bir ülke hâline gelmesini de kaçınılmaz kılar. Zaten Kürt sorununu çözen bir Türkiye ki bu çözüm için demokratik reformlar yapması şart şahlanır, evet Erdoğan’ın söylediği gibi pik yapar yani zirveye çıkar.
Özgüven arttıkça kaslar gösteriliyor
Hızlı ekonomik büyüme, Türkiye’nin özgüvenini arttıran bir faktör hâline geldikçe Ankara’nın kaslarını gösterip dünyanın her yerinde, örneğin, Afrika’da büyükelçilikler açarak, varlık gösterme arayışları da doğal oluyor. Keza, Başbakan Erdoğan’ın, ilk kez geçen yıl gündeme getirdiği Şangay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) katılım fikri, Türkiye ile müzakerelere uzun süre ara veren AB’ye, “Beni almazsan başka alternatiflerim var,” mesajını barındırmakla beraber bu taktik bir politikanın ötesine giden bir arayışın işaretleri. Zaten yapısı itibariyle ŞİÖ, AB’ye alternatif değil.
Erdoğan’ın yakınlarda yeniden ısıttığı ŞİÖ’ye Türkiye’nin katılımı konusu da Ankara’nın artan özgüveniyle birlikte dünyada söz sahibi ülkeler sınıfına girme arayışlarının bir yansıması olarak da ortaya çıktı. Kaldı ki dönemin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal, 31 Ocak 2012 tarihli basın toplantısında, Türkiye’nin bu örgüte gözlemci statüsüyle katılmak istediğini belirterek gündemdeki konunun bu örgüte tam üyelik olmadığına açıklık getirmişti. Bu arada hatırlatalım, ABD’nin, 2006 yılında bu örgüte yaptığı gözlemci statüsü başvurusu reddedilmişti.
ŞİÖ, Çin, Rusya ile Türkiye’nin kendisine tarihsel olarak yakın hissettiği Kazakistan, Kırgızistan,Tacikistan ve Özbekistan’dan oluşuyor. 1996 doğumlu ŞİÖ’nün, ilk kuruluş amaçlarının başında Çin ve dağılmadan önceki SSCB arasındaki sınırın askersizleştirilmesi bulunuyordu. Üyeleri arasında askerî işbirliğini arttıran ŞİÖ, Orta Asya özeli ve Asya genelinde ABD’ye karşı kalkan görevi görmek istemekle beraber iki üyesi Rusya ve Çin arasındaki görüş ayrılıklarının bu örgütün etkin hâle gelmesini caydırıcı faktörler olarak gösteriliyor.
Kimilerimizin ata diyarına yakınlaşma
Aslında, gelişmiş ya da gelişmekte olan pek çok ülkenin, özellikle SSCB’nin dağılmasının ardından oluşan bölgesel örgütlenmelerin kuruluşlarına ya önayak olduğu ya da gözlemci gibi statülerle bu örgütlere montajlandığı görülür.
Dikkat ettiyseniz Jandarma Teşkilatı, geçen hafta, Türkiye, Azerbaycan, Kırgızistan ve Moğolistan’ın katılımıyla, Avrasya Askerî Statülü Kolluk Kuvvetleri Teşkilatı’nın resmen kurulduğu haberini verdi. Kısa adı TAKM olan bu jandarma örgütünün sembolü de at olmuş. Büyük olasılıkla bu örgüt de diğer bazı benzerleri gibi, içinde at heykelini barındıran bir merkez ofisi ile işlevsel bir örgüt olarak faaliyet göstermeyecektir.
Ancak nihayetinde, ŞİÖ ya da at sembollü TAKM olsun bu bölgesel örgütlere Türkiye’nin katılımı ya da öncülük etmesi, bir yandan da Ankara’nın, zaman zaman birbirimizin lehçesini anlamakta zorluk çeksek de bazılarımızın ata diyarı Türkçe konuşan Orta Asya Cumhuriyetlerinde daha etkin olmasına yarayacak. Bunlar, Pan-Türkizmi canlandırma arayışları mı, onu zaman gösterecek.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016