Lale KEMAL
Hükümeti yıpratma amaçlı ısmarlama kitap hazırladığı iddiasıyla Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Ahmet Şık’ın, yazarlık becerileri üzerine bir yorum yapmam için eserlerini görmem gerekiyor. Böyle bir eserine de henüz rastlamış değilim. Ama gazeteciliği üzerine belki de yorum yapabilecek en yetkin kişilerden biri olduğumu söyleyebilirim. Niye mi, derseniz, sorumsuz ve ilkesiz gazeteciliği yüzünden 301’den yaklaşık iki yıl yargılandım. Sonunda beraat ettim ama kendisini gazeteci diye tanımlayan bu şahsın, sorumsuz haberciliği yüzünden maddi ve manevi kayıplar yaşadım. Anlatayım...
TESEV, Mayıs 2006’da, Türkiye’deki TSK, Jandarma, Polis ve MİT gibi güvenlik ve istihbarat sektöründe faaliyet gösteren kurumları mercek altına alan, bu kurumların, seçilmişlerin, sivil demokratik denetiminden önemli ölçüde yoksun olduğunu gözler önüne seren ve ilk olma özelliğini taşıyan bir Almanak yayımladı.
“Almanak Türkiye: Güvenlik Sektörü ve Demokratik Denetim” adlı rapor 22 konu başlığından oluşup, çok değerli bir el kitabı niteliğinde. Keza, Almanak 2006-2008 de aynı nitelikte.
Raporun; TSK, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bölümlerini kaleme almıştım. Tahmin edileceği gibi, TSK ve Jandarma’nın, anti-demokratik ve özerk yapısını detaylarıyla gözler önüne seriyordum. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, genelinde rapora ve özelinde benim yazdığım bölümlere tepkisi sert olmuştu. Gerçekler acıtır tabii...
Büyükanıt, Ekim 2006’da, Harp Akademileri Komutanlığı’nda yaptığı ve tüm televizyon kanallarından canlı verilen konuşmasında, hiçbir demokratik ülkede görülmeyecek biçimde Almanak yazarlarına sert ve tehditkâr ifadeler kullandı. Ben dâhil tüm Almanak yazarlarını fişlemişti artık. Nasıl olsa hesap soran bir makam yoktu, hepimizi hırpaladı, tehdit etti.
Şimdi olduğu gibi o tarihlerde de basın mensuplarına, fikirleri ne olursa olsun sahip çıkan bir medya örgütlenmesi de yoktu... Yalnız bırakıldım.
Bu olay üzerinden birkaç ay geçmişti ki, Ermeni asıllı Gazeteci Hrant Dink Ocak 2007 tarihinde sokak ortasında katledilmişti. Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın, arkasında zafer işareti yapan polis ve jandarma görevlileri olduğu halde gazetelerde ibretlik fotoğrafları yayımlanmıştı.
Dink suikastının akabinde, bir profesör arkadaşım, Nokta dergisinden Ahmet Şık’ın, güvenlik güçleriyle ilgili benimle bir röportaj yapmak üzere Ankara’ya geleceğini ve bu röportajı kabul edip etmeyeceğimi, sordu. Profesör arkadaşa güvendiğim için aracı olduğu Şık ile görüşme talebini kabul ettim. Şık ile görüşmemiz sırasında, tanıdık aracılığıyla geldiği için kendisi ile sansürsüz görüşeceğimi ancak bu röportaj Nokta dergisinde yayımlanmadan önce mutlaka metni görmem gerektiğini söyledim. Röportajda, yukarıda değindiğim ibretlik fotoğrafta yer alan güvenlik görevlilerini de sert biçimde eleştiriyordum.
Şık, yazı dilinde asla kullanmayacağım kelimelerin zaman zaman yer aldığı röportaj metnini bana göstereceğine dair söz verdi. Ama sözünü tutmadı.
Röportajım, Nokta’nın, Şubat 2007 tarihli sayısında, “Polis-Jandarma Çekişmesi Neyi Gösteriyor?”, “Asker İç Güvenlikten Elini Çekmeli,” başlıkları ile yayımlanmıştı. Şık, röportajı hiçbir süzgeçten geçirmemiş, kendisinden rica ettiğim halde, benim onca yıl netameli askerî konularda yazdığım halde özen gösterdiğim dilime hiç uymayan ifadelerle söylediklerimi yayımlamıştı.
Ahmet Şık, evrensel gazeteciliğin en temel ilkelerinden biri olan, talebi halinde haber kaynağına atfen yazılmaması gereken, metni önceden gösterme gibi kuralları hunharca çiğnemiş, adeta bir kapkaççı gibi söylediklerimi alıp, aynen yayımlamıştı. Kendisine verdiğim demecin arkasındaydım ama yazı dilinde kullanılmaması gereken ifadelere yer vermiş olması ne denli özensiz, kural tanımaz olduğunu da gözler önüne seriyordu.
Bu röportajda özellikle, yazı dilinde asla kullanmayacağım ama Şık’ın belli ki hiç umursamadığı için aynen kullandığı o kelime yüzünden “Devletin (Jandarma) askerî kuvvetlerini alenen aşağılamak,” suçlamasıyla 301’den yargılandım.
Diğer yandan, kötü şöhretli 301. Madde, Türkiye’de fikirlerini beyan edenleri sindirerek toplum nezdinde fikir özgürlüğünü kısıtlamak amacıyla kullanılıyor. Bu maddeden hiç kimsenin yargılanmaması gerekiyor. Bu gerçek, Ahmet Şık gibi kişilere, haber kaynaklarının kendilerine güvenerek verdikleri bilgileri, hoyratça, sorumsuz bir biçimde yayımlama hakkını vermez.
Medya örgütleri, Türkiye’nin son on yılına damgasını vuran demokratikleşme hareketleri karşısında anti-demokratik duruşlarıyla çok kötü bir sınav veriyorlar. Ne TSK’nın andıçladığı gazetecilere, ne de Ergenekon soruşturmasını haberleştirdikleri için haklarında dava açılan gazetecilere sahip çıkıyorlar. 301 davasında bana Avrupalı ve Amerikalı basın meslek örgütleri sahip çıkmıştı.
Diyeceğim o ki, şimdilerde Şık ve Şener için sergilediğiniz duruş, evrensel basın ilkelerine sahip çıkmadığınız için anlamsızlaşıyor. Gerçek anlamda Batılı bir gazeteci duruşu sergileseydiniz, basın özgürlüğü alanında çok mesafe kat edilebilirdi.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016