Mehmet ALTAN
“Klasik polisiye romanlarda suç genelde bireyseldir ve bir dedektif veya amatör bir meraklı tarafından cinayetin çözülmesinin ardından, suçlu yakalanıp cezalandırılır ve toplum yaşantısına devam eder; suçun derinliği veya toplumsal nedenleri konu edilmez.”
Türkiye siyasal olayları da klasik polisiye gibi okuyor; derinlik ve toplumsal nedenler pas geçiliyor.
xxxxxx
Meral Akşener de Kemal Kılıçdaroğlu başkan olmasın diye bir polisiye romandaki intihar bombacısı gibi davrandı...
Kendisini ve partisini patlattı...
Bu yapılanı siyasi bir mantıkla açıklamak pek mümkün değil… İyi Parti, altılı masada kalsaydı iktidarın parçası olacak ve çok büyük bir ihtimalle daha da güçlenip büyüyecekti.
Şimdi seçimlere tek başına da girse de Cumhur İttifakı’na yamansa da ciddi biçimde seçmen kaybedecek. Belki de bir daha hiç toparlanamayacak.
Peki neden böyle bir şey yaptı?
xxxxxx
Yaşanan bir polisiye roman olmadığına göre olup biteni daha derinlemesine ele alıp soruşturabiliriz…
Akşener’in söylediklerinin akla uygun bir açıklaması bulunmuyor…
“Kılıçdaroğlu seçilemez” deyip muhalif bir adayın seçilme ihtimalini iyice zora sokmaya çalışmanın nasıl bir anlamı olabilir ki?
Belli ki bu davranışın tek bir hedefi var… Eğer becerebilirlerse Kılıçdaroğlu’nun başkanlığına engel olmak.
Sorgulamaya bu noktadan başlayabiliriz.
Niye Kılıçdaroğlu’nun başkanlığına engellemek, İyi Parti için kendisini yok etmeyi bile göze alacak kadar önemli?
xxxxxx
Kısa bir süre önce Kılıçdaroğlu “kirli sermayenin çaldığı 418 milyar doları defterlerine yazdım” demişti.
Deftere yazdığı için tahsil edeceğini ve tahsilatın işleyiş sürecini de Kızılay Meydanı’na kurduracağı bir Çetemetre’den halka duyuracağını ilan etti.
Akşener 6’lı masayı inandırıcı olmayan sebeplerle nezaketten ve zarafetten uzak bir biçimde terk edince ilk önce aklıma Türkiye’yi soyan kirli sermayenin kimler olduğu geldi.
Bu ülke insanlarının 418 milyar dolarını kim çaldı?
Bunlar bu kirli saltanatın bitmesini, sorgulanmayı ve Kızılay’daki Çetemetre’den afişe olmayı isterler mi, bu konuma düşmemek için neler yaparlar?
Neler yapabilirler?
Belli ki yapabileceklerinin sınırı yok.
xxxxxx
Yaşananların sadece ekonomik boyutu yok tabi…
Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu sadece Türkiye halkından çalınan paraların tahsilatından söz etmiyor, yüz yıldır bir türlü demokratikleştirilmeyen Cumhuriyet’i demokrasi ile taçlandırmaktan da söz ediyor…
Bu da devlet içi çetelere, burayı bir kokain cennetine dönüştürenlere, mafya ile kol kola girenlere büyük bir tehdit.
xxxxxx
Demokratik bir iklimin ürünü olmayan siyasal zihniyetin Kılıçdaroğlu’nun demokratik reflekslerinden huzursuz olacağı açık…
İYİ Parti’nin sürekli olarak Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkmasının ve tam adaylık kesinleşirken de masadan kalkmasının siyasal boyutunu da bu çerçevede değerlendirmek lazım herhalde…
Devlet içi odakların da karanlık eylemlerin faillerini saydamlıktan ve cumhuriyetin demokratikleştirmeden asla haz etmeyecekleri aşikâr…
xxxxxx
Meral Akşener’in genel başkanı olduğu İYİ Parti’yi kuran çekirdek grup eski MHP’nin milletvekilleri.
İYİ Parti’nin kurucu çekirdek kadro MHP tedrisatından geliyor ama bir de daha liberal görüşlü küçük bir grup var.
Partinin kurulduğu günden beri İYİ Parti’nin bazen kurucularının siyasal köklerinden tevarüs ettiği reflekslere geri döndüğüne, bazen de merkeze doğru hamle ettiğini gördük. Sürekli gel gitlere şahit olduk.
Masadan kalkma kararın da ise İYİ Parti’nin kuruluşunda rol oynayan MHP kökenli çekirdek kadronun etkin olduğu söylenmekte…
xxxxxx
Bu MHP kökenli lafı ilginç bir laf.
Çünkü, kendi partisini küçültmek pahasına anlaşılamayan hamleler yapan bir siyasi lider deyince akla MHP lideri Bahçeli geliyor.
Onun da birçok davranışı siyasi bir mantıkla açıklanamadı.
Şimdi aynı şekilde davranan başka bir lider de Akşener.
xxxxxx
Akşener’in kendi partisinin aleyhine bir karar verdiği açık, nedenlerini ise ancak tahmin edebiliyoruz.
Peki, Akşener Kılıçdaroğlu’nun başkanlığını engelleyebilecek mi?
Bu hamle sayesinde Erdoğan bir daha başkanlığı kazanabilecek mi?
Doğrusu ben Akşener’in ve onun partideki destekçilerinin amaçlarına ulaşabileceklerini pek sanmıyorum.
xxxxxx
İyi Parti yöneticileri, tabanlarını yüzde yüz peşlerine takıp götürecek bir güce sahip değil.
AKP iktidarından en fazla nefret eden gruplardan biri İyi Parti seçmeni.
AKP’nin çıkarına olabilecek bir hamleyi desteklemeyecekleri şimdiden belli.
Erdoğan’a destek olmaktansa partilerini terk etmeyi seçecek büyük çoğunluğu… Bu işleri yüzde yüz bilmek çok zordur ama İyi Parti’den ayrılanlar sayesinde CHP’nin oylarını birkaç puan artırması bile mümkün.
xxxxxx
Ayrıca İyi Parti, altılı masanın manevra alanını fazlasıyla kısıtlıyordu.
HDP’yi dışlarken gidip Sedat Bucak’ı ziyaret ediyordu Akşener.
Altılı Masanın takozu konumundaydı… Şimdi ittifak bu takozdan da kurtuldu.
xxxxxx
Akşener’in ayrılmasının AKP’nin işine yarayacağını söyleyenler var… Muhalefette böyle bir çatlağın seçime bu kadar yakınken ortaya çıkması birçok insanın moralini bozabilir.
Ama o kadar da çabuk moral bozmaya gerek yok bence.
AKP, siyaseten felç olmuş bir parti…Yirmi yıllık bir iktidardan sonra artık ülkeyi yönetemiyor.
Bu yönetememenin ne anlama geldiğini depremde büyük acılar çekerek gördü ülke.
Bu durumda hiçbir siyasi gelişme AKP’yi iktidarda tutamazmış gibi görünüyor.
Birinci turda, olmazsa ikinci turda bu toplum AKP iktidarını yollayacak. Bu iradenin önüne geçmek artık çok zor.
xxxxxx
Bu çürümüş rejim sürsün ama iktidar bana geçsin diyenlerle, Türkiye’nin var olmaya devam edebilmesi için “yeniden inşa” mecburiyeti vardır diyenler ayrılıyor.…
Yenilenme istemeyenler kendilerini gösteriyor.
Çok ağır bir yükün, derin bir çilenin pençesinde kıvranan halk ise siyaset kurumunun çok önünde…
Temel hak ve özgürlüklere ihanet ederek, din, dil, ırk üzerinden siyaset yapmayı sürdürmek, yeniden inşa ihtiyacı içinde kıvranan Türkiye’de artık bir karşılık bulamaz…
Siyasal bombacılık bu dönemin devamını sağlayamaz…Ne yapılırsa yapılsın bu dönem bitiyor.
xxxxxx
Belki daha sonra daha detaylı konuşuruz, olayları sadece iş siyasi gelişmeler üzerinden anlamaya çalışıyoruz ama bu kez dünya sisteminin de “şalteri indirdiğini” gözlüyoruz.
Umudu karartmanın manası yok…
Geliyor gelmekte olan…
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025