Mehmet ALTAN
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 20 Haziran 2014 günü Diyarbakır’da yaptığı konuşmasında, dünya ile birlikte CHP’nin de değiştiğini söyledi.
İkitidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) başlattığı Çözüm Süreci’nin yasal bir zemine oturması ve şeffaf olması gerektiğini ifade etti. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile beraber cumhurbaşkanlığına aday gösterdikleri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, bu sürece katkı sağlayacağını belirterek, Kürtlerin cumhurbaşkanlığı seçiminde kilit rol oynayacağını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, CHP’nin sürecin önünde engel olmadığını da şu sözlerle açıkladı:
“Şöyle bir algı da var, AKP çözecek, CHP engel oluyor gibi… Hayatımda duyduğum en saçma görüş kusura bakmayın ama. Parlamentonun yarısından fazlası sende. Sen çözdün getirdin de biz mi karşı çıktık. CHP’yi engel olarak sizlere gösteriyorlar.”
Acaba bu çerçevede Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’daki açıklamaları, CHP’nin Kürt Sorunu’na yaklaşımında bir dönüm noktası olarak görülebilir mi? Yoksa ‘Kürt oylarının kritik öneme sahip olduğu’ bir seçim öncesinde, pragmatist bir hamle olarak mı algılanmalı?
Sorular burada bitmiyor, devam ediyor:
Ekmeleddin İhsanoğlu ismine CHP içindeki ulusalcı kanattan gelen tepkilere rağmen Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamaları parti içi yeni bir tartışma yaratır mı? CHP seçmen tabanında bu açıklamalar nasıl bir yankı yaratır?
Ve devam ediyor.
Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde de milliyetçi ve dindar kökenden gelen bazı isimleri belediye başkanlığına aday göstermişti. Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’daki açıklamaları da göz önüne alındığında, CHP’nin Kemalizm ile arasına mesafe koymaya başladığı söylenebilir mi?
Bu soruları ben de kendime sorduğum vakit, şöyle yanıt veriyorum:
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’da söylediklerinin mahiyetini, ‘dünya ile birlikte CHP’nin de değiştiği’ vurgusu ve bu vurgunun belki de bir ifadesi olarak İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı ile birlikte değerlendirirsek, ciddi bir değişme arzusu olarak görmek gerekir sanıyorum.
Tabii bu değişimde CHP’nin siyasi çıkarları rol oynuyor. Zaten önemli olan da CHP’nin siyasi çıkarını artık ordu ve darbede değil, Türkiye’nin insanlarında, onların sorunlarının çözümünde araması. Asıl büyük değişim bu. Kitlesel bir siyasi parti olabilmek için Kürtlere gidip ‘bu sorunu biz çözeriz’ demek zorunda olduğunu CHP artık kavramış gözüküyor.
Hayat ve Türkiye’nin gerçekleri, CHP’nin köklü bir şekilde değişmesi gerektiğini her fırsatta CHP’ye hatırlatıyor. Türkiye’nin, fazlasıyla ağırlaşmış temel sorunlarını çözebilmesinin tek yolu, cumhuriyeti demokratikleştirmekten geçiyor.
Kürt Sorunu ve CHP
Demokratikleşmenin kilit taşlarından biri de Kürt Sorunu’dur. Kürt Sorunu demokratik çözüme tabii tutulmadan, bu çözümün hukuksal çerçevesi çizilmeden, Türkiye demokratikleşmesini asla tamamlayamaz. Çözüme kestirme yollardan gitmeye kalkarak demokrasinin etrafından dolanmak, Türkiye’nin demokratikleşmesini, Kürt Sorunu'nun çözümü sonrasına ertelemeye kalmak da gerçek bir çözüm getirmez.
Türkiye’nin hemen hemen bütün büyük ve temel sorunları, esasen demokrasi eksikliğinden kaynaklanıyor. Ülkenin bütünüyle demokratikleşeceği hamleleri yaptığınızda, bütün sorunları çözebilecek geniş bir yolu da açmış olursunuz. Napolyon Bonapart’ın dediği gibi, “En kestirme yol şosedir.” Türkiye’nin şosesi de demokrasidir. Bütün çözümlere en kestirme şekilde demokrasi yolundan ulaşılır.
O yüzden, CHP inandırıcı ve samimi bir şekilde demokratikleşmenin öncülüğünü yapmak, AKP’nin tüm ileri adımlarının çok daha ilerisinde yer almak zorundadır.
Türkiye seçmeni, AKP’nin olumlu yanlarını daha ileri bir noktada, daha tutarlı ve daha kurumsallaşmış bir şekilde ifade ve icra eden, gittikçe artan sayıdaki ürkütücü yanlarına da panzehir olabilecek çözümleri içselleştirmiş bir siyasal alternatife ihtiyaç duyuyor. CHP bu işlevi yerine getiremedikçe, kendi toplumsal sağlığı da güç kazanmaz.
Daha önemli ve elzem olanı ise ıskalıyoruz…
Bizim siyaset, maalesef uzun süredir Türkiye’deki ciddi sosyolojik değişim ve dönüşümü analiz etmekte zorlanıyor. Partiler durumu kavrayıp değişime öncülük edemiyor. Tam aksine, sosyolojik değişim gerçekleşiyor ve kendini siyaset kurumuna empoze ediyor, dayatıyor.
Şimdi, CHP ile MHP gibi varlık nedenleri birbirine zıt gözüken iki partinin, kendi kalelerinden çıkarak, ortak ve farklı bir alanda sosyolojik ittifak yapmaları da bunun çok önemli bir göstergesidir. Ayrı ayrı sosyolojik değişim realitesine cevap veremeyen iki parti sinerji yaratarak bu talebe cevap vermeye çalışıyor.
Şunu da unutmamak lazım; CHP, İhsanoğlu’na giderken, İhsanoğlu da CHP’ye geliyor. Yeni bir terkibin pratik koalisyonu olarak okumak gerek bu gelişmeyi. Herkes karşılıklı olarak dönüşüyor. Dönüşemeyen ya da bunu algılayamayanların çaresiz bir hırçınlığa kapılmalarını da bu açıdan değerlendirmek gerekiyor.
Ayrıca da din faşizmine ve tek adam otoritesine teslim olmamak, çok tehlikeli uçurumlara düşmemek için mevcut kaotik ortamda nispi, demokratik bir çare arıyorlar.
Ulusalcı kanat, toplumsal çoğunluğu kapsamak noktasında çok yetersiz kaldığı, Kürt Sorunu’nda da AKP’nin çok gerisine düştüğü için partiyi büyütmek bir yana, gittikçe daha da ufaltacak bir tehlike içeriyor.
Kılıçdaroğlu’nun adımları bir tartışma yaratsa da, başarı sağlaması halinde, ulusalcıların itirazı etkili olmaz. Şayet CHP yönetimi, seçmen tabanını genişletme arzusundaysa, bir kesim seçmeni kaybetme riskini göze alarak daha fazlasını kazanma gayretine girmek zorundadır.
Zaten Kılıçdaroğlu’nun da zorluğu ve mahareti bu noktada yoğunlaşıyor. CHP lideri, eski seçmenini yitirmeden partiyi dönüştürmeye çalışıyor, farklı bir seçmen grubuna ulaşmayı hedefliyor. Partinin kireçleşmiş yapısı ile yenilenme ihtiyacı arasında denge kurarak yol almaya çalışıyor, tabii bu da siyasal yaşamını zorlaştırıyor, kalıcı başarıları geciktiriyor.
Türkiye siyaseti, -sosyolojik değişimi dikkate alırsanız- 2014 yılında kendini yeniden biçimlendirmek zorunda. Belki ‘Kemalizm-CHP’ bağlamındaki soruları da bu gerçeğin ışığında yorumlamalı.
Çünkü dün dünde kaldı. İleriye yönelik olarak artık Türkiye’de ne ‘askeri vesayet’ ne de ‘siyasal İslam’ üzerinden siyaset yapmak mümkün olamayacak.
Toplum, ikisini de denedi ve beklediğini bulamadı. Artık mecburi istikamet, Avrupa Birliği (AB) standartlarında bir demokrasi olmak zorunda.
Hayatı, mevcut partiler ve köhneleşmiş söylemler üzerinden gözetlemek yerine, mevcudun toplumsal talebe cevap veremediği, bunun için de yenilenme süreci yaşadığını düşünmek gerekir.
Mevcut siyasi partilerin topluca karılarak yeni bir yapılanmaya gitmeleri artık kaçınılmaz. Elbette yeni ayrışma çizgisi de ‘demokrasi’ olacak. Zira ‘askeri vesayet’ ve ‘siyasal İslam’ tüketilince, geriye ister istemez tüm toplumun tek çıkarı haline gelen demokrasi kalıyor.
Umalım ki bu hedefe çok zorlu, acılı ve tehlikeli bir yoldan perperişan bir süreç sonunda varmayalım.
CHP’yi ve benzeri çaba içinde olanları, bu zaviyeden değerlendirmekte fayda var bence.
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/sosyoloji-siyaseti-zorluyor
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025