Mehmet ALTAN
Kobani, Kürt tarihinin herhalde en önemli, en büyük dönüşüm noktalarından biri oldu…
Belki de en büyüğü.
Her ulusun, devlet olma aşamasında bir ‘milli destana’ ihtiyacı vardır. Kobani, Kürtlerin etrafında toplanacağı o büyük destanı olağanüstü bir kahramanlıkla yarattı.
Sadece Rojava’nın değil, büyük bir ihtimalle Ortadoğu’nun tarihini değiştirecek büyük ‘destan’ Kobani’de yaşanırken, Kürtler dünyanın en gözde, en popüler halklarından biri olmayı başardı.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Kürtler, Filistinlilerle birlikte Ortadoğu’nun haksızlığa uğramış yitik çocukları olarak görülürdü ama dünyanın gönlünü kazanmayı becerememişlerdi.
Filistinlilere gösterilen yakınlık onlara gösterilmedi.
Kürtlere zulmedenlerin Müslüman olması, Yahudilerle dövüşen Filistinlilerin Ortadoğu’da bulduğu desteği Kürtlerin bulmasını önledi sanırım.
Türkiye, İran, Irak ve Suriye, Kürtlerin ön plana çıkmasını hep engelledi.
Kürtler hep devletlerine karşı çıkan ‘teröristler’ olarak etiketlendi.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Kobani, iki çarpıcı tabloyu bir arada sundu dünyaya.
Birincisi siyasi ve askeri bir gerçekti.
IŞİD’in ilerleyişini hiç bir Müslüman devlet engelleyemezken ya da engellemezken, ‘laik’ Kürtler hayatları pahasına engellediler.
İkincisi ise cesareti kadar görselliği de çarpıcı olan bir savaş hikâyesiydi: Kobanili kadın gerillalar.
Elleri kalaşnikoflu, saçları örgülü, güler yüzlü, parlak gözlü kahraman kadınlar, şehirlerini, devletlerini, ailelerini hayatlarını ortaya koyarak koruyorlar ve bu uğurda gözlerini kırpmadan ölüyorlardı.
IŞİD’lilerin, ayağı terlikli, uzun sakallı, insanların kafalarını kesen gözleri kanlı ilkel askerlerinin karşısında aydınlık yüzlü cesur kadınlar.
Kobani’nin sembolü o kadınlar oldu ve dünya hiç duraksamadan o kadınların yanında yer aldı.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Bir gün bu savaşlar bittiğinde, Kürt kadın gerillalar evlerine dönecekler.
Yaşadıkları o tecrübelerden, geçtikleri o çetin sınavlardan, hayatlarını defalarca ortaya koyduktan sonra yeniden hayata karışacaklar.
Evleri, eşleri, çocukları, komşuları, işleri olacak.
Bu kadınlar ne evlerinde, ne işlerinde bir daha asla erkekler tarafından aşağılanamayacaklar, bu kadınların karşısında erkekler seslerini yükseltemeyecekler, ‘hayatı biz biliriz’ edalarıyla bu kadınlara hayatı öğretmeye kalkamayacaklar.
Bu kadınlara âşık olacaklar, bu kadınlara saygı duyacaklar.
Üstelik bu kadınlar bir tane, iki tane, üç tane değil, yüzlerce, binlerce kadın.
Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun o ‘erkek geleneği’ paramparça olacak, yepyeni bir hayat tarzı, yepyeni ilişki biçimleri kurulacak.
Ortadoğu’nun hırsızlığa, yolsuzluğa yatkın o gevşek erkekleri, kadın neymiş öğrenecek…
Dahası, erkek olmayı da bu kadınlardan öğrenecekler.
Hayat değişecek buralarda.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Ortadoğu’nun model ülkesi yakın zamana kadar Türkiye’ydi.
Müslüman, laik, demokrasi yolunda, zenginleşen, Avrupa üyeliğine aday bir ülke.
Tayyip Erdoğan’la adamlarının laiklikle demokrasiden saparak ‘Sünniliği’ kimlik olarak giyinmeleri, IŞİD’le içli dışlı ilişkiler kurmaları, içerde baskıcı bir yönetime geçmeleri, Batı’dan uzaklaşmaları, faşizm yolunda hızlanmaları, ‘halifelik’ ihtirasıyla bütün komşularıyla kavga etmeleri, cumhurbaşkanının İdi Amin türü alay konusu açıklamalar yapması, Türkiye’nin ‘model ülke’ olmasını kısa bir zamanda tedavülden kaldırdı.
Model olabilecek başka kimse de yoktu zaten Ortadoğu’da.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Kürtler, Kobani’de Ortadoğu’ya model olabilecek bir halk olarak ortaya çıktı.
Bu muhtemelen bilinçli bir tercih…
Aysel Tuğluk’un son iki yazısında arka arkaya ‘sekülerlik’ konusuna vurgu yapması, Selahattin Demirtaş’ın, Cemil Bayık’ın, Karayılan’ın, Duran Kalkan’ın, Mustafa Karasu’nun açıklamalarında ‘laiklik ve demokrasi’ sözlerinin artması, Kobani’den dünyaya yansıyan ‘kızlı erkekli’ laik ve demokrat görüntüsünün tesadüf olmadığını düşündürmekte…
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Kadınların Kürt toplumu içindeki rolünü değiştirmenin öncülüğünü Abdullah Öcalan yaptı.
Kürt kadınını olduğu yerden alıp erkeklerle eşdeğer, hatta erkeklerin de üstünde bir konuma yerleştirdi.
PKK, kadınların erkekle eşit hatta üstün olduğu bir hareketti.
Kobanili Kürt kadınları da, bir sakallı erkekler kalabalığı olarak gözüken Ortadoğu’da belki de ilk kez kadının varlığını böylesine görünür kıldı, bütün dünyanın dikkatini buraya çekti.
Kürtler, kadınlı erkekli birlikte mücadele eden bir toplum olarak Ortadoğu’nun diğer halkları arasından hem gerçek olarak, hem de imaj olarak sıyrılıp ayrıldılar.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Ben Kobani kadınlarının Ortadoğu’nun bütün kadınları için bir ‘modele’ dönüştüğünü düşünüyorum.
Diğer toplumlarda kadınlar aşağılanır, evlerine hapsedilir, varlıkları ve önemleri inkâr edilirken, Kürtler kadınları yücelttiler, özellikle Kobani’de onları ön safa, en yiğitlerin, en kahramanların arasına koydular.
Kürtler, gelişmişliğin belki de en önemli göstergesi olan kadını saygıyla selamlayan tek ulus haline geldiler Ortadoğu’da.
Üstelik bu, Türkiye gelişmişlikten uzaklaşıp, Ortadoğulu bir Sünni erkekler ülkesi olma yolunda hızlı adımlar atarken gerçekleşti.
Bunun Kürtler açısından muhteşem bir zamanlama olduğunu söylemeliyiz.
Tarih belki buna yardımcı oldu ama Kürtler de doğrusu bu fırsatı olağanüstü iyi kullandı.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Amerika’nın, Türkiye ve Erdoğan ‘asla olmaz’ diye bağırırken Kobani’ye silah yardımı yapması, bir yandan IŞİD karşısında güçlü bir rakibi desteklemeyi amaçlıyorsa, bir yandan da herhalde bu modeli desteklemeyi hedefliyor.
Kadın erkek eşitliği kuran, Ortadoğu’daki diğer toplumlardan ayrılan, yiğit kadınlarla dolu Kürt halkı, şu sırada gelişmiş dünyanın Ortadoğu’da sadece siyaseten değil gönülden de desteklediği tek halk.
Kürtler, Kobani’de dünya sahnesine çıkan, bütün dünya medyasında yer alan bu duruşlarıyla, Ortadoğu’ya, özellikle de Ortadoğulu kadınlara model olacaklar.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Kobani, Kürtleri ‘model halk’ yaparken bir yandan da yepyeni siyasi bir alan açtı onlara.
Devletleşme imkânını ele geçirdiler.
Bir büyük Kürt devletinin nüvesini Kuzey Irak’ta Barzani oluşturamadı ama Kobani’de PKK ve PYD oluşturdu.
Bütün Kürtler Kobani’de bir araya geldiler, başta ayak sürümesine rağmen Barzani bile oraya asker göndermek zorunda kaldı.
Üstelik Batı dünyası da tümüyle yanlarında.
Ortadoğu’daki bütün demokratik güçlerin de desteğine ve hayranlığına sahipler.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Bu gelişme, Türkiye’deki AKP devletini hazırlıksız yakaladı, ne Kürtlerin ‘model’ olmasına ve bu rolü Türklerin elinden almasına hazırdılar, ne de müstakbel bir Kürt devleti için Kürtlerin biraraya gelmesine.
Rojava’da Erdoğan’la Davutoğlu’nun sinsice bir politikayla IŞİD’i Kürtlere karşı desteklemesinin bedelini Türkiye Ortadoğu’daki rolünü Kürtlere kaptırarak ödedi.
Türkiye’nin devlet olarak gücü ve imkânları şu anda Kürtlerden fazla olabilir ama psikolojik üstünlük kesinlikle Kürtlerin elinde.
Ortadoğu’nun modeli artık onlar.
Ortadoğu’daki demokratların destekleyeceği, peşinden gideceği, taklit edeceği halk da artık Kürtler.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Bu gelişme Türkiye’deki Kürt siyaseti arasında da farklılıklara yol açmış gibi.
Kürt siyasetçilerin bir kısmı, özellikle İmralı’ya gidenler, ‘barışı ve süreci’ ön plana çıkarıyorlar, siyasetin diğer alanlarına pek dokunmuyorlar, AKP’yle ilgili demokrasi ve laiklik eleştirilerini pek coşkulu dile getirmiyorlar.
Başka bir kısmı ise özellikle Demirtaş, Tuğluk ve Kandil’deki PKK liderleri ‘laiklik ve demokrasi’ vurgusunu daha kuvvetli yapıyor ve bunu barışın önemli bir şartı olarak masaya koyuyorlar.
Kürtler kendi aralarındaki ayrılıkların dile getirilmesinden hoşlanmıyorlar, bunu bir tür ‘fesat’ olarak görüyorlar, bunu bilmekle beraber gene de Türkiye’deki Kürt siyasetinde ‘yerel’ ve ‘entarnasyonalist’ iki akımın belirdiğini söyleyebiliriz.
Ayırım ‘laiklik ve demokrasi’ kavramlarında ortaya çıkıyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
‘Yerel’ bir siyaset izlemeyi savunanlar, galiba ‘biz burada AKP’yle anlaşalım, laiklik ve demokrasi kavgasına pek girmeyelim, bazı haklar elde edelim, gerisini sonra düşünürüz’ türünden bir anlayışı savunuyorlar.
Enternasyonalistler ise dünyada alay konusu olmaya başlayan AKP ile aralarına mesafe koyup, daha dünyalı değerlere sahip çıkarak Ortadoğu’da başat bir rol oynamayı hedefliyorlar.
‘Yereller’, dini bir faşizmi ülkeye yerleştirmeye çalışan AKP’nin üstlerine düşen gölgesine pek aldırmazken, enternasyonalistler, AKP’nin eksikliklerinin altını çizerek, Türkiye’nin Ortadoğu’da ve dünyada kaybettiği rolü sahiplenmeyi savunuyorlar.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Eğer bu tespitler isabetliyse, Türkiye’deki Kürt siyaseti bir kırılma noktasına yaklaşıyor.
Çünkü çok ciddi bir anlayış ve siyaset farkı var arada.
Enternasyonalistler, Kobani’nin Kürtlere sunduğu imkânın mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Türkiye’yle anlaşırlarsa da bunu dünyanın alkışlayacağı bir zemin üzerinde gerçekleştirmek istiyorlar, bunun hem barış için hem de Kürtlerin Ortadoğu’daki rolü ve geleceği açısından daha önemli olduğunu düşünüyorlar.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Türkiye’nin model olmaktan vazgeçmesiyle birlikte Ortadoğu’da Kürtlerden başka bu modelliğe aday olabilecek bir toplum yok.
İmajını ve duruşunu son zamanlarda değiştirmeye uğraşsa da İran daha uzun zaman o model olamaz, Suudi Arabistan, Suriye, Irak, Mısır, Yemen zaten model olmaya adaylıklarını bile koyamazlar.
Galiba Kürt siyasetindeki ayrım da, Kürtlerin rolünün Kobani’de değişmesiyle derinleşti.
Kobani’ye kadar mesele Türkiye’deki barıştı ama Kobani’den sonra çok daha büyük bir alan açıldı Kürtlerin önünde.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Türkiye’deki Kürt siyasetiyle ilgili tespitler tartışılmaya açık olsa da, emin olunması gereken bir şey var:
Kobani’nin ve Kobani’nin kadın kahramanlarının Kürtlerin tarihini ve tarihteki rollerini değiştirdiği…
Ortadoğu’nun geleceğini belirlemeye aday olduğu.
Kobani’de olanları anlamadan siyaset yapmaya kalkanlar, Türkler de Kürtler de, tarihin duvarına çarparlar.
Kobani sadece Kürtler için değil Ortadoğu için de bir milat artık.
Bu yazı gazete360.com'da yayımlanmıştır
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025