Mehmet TIRAŞ
“Zarlar” Ahmet Altan’ın 5 yıl yattığı Silivri cezaevinde yazdığı üçüncü Romanın adı.
Ahmet Altan cezaevinde okuduğu kitaplar arasında “Mahmut Şevket Paşa suikastını” anlatan bir kitap da okur.
Suikastçının kimliği ve iki kardeşin birlikte asılması dikkatini çeker.
Romanın büyüleyici edebi kurgusunu bu olay üzerine kurar.
ZARLAR romanı böyle ortaya çıkar.
Altan yaratıcı kalemi ile edebi heykeller oluşturuyor.
Aynı zamanda imparatorlukta yaşanan çetelerin tarihini de anlatıyor okurlarına.
Hala bakın ki çeteler iktidarların ortağı oluyor şimdilerde.
Ahmet Altan’ın baş karakteri çocuk yaşta olan Ziya’dır.
Ziya’nın hayran olduğu kendine ‘idol’ olarak seçtiği İstanbul’un en ünlü meşhur çetelerinden ağabeyi Arif Bey’dir.
Arif bey güçlü kuvvetli ve heybetli daha otuz yaşına basmamış, yetiştiği çevresinde ve takıldığı mekanlarda nam salmış bir Çerkez’dir.
Ziya daha ilk okula gittiği süreçte ve çocuk yaşta erkek korkmaz kurgusu üzerine yetiştirilir ve ağabeyleri Arif ve Hakkı’yı örnek alır,okulda arkadaşlarına korku salan biridir.
Kendini alaka etmeyen konularda kavgaya giren bir yerde çete olmanın küçükte olsa alt yapısını oluşturur.
Arif kardeşleri Hakkı ve Ziya’yı yanına alır ve evlerine yakın boş koruluk ta atış talimleri yaptırdığında, Hakkı 13, Ziya ise daha 10 yaşındadır.
Çok sürmez ve su testisi su yolunda kırılır.
Arif bey Arnavut’lu Maltı Mustafa ile bir meyhanede karşılaşır.
Maltı Mustafa Saraya bağlı bir çetenin lideridir.
Tartışmaya çıkar, silahlar çekilir.
Arif bey ilk ateş etmesine rağmen Maltı Mustafa Arif beyi öldürür.
Arif beyin öldürülmesi Hakkı ve Ziya’nın yaşamını kökten değiştirir.
Bir süre kendilerine gelmezler öldürüldüğüne inanmazlar.
Ziya abisinin intikamının alınmasını en kısa sürede Maltı Mustafa’yı öldürmesini Hakkı’dan ister.
“Bunu sen üstlenmelisin” der.
Hakkı isteksizdir.
Aradan zaman geçer Ziya tekrar abisi Hakkı’ya ne düşünüyorsun Maltı Mustafa’yı ne zaman öldüreceksin diye sorar?
”Acele etme plan yapıyorum demesine” rağmen. Ziya Abisi Hakkı’nın yapmayacağına inanı anlar.
Maltı Mustafa’yı kendisi öldürmeye karar verir.
Maltı Mustafa’yı Adliye de duruşma salonunda öldürecektir.
Çerkez çetesinin yardımıyla duruşmanın başlamasından önce duruşma salonuna girer.
Salonda bulunan kalabalık Arnavutlar Maltı Mustafa’nın gelişini alkışlarla karşılarlar “Bravo yiğidim” diye bağırırlar…
Ziya duruşma başlamadan silahını çeker ve Maltı Mustafa’yı öldürür.
Sinop cezaevine gönderildiğinde Ziya 15 yaşındadır.
Cezaevindeki Çerkezler tarafından himaye görür.
Ziya yaşından fazla göstermektedir cezaevinde mahkumlar tarafından saygın bir kişi olarak karşılanır çünkü Maltıyı öldürmesi her tarafta haber olurken, bir de Arif beyin kardeşinin olmasının etkisi vardır.
Çok konuşmaz kendini göstermek için ciddi davranır mahkûmlara karşı da mesafeli durur.
Cezaevinde çok kumar oynanmaktadır.
Kumar dikkatini çeker.
Kısa sürede kumar Ziya’nın tutkusu olur.
İyi Zar atar.
Zarları avucunun içinde sallarken o kadar keyif alır ki hiçbir şeyden almadığı keyfi almaktadır.
Hapse gireli bir yıl olmasına rağmen ne abisi Hakkı ziyaretine gelir ne de başka bir yakını.
Birgün gardiyan Ziya’ya ziyaretçin var deyip önüne düşer.
Gelen Sarayın adamı Çerkez Sarı Mehmet’tir.
Ziya’ya hal hatır sorar bir ihtiyacın olduğunda bu gardiyana iletirsin deyip, tekrar geleceğini söyleyip odadan ayrılır.
Ziya hiç sormaz kimsin nesin diye.
İkinci bir Ziyaretinde Sarı Mehmet Ziya’ya “seni kaçıracağız hazırlıklı ol” der.
Planı anlatır:
“Sen kumar oynadığın kişiye “niye zar tutuyorsun” diye bağıracaksın üzerine yürüyeceksin, bu bağırma anında içeri iki gardiyan girecek koluna girip seni alıp koğuştan çıkaracaklar ve plan böyle işleyecek” der.
Ve öylede olur Ziya’yı karanlık bir oda da beklemesini söyleyen gardiyanlar gider.
Sonra tanımadığı iki kişi gelir Ziya’yı alıp Sinop cezaevinden tekne ile kaçırıp Mısır’a giden bir Zahire gemisine bindirirler.
Gemi oradan da İskenderiye limanına varınca Ziya’yı bir adam alır ve çiftlikte çalışan yaşlı bir kahyaya teslim eder,bunlardan hiç birini ziya tanımaz,kahya bir çiftlik evine Ziya’yı yerleştirir bir ihtiyacın olursa beni çağır,bir de bey söyledi seninle görüşene kadar hiçbir yere gitme,
bir yere gitmek istersen beraber gideriz” der.
Kısa sürede Ziya kendini ifade edecek kadar Arapça öğrenir ve yaşlı kâhya ile sohbet eder çiftlikte olanı biteni ve gördüklerini sorar.
Ziya’nın çiftlikte ki hayatı beklenemedik gelişmelere neden olur.
Çiftlikte lüks bir villa vardır ve bu villa da yaşlı bir adam ile güzel bir kız yaşaamaktadır, Ziya’nın dikkatini çeker.
Bu kızı Kahyaya sorar zengin bir Yahudi’nin kızı olduğunu Tıpta okuyor adı da “NORA” der.
Ziya ilk defa bir kızla arkadaşlık eder ama bir türlü Nora ile yakınlık kuramaz.
Burada kendini sorgular neden bir kadınla arkadaşlık yapamıyorum diye derin düşüncelere dalar.
Nora Ziya’nın gözlerine baktığında Ziya sadece gözlerini kaçırmaz başını da aşağı eğer.
Ziya Nora ile buluşmalarında Nora meyve ağaçlarının arasında dolaşırken iki şeftali koparır birini Ziya’ya verir birini de kendisi alır ama Ziya ancak teşekkür edebilir.
Nora Ziya’nın ruh dünyasında derin dalgalanmalar yaratır.
Birgün Kahya Ziya’ya Nora’nın gittiği haberini verir.
Ahmet Altan Ziya’nın o ruh halini anlatırken insan psikolojisinin en ücra köşelerine yolculuk yapar okuru da beraberinde götürür.
Çiftlik kahyası Ziya’ya gelir Bey seni villa da bekliyor der.
Çiftlik sahibi bey Ziya’ya Türkiye’de af çıkmıştır artık ülkene dönebilirsin der.
Ziya iki yılını geçirdiği çiftlik ayrılıp bir gemi iki günlük yolculuk boyunca Nora’yı düşünür, ”neresinden vurulduğunu anlamayan bir yaralı gibidir.”
Gemi İstanbul’da limana yaklaşınca kendini karşılamaya gelen kalabalık arasında abisi Hakkı’yı görür.
Ziya kendine yeni bir çevre oluşturmak ister ama bütün tanıdıkları Ziya’dan uzak durur hatta kaçar.
Ziya’nın hayatına İstanbul kumarhanelerinde tanışıp arkadaşlık etmeye başladığı zaman içerisinde karı koca gibi yaşadığı yalnız yaşayan zengin Tahire Hanım girer.
Ziya Tahire hanıma bir hediye almak ister hediye olarak ta kabzası sedef kaplı bir tabanca alır ve evine gider. Paketi açan Tahire hanım şaşırır. Tahire hanım Ziya’nın bir katil olduğunu, kendisini de öldürebileceğini bildiği halde hem korkar hem de çok sevdiği için Ziya’da uzaklaşamaz.
Ziya insanı yaşamaya değil de ölüme alıştıran bir ruhla yaşayan biridir ve büyüleyici bir roman tipidir.
Ziya ne zaman yalnız kalsa ilk aklına gelen Nora’nın kendine verdiği keten mendili cebinden çıkartır bakar ve tekrar katlayarak itina ile cebine koyarken, ya bu mendili kaybedersem, der.
Ziya hayatında kadını, sevgiyi ve aşkı Nora ile kısa süren arkadaşlığında anlar ama içselleştiremez, Nora’yı da unutamaz.
Bu baş döndürücü eserin detaylarını ve edebi lezzetini romanı okurken fazlasıyla tadacaksınız.
Ziya’nın “Mahmut Şevket Paşayı” makam aracının içinde nasıl öldürdüğünü ve abisi Hakkı ile peş peşe nasıl idama gittiklerini de öğreneceksiniz.
Ahmet Altan’ın Zarlar romanındaki ölüm üzerine hayatını kuran kumarbaz Ziya, hepimizin yaşamının bir parçası değil mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025