Mithat SANCAR
Hafıza mekanları ve Diyarbakır cezaevi
11.08.2014
2080
Geçmişle ilişkiyi, esas itibariyle unutma üzerine kurmuş bir coğrafyada yaşıyoruz. Geçmişteki günahları, utançları, suçları olabildiğince yok saymak, unutmak ve unutturmak, hem bireysel hem de toplumsal düzlemde yaygın ve baskın bir tutumdur. Böylece geçmişin hesabının kapanacağı umut edilir.
Geçmişteki zulüm ve vahşet pratiklerini unutturmaya çalışmak, bu ülkede güçlü bir siyasal tercih ve yönetme tekniğidir aynı zamanda. Devlet, neyin ne kadar ve nasıl hatırlanacağına karar verme hakkını kendinde görür; hatırlanmasını istemediği olaylara ve dönemlere, bir karartma uygular, gerekirse hatırlama yasağı koyar. Böylece geçmişteki ihlallerin ve suçların hesabının sorulmasına engel olacağını varsayar. Yönetim zihniyetinin sorgulanmasını önlemek de unutturma politikalarının hedeflerindendir.
Buna karşılık, hatırlamak ve hatırlatmak, hak ve adalet mücadelesinin vazgeçilmez unsuru, hatta şartıdır. Geçmişteki zulüm pratiklerinin hesabını sormanın yolu, çoğu zaman buradan geçer.
Hatırlamanın ve hesap sormanın amacı, geçmişteki adaletsizliği gidermekten ibaret değildir. Bugünü ve geleceği adalet üzerine inşa etmek için de, hatırlamaya ve hesap sormaya ihtiyaç vardır. Kısacası, Milan Kundera’nın dediği gibi, 'insanın iktidara karşı mücadelesi, hafızanın unutmaya karşı mücadelesidir.”
Geçtiğimiz asrın son çeyreği, hatırlama kültüründe önemli gelişmelere sahne oldu. Mazlumların ve mağdurların hafızalarının uyanışından söz etmeyi mümkün kılan bu gelişmelerin en önemlileri, Latin Amerika ülkelerindeki askeri diktatörlüklerin çöküşü ve Güney Afrika’daki ırkçı rejimin çözülüşüdür. Bu ülkelerde, geçmişteki insanlık suçlarının hesabını sormak ve bunların tekrarlanmasını önlemek için yöntemler arandı. Geçmiş dönemin zulüm merkezlerini, zulüm politikalarının teşhir edildiği mekanlara dönüştürmek, bu yöntemler arasında yer aldı. Gerçi bu tür hafıza mekanları, ilk defa buralarda oluşturulmadı, ama en çarpıcı örneklerine Şili ve Arjantin’de rastladığımız uygulamalar, hatırlamanın siyasal ve toplumsal öneminin yeninde ve daha geniş boyutlu bir şekilde keşfedilmesini sağladı.
Pinochet diktatörlüğü altında on yedi yıl geçiren Şili, baskı ve zulüm dönemleriyle hesaplaşma konusunda başka toplumların ilham alabileceği tecrübeler üretti. Çoğu son 5-6 yılda billurlaşan bu tecrübelerden biri de, başkent Santiago’daki Hatırlama ve İnsan Hakları Müzesi’dir. Tanıtım broşüründe yer alan şu cümle, müzenin amacını yalın bir şekilde anlatıyor: '11 Eylül 1973 ila 10 Mart 1990 arasında insan hayatına ve onuruna yapılan saldırılar üzerinde düşünmek için bir davet...' Müzede, darbenin yapıldığı andan başlayarak yapılan vahşetler, orijinal video ve audiolarla, gazete küpürleri ve tanıklıklarla, fotoğraflar ve çocukların çizdiği resimlerle sergileniyor. Santiago’da, ilginç hafıza çalışmalarından biri de, diktatörlüğün önemli merkezlerinin yer aldığı güzergahtır. Örneğin darbeye kadar Sosyalist Parti binası olarak kullanılan, diktatörlük döneminde gizli polisin gözaltı ve işkence merkezine dönüştürülen yer, şimdi resmi hafıza mekanı olarak bu güzergahta yer alıyor.
Acımasız bir askeri diktatörlüğü yedi yıl süreyle (1976 - 1983) yaşayan Arjantin’de de hafıza mekanları ve hatırlama çalışmaları konusunda değerli uygulamalar var. Bunların en önemlileri, başkent Buenos Aires’teki Donanma Teknik Okulu (ESMA) kompleksinin bir bölümünün müze ve insan hakları araştırma merkezi haline getirilmiş olmasıdır. Vahşetin sembollerinin başında gelen ESMA’da onbirlerde kişiye işkence yapılmış, bunların yaklaşık otuz bini uyuşturularak kargo uçaklarına bildirilmiş ve okyanusa canlı canlı atılmıştı.
Her iki ülkede de, bütün bu çalışmalar, hakikat ve adalet ekseninde ve ‘’bir daha asla' (nunca mas) sloganıyla yürütülüyor. Diyarbakır Cezaevi’nin müze yapılması talebini de bu çerçevede düşünmek, lazım...(BasHaber Gazetesi)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2015
22.03.2015
12.02.2015
5.02.2015
27.01.2015
20.01.2015
13.01.2015
6.01.2015
29.12.2014
23.12.2014